Kadının gözleri bana dönerken içimden küfrettim. Şey neydi ya?

"Hoşgeldin. Araf'tı değil mi?"

"Evet."

Eliyle karşısındaki tekli koltuğu işaret ettiğinde sözünü dinleyip oturdum. Normalde insanlara kolay kolay itaat etmezdim ama şu anda normal bir durumda değildik.

"Evet Araf. Seni dinliyorum."

"Ne anlatacağım?"

"En baştan. Her şeyi."

Pekala. Bunu yapabilirdim sanırım.

"Annem öldükten sonra babam,gerçek babamı bulmaya karar verdi. Aslında amacı ondan intikam almaktı. Annem babamla evli olmasına rağmen hala gerçek babama aşıktı. Sonra da Mira'yı kaçırdı ve bizim görüşmemizi sağladı. Sonrasını biliyorsunuzdur."

Gözlerini babama dikip uzun bir süre ona baktı. Bir ara bu süre bana o kadar uzun geldi ki kalkıp gidecektim. Yine de kendimi tutup koltukta oturmaya devam ettim. Sonunda bana baktığında bahçeyi inceliyordum.

"Bundan sonra ne olacak peki?"

"Sizi bilemem ama benim için her şey aynı olacak. Mira'ya da söylediğim gibi, benim kardeşlerime ihtiyacım vardı, gerçek babama değil. Onlarla görüşmeme izin verdiğiniz sürece benim için sıkıntı yok."

Başını salladıktan sonra ayağa kalktı ve yavaş adımlarla kapıya yaslanmış babamın yanına gitti. Bir süre karşısında dikilip ona baktı. Sonra kollarını kaldırıp boynuna sardı. Onları izlerken mahremlerine girdiğimi düşündüğüm için başımı başka yöne çevirdim.

"Araf."

Sevim Hanım'a baktım.

"İstersen burada kalabilirsin. Belki seni kabullenmek benim için kolay olmayacak ama sen de benim oğlum sayılırsın. Ayrıca kardeşlerini de istediğin zaman görebilirsin."

Başımı salladım ve oturduğum koltuktan kalkıp çıkış kapısına ilerlemeye başladım. Fakat daha yarı yolda kolumdan tutulup durdurulmuştum.

"Oğlum. Burada, bizimle kal. Lütfen."

Kolumu babamın elinden kurtardım ve arkamı dönmeden konuştum.

"Şimdi değil ama belki sonra. Baba."

***

Mira'dan;

Telefonumu cebime sokuşturdum ve yatakta oyuncaklarıyla oynayan Mirel'in yanına oturdum. Abimi arayıp duruyordum ama telefonlarıma cevap vermiyordu. Endişelenmeye başlamıştım.

Mirel elindeki oyuncakları fırlatıp yüzünü buruşturunca kucağıma alıp odadan çıktım. Onu anneme bırakıp abimi bulmaya gidecektim.

Ve evet. Annemle babam barışmışlardı fakat babamın hala üzgün olduğunu görebiliyordum. Araf Abi bizimle kalmadığı için üzgündü.

Salonda oturmuş elinde dergisini okuyan annemin yanına gittim ve kucağına Mirel'i bıraktım. Sonra da şirince sırıttım.

"Anne, ben abimin yanına gidiyorum. Sen Mirelle ilgilenirsin."

Bir şey demesine izin vermeden koşarak kapıya ilerledim ve portmantodan ceketimi alıp kapıya çıktım. Arabanın yanında bekleyen Murat abiyi görünce yanına ilerledim.

"Murat Abi. Beni abimin evine götürür müsün?"

"Tabi küçük hanım."

Arka kapıyı açıp oturdum. Bir yandan da abimi arıyordum. Yine açmayınca karşı dairede oturan Melda Teyze'yi aradım. Abime kalmaya gittiğimde mutlaka bize gelir, yaptığı yemeklerle karnımı şişirirdi.

Abim Where stories live. Discover now