5.Bölüm- Okul

343K 12.6K 1.8K
                                    

Medya; Ediz

Hatalar yapma zamanı !

Sabah gözlerimi açtığım gibi yataktan çıktım. Lanet olsun şu alarmı kuran insana, ahh pardon insan mı dedim? Kahrolasıca yaratık. Banyoya girip, güzel bir duş alıp odama geçtim. Dolabımı açıp, ne giyeceğime bakınıyordum. Ama aklıma bir şey takılmıştı. Ediz bana Edanın boş durmayacağını söylemişti. Böyle olduğu zamanlar hep altından kötü şeyler çıkıyordu. Kızları toplayıp üstüme salması, beni sıkıştırıp saldırması gibi. Gülerek siyah taytımı alıp üstümede beyaz t-shirt giydim. Bu tür konularda fazlasıyla rahat olmam gerekiyordu. Yani Güneyin bir diğer kuralı. Telefonumu çıkarıp, Sılaya mesaj attım.

Kime: SILAŞKIM(08:15)

Bu yavruna suikast düzenliyorlar! Yetiiiş!! *SırıtanEmoji*

Sıla bu mesajı görür görmez yazardı zaten. Yaklaşık 5 dakika sonra, mesaj geldi.

Kimden: SILAŞKIM(08:20)

Sana benden başka kimse suikast falan yapamaz! 15 dakikaya sizdeyim. Ayrıca söylemem gereken sürprizimde var. Hadi meraktan geber. *GözlüklüEmoji*

Mecbur bekleyecektim. Acaba süprizi neydi? Bu kız beni gerçekten öldürecekti!

Sıla'nın arabasının korna sesini duymamla kahvaltıdan kalkıp, çantamı aldığım gibi kapıya çıktım. Tabiki Sılanın korna sesini bilmiyordum. Ardı ardına kornaya basan tek arkadaşım o olduğu için anlamam zor olmamıştı sadece. Sıla arabasına yaslanmış sigarasını içiyordu. Yanına gittim.

"Hepsi senin mi yavruuuum!?" Diye gür bir kahkaha patlattım. Sıla beni görüp, önce süzdü. Sonra oda güldü.

"Bakıyorum da fazla neşeliyiz yavrum" Dedi 'yavrum' kelimesini baskı kurarak. Güldüm yine.

"2 gündür şu iğrenç okuldayım. Seni gördüğüme bırakta sevineyim" Dedim. Beni başıyla onayladı.

"Sana bir süprizim var" Dediğinde suratına baktım.

"Söyleyecek misin artık süprizinin ne olduğunu?" Dedim. O ise 'söylemeyeceğim ve sen meraktan öleceksin' bakışları atıp, arabasına geçti. 'Sabır' çekerek arabama geçtim.

"Kızım şu kameralara yakalanmayasın diye her abuk subuk sokağa giriyorsun be! Yine kaybolduk!" Sılaya sitem etmeye devam edeceğim sırada o konuştu telefonun diğer ucundan.

"Ne yapayım? Her yerde mübarek kamera sermişler. Ve bu kez daha yakalanırsam Babam öldürür. Üstelik araba kullanarak telefonla konuşuyorum. Kapat kapat!" Deyip kapattı suratıma. İnanılmaz bir şekilde Okulun sokağına girdi Sıla. Hemen arkasında bende. Maalesef reşit değildik ve bu durumlara düşüyorduk. Sıkıntılı bir nefes verip önüme döndüm.

Okula önce Sıla arabasını park etti. Yanına ise ben park ettim. Arabamdan çıkıp, kapıyı arkamdan kapattım. Sılanın yanından yürüyüp, 4 basamaklıya çıktık. Sılaya dönmemle oda bana baktı. Sıla da benim gibi tayt ve siyah bir t-shirt giymişti. Beraber gülüp ilerlediğimiz de karşımıza Eda çıktı. Arkasından 10 kişi daha vardı. Size demiştim değil mi? Sıla bana bakıp, gülünce bende güldüm.

"Benden bu kadar korkacağını tahmin etmezdim" Dedim arkasındaki kızları gösterek. Edanın gülen suratı kasıldı birden.

"Kahveyi dökmekle olmuyor bu işler. Hesabını vereceksin" Dediğinde sırıtmıştım.

"Bir kahve yüzünden mi suratının diğer yarısı arka tarafına benziyor?" Sılanın konuşmasıyla sırıtmam gülmeye döndü.

"Zevkine kestik tatlım. Ne yapacaksın?" Dediğinde Eda, Sıla kahkaha atıp, geri çekilince fırtına öncesi kahkahanın sesiydi bu. Eda bana baktı. Bende ona sırıtarak bakıyordum.

GRİ: DEĞİŞİM(RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin