Benim odamın hemen yanındaki odaya girdim. İçim kıpır kıpırdı. Sus iç ses. Sebebini bende bilmiyorum.
Kapıyı açtığımda kısacık bir koridorla karşılaştım. Hemen yanda tuvalet olduğunu düşündüğüm bir kapı vardı. İlerledim. Odası bembeyazdı. Duvarda adını bilmediğim bir kaç müzik grubunun posterleri vardı. Atakan katı bir insan olsa da odası onun tam tersiydi. Yani çok eğlenceli görünen bir odası vardı.

Kısa koridoru bitirip yatağa geldim. Yatağında yüz üstü uzanmış bir şekilde yatıyordu. Yaklaştım. Saçları birbirine girmişti. Yutkundum. Çok tatlı duruyordu. İçimde birşeylerin hareketlendiğini hissettim. Yatağının köşesine oturdum ve yüzünü seyretmeye başladım. Rüyasında ne görüyorsa onu rahatsız ediyor olmalıydı ki kaşları çatılmıştı. O an onu uyurken rahatsız eden herşeyi öldürmek istedim. Bana neler olduğunu anlamıyordum ama bu olan şeyler hiç iyi değildi.

Onu artık uyandırmam gerekiyordu. Yavaşça omzunu sarstım. "Atakan?"
Uyanmayınca biraz daha hızlı sarstım. "Atakan hadi uyan. " Yine uyanmamıştı.
Gözüm komidinin üzerindeki su bardağına takıldı.
Hadi hadi yaparsın. Al ve dök şu suyu kafasına.
Yapamam iç ses bir susar mısın?
Yap dedim.
ama neden ki ?
Nedeni yok yap işte. 
Pekâlâ iç ses.
İç sesime lanetler okuyarak su dolu bardağı aldım ve üçe kadar sayarak atakanın kafasından döktüm.

Onca dürtmeme rağmen uyanmayan çocuk, suyu dökünce neye uğradığını şaşırdı ve korkuyla sıçradı yataktan. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Muhtemelen sinirden.
"Sen naptığını sanıyorsun lan !"
Bağırmasıyla olduğum yerden iki metre sıçradım. Abartma.

"Sadece seni uyandırmaya çalışıyordum. Bağırmana gerek yok."
Burnundan soludu.

" Sen uyuyan insanları böyle mi uyandırıyorsun lan ! Çabuk çık odamdan bir daha da girme! "
İlk defa kalbimin bu kadar kırıldığını hissediyordum. Gözlerim yanmaya başladı. Bu kadar bağıracağı bir şey yapmamıştım.

"Al odanı götüne sok. Ne senin, ne de odanın meraklısıyım. Kenan abi demeseydi gelmezdim zaten."
Sözlerimi bitirdikten hemen sonra odadan çıktım.

Hızlı adımlarla aşağıya indim. Baya bir gecikmiş olmalıydım ki herkes hazır bir şekilde bizi kapıda bekliyorlardı.

"Nerdesiniz kızım geç kalıyorsunuz."
Arkamdan Atakan da gelmişti. Üzerine beyaz bir tişört ve siyah bir pantolon vardı. Bu çocuk ne kadar öküz de olsa benim nefesimi kesiyordu.
"Geldik işte anne hadi gidelim."

Atakan askılıktan deri ceketini alıp dışarı çıktı. Kenan abi hızlı adımlarla onun yanına giderken ben de annemle birlikte evden çıkıyordum. Atakan ne kadar kendi arabasıyla gelmek istese de maalesef bizimle gelmek zorunda kaldı.

Yol boyunca telefonuyla ilgilenip durmuştu. Hem çok sinir bozucu olup hem de nasıl bu kadar çekici olabiliyordu aklım almıyordu.

20,25 dakikalık araba yolculuğundan sonra araba durdu. Dışarıya göz attığımda geldiğimizi anladım. Şoför arabamın kapısını açtı. Arabadan indim ve etrafımı incelemeye başladım. Okul çok fazla büyüktü ve gittiğim okula oranla çok çok güzeldi. İnsanlar biraz havalı gözüküyorlardı ama ön yargılı olmamam gerektiğini düşündüm. Ben etrafımı incelerken atakanın yanıma geldiğini fark etmemiştim bile.
Bütün herkes bize bakıyordu. Çoğu kız beni gözleriyle öldürmeye çalışıyordu. Nedenini merak ettim. Atakan olamazdı değil mi ?
Ah kızlar rahat olun lütfen. O benim için imkansız. Alın sizin olsun.
Atakan bizim yanımızdan ayrılıp arkadaşlarının yanına gidince bende kenan abinin yanından yürümeye başladım. Atakanın yanına gittiği çocuklar barda gördüklerim değildi. Atakanın sanırım arkadaş çevresi baya genişti.

❤ÜVEY ABİM❤ Where stories live. Discover now