9. BÖLÜM

8.6K 655 18
                                    

Selamın aleyküm arkadaşlar 😊 Bu bölümü ben çok sevdim inşallah siz de seversiniz 😊 İyi okumalar 😊

Yüzüme vuran güneş huysuzca mırıldanarak uyanmama neden olmuştu.

Saate bakılırsa yine geç kalkmıştım. Akrepin 12'yi yelkovanın ise 4'ü göstermesi açısından düşündüğüm doğruydu.

Elimi yüzümü yıkayıp, rahat kıyafetlerden üstüme geçirdim ve Duru'nun uyanmış olması fikriyle içeriye yürüdüm.

Elinde Kur'an-ı Kerim vardı ve gözüyaşlı ayetleri mırıldanıyordu. İçimdeki sebebi belli sıkıntı bu görüntüyle daha da büyüyüp nefes alamayacak raddeye getirdiğinden dışarı çıkıp mis kokulu havayla doldurdum ciğerlerimi.

Sonra okumaya başladım İnşirah Suresi'ni...

"Allah'ım içine düştüğüm bu sıkıntı çukurunda kurtar... Zorluğun yanındaki kolaylığı görmeme yardımcı ol... Bana bir çıkış kapısı göster... Ve duygularımın beni kör kütük edip doğru yoldan sapmama izin verme... Amin..."

Her gözümü kapattığımda önümde beliren suret yüzüme buruk bir tebessüm yerleştirirken gerçek olmadığı bilincinde olmak kalbime dayanılmaz bir acı veriyor gibiydi. Allah kuluna yükleyemeyeceği yükten fazla vermezdi elbet,buna da boyun eğip sabrederek geçecektim imtihanımdan..

Omzumda hissettiğim el panik olup arkamı dönmeme neden oldu. Önümde bana teskin edici tebessümüyle bakan Duru'nun bakışları "aynı dertten muzdaripiz" der gibiydi.

Yanıma gelip oturduğum banka oturdu ve benim gibi hırçın dalgalarıyla önümüzde kendini sergileyen denize daldı.

Bir iki dakika sonra "Ali ağabey sana bakarken sanki ne biliyim.. Başka bakıyor. Aynı şekilde sende ona.." Yüzünü bana dönerek..

"Bana anlatamadığın bir şey mi var Elif?" Diye sordu.

Ne diyecektim ki şimdi ben? Bu kadar mı belli oluyordu?..

Kömür gözlerine sahibi de fark etmiş miydi?..

"Aramızda öyle dağlar var ki Duru,ne ben aşabilirim onları ne de o.. Adını koyamadığım bir türlü tanımlayamadığım bir duygu bu.. Nefret ediyorum diyemiyorum ama seviyorum demeyi de kendime yakıştıramıyorum. Nasıl bir çelişki bu inan bende bilmiyorum. Bildiğim tek şey eski Elif'e geri dönmek."

Denize dalmış kendi kendime konuşuyor gibi dökülmüştü dilimden kelimeler..

Bakışlarımı Duru'ya çevirdiğimde bana hayretle bakiyordu. Zeki bir kızdı anlamaması olanaksızdı.

"Elif.. Siz.."

"Duru.. Lütfen kimseye söyleme." Yalvarır gibi çıkmıştı sesim.

"Kuzum ama.." yaşadığı şokun etkisi bu kadar fazla mıydı gerçekten?..

"Siz nişanlı falan değilsiniz dimi?" Kafasındaki soru işaretlerini siliyordu belli ki.

Sorusunu başımla onayladım.

"O beni... Iı kaçırdı."

"Ne!..Ama... Ali ağabey niye kaçırdı seni?"

"Bilmiyorum... Hiç bir şey bilmiyorum... Duygularını o kadar ustaca saklıyor ki anlamak için kırk yıllık insan sarrafı olmak gerek bile diyemiyorum. O anlamı biliyorum,tanıyorum,hissediyorum..."

"Elif sen Ali ağabeye..."

Soracağı sorunun cevabının ne olduğuna dair hiçbir şey yoktu kafamda ve işi taşkınlığa vermem gerekiyordu.

ÇÖL YAĞMURUMTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang