03 • HAYATSIZ KADININ HAYATI

13.2K 559 66
                                    

Bölüm 3 : Hayatsız Kadının HayatıBölüm Şarkısı : Sezen Aksu ; Ünzile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 3 : Hayatsız Kadının Hayatı
Bölüm Şarkısı : Sezen Aksu ; Ünzile

İnsanın evi neresiydi? Doğduğu yer miydi yoksa öldüğü yer mi? Birinin kolları arası mıydı yoksa birinin kemikten duvarları olan göğsünün içinde mi? Kapısı, çatısı, duvarı olmak zorunda mıydı her evin?

Kapısı olan her ev, ev miydi ya da?

Sadece bir evin mi duvarları vardı? Öyleyse eğer benim bir sürü evim vardı. Hayatıma girmiş, çıkmış herkes için bir evim vardı. Hepsi için kendi ellerimle ördüğüm bir sürü duvarım vardı. Bazılarının kapısı bile vardı. İçeriden kilitlediğim, anahtarını öldürdükleri her Süveyda için kazdığım mezarın içine koyduğum bir sürü ev.

Gün dağların ardından ferfecir bir ışıkla başlarken, soğuk havanın uyuşturmaya başladığı bacaklarımı hareket ettirdim. Attığım ilk adımla ayağım karın içine doğru girdi, diğer adımı yüksek bir taşın üzerine atıp diğer ayağımı kardan kurtardığımda üzerine beyaz bir örtü serilmiş gibi duran çatısı kar altında kalan köye doğru temkinli bir bakış attım. Saat sabahın beşiydi, köy daha uyanmamıştı fakat Azer'in adamları her yeri tutmuş vaziyetteydi. O gecenin ardından gün doğduğunda asker gitmişti. Gideceğini biliyordum, o yüzden o gece yaşanılan her şey gibi onu da içimdeki başka bir mezarlığın içine atmıştım. Narin'in masum bedeni tam Alaca'yı babasına götürmek için çıkarken sağlık ocağına geri gelmişti. Çünkü kimse cesedi kabul etmemişti. Hiç kimse! Kimsesizler mezarlığına gömüleceğini duyunca Alaca'yı babasına götürmek başka bir güne kalmıştı. Önce annesini huzura kavuşturacaktım. Hak ettiği şekilde bir mezar taşı olacaktı, doğduğu tarihide acımasızca katledildiği tarihide kimse unutmayacaktı. Unutturmayacaktım.

Köye cesedini geri getiren belediye ekibinin yardımıyla mezarlıktan yer almaya çalıştığımızda Azer'in iti olmuş Hilmi silahlarıyla önümüze çıkmıştı. Mecburen jandarma aradım. Neyse ki köyün imamının Allah korkusu Azer Şivan'a olan korkusundan baskın çıkmıştı. Herkes gittiğinde, bir karış toprak ve buz gibi mezar taşıyla yalnız kaldığımızda Narin'in sağlık ocağında düşen başörtüsünü cebimden çıkardım. "Merak etme tamam mı, kızın senin kaderini yaşamayacak." Başörtüyü mezar taşının etrafında dolandırıp sıkı bir düğüm attım. "Yemin ederim ki Alaca, benim kaderimi de yaşamayacak."

Ve hayatsız bir kadının daha hayatı bir karış toprağın altında kaldı.

Narin'in de hayatı başka bir canavar tarafından katledilmişti.

Derin bir nefes alıp gecen iki gecenin omuzlarımdaki yükünü unutmak istedim. Artık yapmam gereken tek şey Alaca'yı babasına kavuşturmaktı. Çünkü duyduğuma göre ne Azer ölmüştü ne de Azer'in adamları rahat duracaktı. Ortalığı asıl cehenneme çevirecek olan şeyse dün gece tüm köyü ayağa kaldırmıştı.

Olay yerini inceleyen jandarma ekipleri Azer Şivan'ın evini, ailesini, adamlarını tek tek sorguya çekmişti. Tabi ki de Azer'in işlediği cinayeti seve seve itlerinden biri kendi üzerine almıştı. Daha on yedi yaşında bile olmayan küçücük bir erkek çocuğuydu. Hilmi ailesinin eline parayı sayarken "Merak etme biz içerde ona çok iyi bakacağız. Hem çocuk daha o, reşit olmadığı için çok ceza almayacak." Demişti. Kendi ağzıyla söylemişti. O daha çocuktu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin