Bölüm 6-Çiçek-

37 2 0
                                    

Şarkı ile birlikte okumanızı öneriyoruz.

Sanki deja vu oluyorum. Biz bu anı, tekrar tekrar yaşadık. Hemde kaç kere? Bu hırıltılı sesler, bu ölüm kokusu ,bu sahneler ,defalarca gördüm ama bu sefer ki diğerlerinden farkı yoktu çünkü diğerlerinde de en mutlu olduğum zamanda, bir kaçış yolculuğu başlamıştı.

     Metehan oturduğu koltuktan kalkıp, koltuğun arkasında ki pencereye doğru dönüp, yavaşça perdeyi araladı. Hava karanlıktı ve zombi hızla pencereyi yumruklamaya başlamıştı. Metehan hızla perdeyi örttü, hızla kalktı.  Metehan koşar adımlarla evin tüm odalarını gezdi ve pencerelerden zombilerin ne tarafta olduğuna baktı. Bir şeyler ters gidiyordu ama ne idi?
    Ben olayları kavrayamıyordum. Beynim artık yanmıştı. Hiçbir şeyi anlayamıyordum. 10'dan 2'yi çıkaramaz durumdaydım.
     Yiğit'in yanımda olmadığını fark ettim. Metehan ağzını kocaman açarak bir şeyler söylüyordu. Belliydi, bağırıyordu. Bana doğru geliyordu.

    Aniden güçsüzleştiğimi fark ettim. Niye böyle oluyordu? Yiğit elinde çanta ve Hayri ile bana doğru geliyordu. Ben niye yerimde duruyordum? Niye bu zombilerden kaçmıyordum. Neden?  Bir anda gözlerim döndü ve son olarak Metehan'ın kalp atışları. Niye?

Metehan'ın Gözünden Devam...

"Dilara yanıma gel" diye bağırdı Yiğit. Ama Dilara hiç tepki vermeden yerinde duruyordu. Şoka girmiş olamazdı çünkü böyle zombi saldırısını kaç kere yaşadık.
"Dilara, canım koş Yiğit'in yanına." Hâlâ tepki vermiyordu. Ben diğer odadaydım ama Dilara'yı görebiliyordum. Şu an karşımda duruyordu.
"Yiğit Dilara'ya bir şey oldu. "
Büyük adımlarla ona doğru gidiyordum. Yiğit'le aynı zamanda da  adını söylüyorduk.Ona yaklaşdığımda üzerime doğru düştü. Bir dizimi yere koyarak,destek alıp iki elimle Dilara'yı kucağıma aldım.
"Noldu ya buna? Dilara kalk! Bak Hayri burda." Yiğit telaşlı ve titrek ses tonuyla Dilara'yı uyandırmaya çalışıyordu. Hayri deli gibi havluyordu.
"Geliyorlar, gitmemiz lazım parfüm şişesi bizim odada onu da al. O olmassa zombiler direkt saldırır." Hızlı bir biçimde söyledikden sonra Yiğit Hayri'yi yere bırakıp koşarak bizim odaya girdi.
    Bu istila adamları yeni zombi olmuşlar, bunlardan kaçmamız bir mucize olucak. Benim en büyük korkum sevdiğim insanları kaybetmek. Daha önce bunu yaşadım, ve şu an yine korkumla burun burunayım. Eğer Dilara bu istila da hayatını kaybederse tamamen benim onu koruyamadığımdan.
"Mete bunlardan hangisi?" Uzaktan Yiğit'in sesi duyuldu kulaklarıma. Hızla elinde ki parfüm şişeleriyle buraya yaklaşıyordu.
"Pembe renkli hariç hepsi!" Yiğit çantayı sırtından çıkarıp parfümleri, çantanın içine attı. Sadece birini eline aldı. Ardından çantadan bir bıçak çıkardı.
Acele etmemizi haberdar edercesine cam kırıntıları geldi üzerimize. Demin oturduğumuz odada ki pencereden içeri girmeye çalışıyorlardı. Koşarak diğer pencerenin yanına geldik. Yiğit parfümü üzerimize sıkıyordu.
"Geliyorlar çabuk ol çabuk." Yiğit parfüm şişesinin demir olan kısmını bıçakla kırdı. Ardından hızla üzerimize boşalttıktan sonra boş şişeyi, bize doğru gelen zombiye attı. Zombi,salyangozmuşcasına eriyordu.
Hayri endişeli şekilde bizim yanımızdan ayrılmıyordu. Pencereyi açtık önce Yiğit,elindeki bıcağı pencerenin kenarına koyup atladı.Ayakta duran Yiğit'e güvenerek,Dilara'yı Yiğit'in kucağına verdim. O arabaya doğru koştu, bende bıçağı ve Hayri'yi alıp atladım aşağı. Arabaya doğru koşmak için döndüğümde ise karşımda bana doğru gelen 3 zombi duruyordu. Bi anda Dilara'nın kelimeleri geldi aklıma. 'Zombilere zarar verecektik ama öldürmeyecektik. Çünkü kalplerinin atma ihtimali var. 'Aniden ayağımı kaldırıp,  sertçe zombinin göğsüne koydum ve ittirdim, bu sırada zombi yere düşdü. Bende sarsılarak geriledim. Yere düşen zombi ayağa kalkıp yine bana doğru geliyordu. Yavaş yürüyorlar ama haraketleri hızlı. Arkaya döndüğümde arkada duvar vardı.Ben bu manzaranın karşısında küçük adımlarla gerilemeye başladım. Derin bir iç çektim. Bu kadarmış Metehan! Gözlerimi kapayıp Hayri'ye sıkıca sarıldım. Aninden aklımda bi soru durdu. Kız mıyım lan ben? Kız gibi bir şey yapmayarak öylece ölümü beklemeyeceğim. Elimdeki bıçağa baktım. Hiç düşünmeden hızla bi kaç adım atarak bıçağı karşımdaki zombiye doğru tuttum. Zombileri korkutmaya çalışıyordum. Zombiler gelmiyorlardı ama sanki bir hamle bekliyorlardı. "Metehan gidebildiğin kadar geri çekil." Bu Yiğit'ti, hızla geriye doğru koştum. Karşımda duvarı görünce durup arkama döndüm. Yiğit bir şey attı ve zombiler gözlerimin önünde yanıyorlardı. Bu çok rahatsız edici bi görüntüydü. Yanarak yerde kıvranan zombinin gözlerinin içine baktığımda kendi yansımamı gördüm korkmuştum. Erkeklerde korkar ama ya bir gün korkum yüzünden Dilara'yı koruyamasam. Karşımda diri diri yanan insanlar bunları hak ediyorlar mıydı? Bende insanım ve onlarla eşitim, Allah hepimizi eşit seviyor. Bende onların yerinde olacak mıyım bir gün? Daha sonra koşarak arabaya bindik ve Yiğit arabayı çalıştırdı. Dilara hâlâ baygın vaziyette arka koltukda uzanıyordu. Hızlı nefes alıp veriyordum. Bu gece hayatımın en unutulmaz gecesi olarak tarihe geçecekti. 

İstila:Varoluş#Wattys2016Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora