-1-

118 11 3
                                    


Gülüşüne aşık olduğum, dokunmaya kıyamadığım insandı o. Huzur kelimesinin eksiksiz karşılığıydı. Yanında mutlu olduğum tek kişiydi. O da bıraktı, gitti işte beni. Tıpkı annem gibi, tıpkı babam gibi...

Fotoğrafını elime aldım. Ne güzel de gülüyordu. Onun gülüşünü gördükçe ben  daha çok ağlıyordum. Gözyaşlarım ondan geriye kalan tek fotoğrafa zarar veriyor, ıslatıyordu. Sanki onun yüzünü okşuyormuş gibi baş parmağımla sildim ıslanmış yerleri. Bir yandan ona aşk dolu gözlerle bakıyor diğer yandan ise baktıkça yüzümde gülümseme oluşuyordu. Emindim ki dışarıdan bakan birisi Mona Lisa tablosuna benzetirdi yüzümü. 

İsyan etmemek elde değildi. Bunun yanlış olduğunu biliyordum ama kendime engel olamıyordum işte. Ne günah işledim de onsuzlukla sınanıyorum diye düşünmeden edemiyordum. O benim hayatıma girmiş ilk ve tek kadındı. Ve ben onu kaybetmiştim. Yaşamak istemiyordum. Zaten her hücrem onsuzluk zehrini içmiş, ölmüştü. Zombi gibiydim ama kimsenin kanı bana yaramazdı. 

Şunun şurasında iki sene kalmıştı üniversiteyi bitirmemize. Ben doktor olacaktım o ise avukat. Üniversiteye geldiğim ilk gün görmüştüm onu. Kantinde ailesiyle oturmuş, bir şeyler konuşuyordu. Ona uzun uzun baktım ve bakarken kalbimin nasıl attığını inanın anlatamam. Aşkın zamanla meydana geldiğini ve yıldırım aşkı diye bir şeyin olmadığını okumuştum bir kitapta. Sanki yaşadığım olay o yazara muhalefeten gerçekleşmişti. Kaçamak gözlerle bana baktığını gördüğümde güzel bir ölüm yaşıyor gibiydim. Zor bir kızdı ve ben onun peşinden iki sene koşmuştum. Daha yeni ona sahip olmuşken onu kaybettim. Son buluşmamızda bana 'Sana her saniye aşık olmak bir mucize olsa gerek.' demişti. Bir cümlesiyle kendine tekrar tekrar aşık eden bu kadını ben nasıl unutabilecektim? Nasıl onsuz hayatımı devam ettirebilecektim ki?

Aylardan Mart, hava yağmurluydu. Bana aldığı ve 'Ben yokken seni ısıtsın.' diyerek hediye ettiği kazağı, beraber aldığımız kapüşonlu çeketi ve onun üstüne de deri çeketimi giydim. Fotoğrafını çeketin sol taraftaki cebine, kalbimin tam üstüne koydum. Hava hafif hafif kararmaya başlamıştı, hava buz gibi olmalıydı ama içim yanıyordu. Dışımın da bu soğuk pek umrunda değil gibiydi, hiçbir şey hissetmiyordum. 

Kimse ağladığımı görmesin diye kafamı yere eğmiştim. Sırılsıklam olmuştum daha çıkalı beş dakika olmadığı halde. Şemsiyesinin altında tirtir titreyen ve karşımdan gelen kişiler deliymişim gibi korkulu ve acıyan gözlerini bana dikip yanındakilere beni gösterip bir şeyler fısıldıyorlardı. Kimse umrunda değildi, zaten yağmur bütün yüzümü yıkamıştı. Artık gözyaşlarım da belli olmuyordu. Sahil boyu gidiyordum. Nereye gittiğimi ise çok iyi biliyordum.

En sonunda gideceğim yere gelip sahilde bir banka oturdum. Hava gibi gözyaşlarım sağanak gibi olmuş, bardaktan boşanırcasına akıyordu. Tam burada oturduğum bankın sağ köşesinde oturuyordu o gün. O gün bana demişti 'Gel bir daha sarılayım aşık olduğum.' diye. İşte o gün bana sımsıkı sarılmıştı. İşte o sarılış sondu, son sarılışıydı. O gün son buluşmamızdı ve aynı zamanda son görüşümdü onu. Son kez bakmıştım o gün ona. Son kez gülmüştü bana bir avuç dolusu. Kokusunu ilk kez koklarmış gibi koklamıştım o gün. Meğer son kezmiş.. 

Banktan kalktım arkamı döndüm. Arabalar vızır vızır geçiyordu. Araba ışıklarını yağan sağanak yağmur kesiyordu. Yutkundum, gözlerimi yoldan ayırmadım. Ellerim titrerken avuçlarımı gökyüzüne açtım. Adeta Allah'ıma ulaşmak istercesine açmıştım ellerimi. Gözlerimi yoldan ayırdım ve gökyüzünün en derinlerine yağmur tanelerinin arasından bakarak kısık sesle 'Allah'ım neden? Neden o kadar lanet insan değil de benim sevdiğim neden? O lanet araba bizim en mutlu günümüzde onu benden aldı, neden?' Artık sesim kısık değil avazım çıktığı kadardı. 'Onu çok özledim Allah'ım. Ver onu ne olur! Onu ver, bir kere göreyim onu sonra benim canımı al yalvarırım.' Dizlerimin üzerine çökmüş, hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Mutluluğumuz o gün şarampole yuvarlanmıştı.

Biraz kısa oldu kusura bakmayın. Diğer bölümde telafi edeceğim. Umarım beğenirsiniz. Taktirlerinizi veya eleştirilerinizi vote veya yorum ile yapınız lütfen. Teşekkür ederim :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 28, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİYAHIN YANSIMASI 'MAVİ'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin