2.Bölüm / Pinokyo Olsan Burnun Dünya'yı Turlardı

16.6K 590 113
                                    

Başımı sıraya koymuş sözde sınıfı inceliyor gibi yaparken onu dikizliyordum. En azından dürüstüm, değil mi ama? Öğlen arasındaydık ve Esin'in gelmesini bekliyor, bir yandan da fırsatı kaçırmamak için onu izliyordum. O ise öylece telefonuna bakıyordu.

"Yakalandın." diyerek keyifle sırıttı ve bana bakmaya başladı. Ben ise aniden konuştuğu için resmen yerimden sıçramıştım ve ödüm patlamıştı.

"N-ne yakalanması ya? Ne sa-saçmalıyorsun sen?"

Hem korkmuştum, hem de gerçekten yakalandığım için heyecanlanmıştım ve kekeliyordum.

"İnkâr etme, az önce beni izliyordun güzelim. Hayır yani dedim belki bırakır, sırf o yüzden ağzımı açmadım ama..." deyip gülmeye başladı. Hay ben senin o açmadığın ağzına sı- neyse.

"Ben sana bakmıyordum ki."

"Öyle mi?" dedi. Ses tonu çok tatlıydı.

"Öyle, ne o beğenemedin mi?"

"Beğenemedim tabi."

"Nedenmiş o?" diye sordum küçük bir çocuk edasıyla.

"Neden olacak, inkâr ediyorsun kızım."

"Kızımmış(!) Odun."

"Az önce nerdeyse ağzının suları damlıyordu, şimdi mi odun olduk?"

"Ya of! Ben. Seni. İzlemiyordum." dedim tane tane ve her kelimenin üzerine basarak. Ardından da "İz-le-mi-yor-dum!" diye heceledim.

"Sana bir sır vereyim mi?" dediğinde "Söyle bakalım, neymiş o?" dedim. Bana doğru biraz eğildiğinde kalbim hızlansada umursamamaya çalıştım. Sanki çok önemli bir şey söylüyormuş gibi fısıldayarak "Pinokyo olsan burnun dünyayı turlardı." dedi ve geri çekildi. Gözlerimi kısmış ona bakarken bende ona aynı şekilde "Ben de sana bir sır vereyim mi?" dedim. O da tıpkı benim gibi "Söyle bakalım." dedi. Ben de ona yaklaşarak kısık seslerle "Pinokyo olma şerefini sana layik görüyorum, mağlum ikiniz de odunsunuz." dedim ve yerime oturdum. Ben bozulmasını beklerken o sırıtarak "Zeki kız, keşke zekanı bana laf sokmak yerine daha gerekli şeyler için kullansan." dedi.

"Sen çok mu gerekli şeylere efor harcıyorsun?" dediğimde ise "Emin ol kızlar yanımdayken ve benim içime düşecek durumdalarken de bolca efor harcıyorum." dedi. Gözlerimi devirmekle yetinip -bu sefer olduğunu umuyorum- önüme döndüm.

* * *

"Burcu ve Aras önceden sevgililermiş yani?" diyerek sorarcasına konuşan Esin'e çevirdim bakışkarımı.

"Yani, anlayacağın bizim erkek delisi Burcu'nun da kalbinde sakladığı biri varmış." dedikten sonra Burcu ve Aras'ın ilk karşılaştıkları anı düşündüm.

"Aras?"

Burcu'nun ağzından sanki acı çekermiş gibi söylediği sözler ile bakışlarımla aralarında mekik dokumaya başladım.

"Miray dışarı çıkar mısın?" Aras'ın konuşmasıyla ona döndüm. Ben tam bir şey diyecekken Aras'ın "Miray çık dışarı!" diye resmen kükremesiyle dışarı çıktım. Ama merakım durur mu? Hayır.

"Ne o, ağlayacak mısın?" Aras'ın sesi alay eder gibiydi.

"Canımı yakıyorsun Aras. Öylece terk ettin beni, sırf çektiğim acılardan kurtulmak için bu okula geldim ve şimdi sen de buradasın."

"Benden kaçmak için babama ait olan bir okula gelmen sence ne kadar mantıklı?"

Bir dakika? Bu okulun sahibi Aras'ın babası mıydı?

ÜVEY (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now