Ateş

214 17 6
                                    


Lay bedenini ritme bırakırken tek istediği, tek arzusu bütün yaşanmışlıkları silmekti.

Lay kaybetmeyi sevmezdi ve kaybetmezdi. Ta ki o' nunla tanışana kadar. Onunla tanıştıktan sonra kaybettikleri, o yanında olduğu sürece sorun değildi. Birden gözleri önünde dışarıda bırakılmış bir mum canlandı. Sonra ise o' nun sözleri;

"Ateşi görüyor musun sevgilim. Ateşin ve rüzgârın dansını. Ne kadar kudretli, büyüleyici değil mi? Karanlık gökyüzünü aydınlatan şimşek gibi kudretli. Ateş sönene kadar yanındayım. Sönmeden yeni bir ateş oluştur."

Ve Lay o uyarıya rağmen ateşini oluşturmakta geç kalmıştı. Gözyaşları yeniden yanaklarını ıslattığında güldü, sıradanlaşmış bir şeydi artık bu.

Lay umudunu çıkmaz sokakta değil, ana caddenin tam ortasında kaybetmişti.

Lay sevdiği insanı birden değil, her gün kaybetmişti ve o kaybettiği sevgilisiyle hayata karşı mağlubiyet kazanmıştı. 0-1 olan skor tablosu gözlerinin önünde gitmiyordu...

" Ay güneşe değil, yıldızlara âşık. Kim göremediği birine aşık olabilir ki?"

İsyan dolu sesi kulaklarında çınlarken, barın yüksek müziği silinmişti bile.

Sevdiği ateşti, kendisi ise rüzgar.

Lay özgürdü, özgürlüğü severdi. Sevdiği ise yakmayı, kül etmeyi ve yeniden doğmayı...

" Ben Anka kuşuyum sen ise kanatlarımın arasından geçen özgürlüğüm."

" Bir gün ölürsem üzülme, küllerimden yeniden doğmayı bekle."

Ve hiç bir zaman küllerinden geri gelmedi.

" Yalancı"

Eşliksiz atılan kahkahalar, kaybedilişin en büyük kanıtı.

" Cennet ve cehennem yaşadığımız dünya. Sen benim cennetimsin, dışarı ise cehennem."

Dudaklarını birbirine bastırıp gözyaşlarını sildiğinde kapıyı çaldı.

Aynı yüz karşılamıştı onu, hergün bıkmadan..

" İçeri gel Yixing." ufak bir baş sallamasıyla yanıtladı, ıslattı parkeleri ıslanmış kıyafetleri...

Yüreğine inen yıldırımla, ıslanmanın lüzumu yoktu.

" Yeniden ondan kayboldum. Suho.. yeniden kendimi onda buldum"

" Ölümsüz aşk yoktur. Öldüğünde biter"

" Ölü birini özleyemezsin, özlediğin sadece anılardı.r"

Suho elini diğerinin omuzlarına atıp sıvazladı.

" Onu unutmaya çalıştığımda yeniden kendimi ondan buluyorum, ateşi yakmalıydım Suho. Yaksaydım Jongdae yaşıyor olacaktı."

" Sen istediğin kadar kendi ateşini yak Lay, Jongdae kendi ateşini yakmadığı sürece bir şey değişmeyecekti."

" Neden yakmadı?"

"Kendini toprak için feda etti."

" Rüzgâr güzel sevse de, Ateş' e yeterli gelmedi. Eksikti onun için, o da kendine toprağı seçti. Toprak için yaşamaya, onun için nefes almaya başladı. Toprak ise Ateşi söndürdü. Rüzgâr heybetini kaybetti."

Ardından usulca fısıldadı.

" Su ise rüzgâra olan aşkını hep sakladı."

" Kim Jong Dae bencildi. Umursamaz ve kibirli. Tek kişinin aşkı yetmiyordu ona."

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Sep 21, 2018 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

FIRE |ChenLayDonde viven las historias. Descúbrelo ahora