" İmdaat kurtarın benii. Adam kaçırıyolar. " bunları söylerken ellerim ve ayaklarım titriyordu.

Bu ıssız , karanlık sokağı aydınlatan tek bir ışık vardı. Ve şuan o bizim arkamızda durduğu için karşımdaki çocuğun kim olduğunu göremiyordum.

Ve bu beni deli ediyordu.

" Bıraksana beni be. " diye ciyakladım , sağ ayağımı kaldırıp tam onun erkekliğine vurucaktım ki benden önce davranıp ayağımı boşta kalan eliyle tuttu.

" Uslu dur. " diye emreden ses kesinlikle doruğundu.

Bir nebzede olsa gevşeyip rahatlamıştım. Nedense beni bu ıssız sokakta yakalayıp köşeye sıkıştıran kişinin doruk olduğunu anladığımda bütün endişe duygusu bedenimi terk etmişti.

" S-sen ? " sesim sanki buzdolabında saatlerce kalmışım gibi soğuk ve aciz çıkıyordu.

" Sen nasıl birisin ya ? Az kalsın kriz geçiriyordum. Neden öyle sessiz sessiz yaklaşıyorsun gerizekalı ? "

Sinirlerim iyice gerilmişti. Ne istiyordu yine benden of ya.

" Melek sus ve düzgün konuş. " gözleri , ona az önce gerizakalı dediğim için öfke saçıyordu.

bana neredeyse ilk defa adımla seslenmişti.

Ay nede güzel söylemişti adımı. Sanki melek ismi tam onun dudakları için var olmuş bir isimdi.

Kızım yavşamada mastır yaptın len , ilk arkadaşı gökaya sonra kendisine.

İç sesim neden hep bu kadar haklı konuşuyordu. Haklı maklı ama benide durmadan gömüp duruyor ve bu benim hiç hoşuma gitmiyordu.

" Ben sana bidaha karşıma çıkma demedim mi ? " belimi saran kollarının üstüne ellerimi koyarak onun o kemikli , kaslı kollarını ittirmeye çalıştım.

Ama nafile. bir milim bile yerinden oynamayan kollarını sanki dahası mümkünmüş gibi daha çok sıkılaştırdı.

gözlerindeki öfke bir tık bile aşağı düşmüyordu, o genelde mavi - ela olan gözleri şimdi ise kırmızının en koyu tonundaydı.

" 2 gün önce , barda söylediklerimde gayet ciddiydim."
Gözleri alev alsada sesi o kadar sakindi ki bu bir nevi fırtına öncesi sessizlik gibi birşey oluyordu.

2 gün önce barda , bana arkadan yaklaşıp 'Buldum seni ' demişti.
Ve sonradan bana iyice yaklaşıp ,
'Artık Benden kurtulamazsın küçük ' demişti ve ardından eterli bezi burnuma kapatıp beni bayıltmıştı.

Aklımın almadığı tek şey , beni kucağında onca milletin arasından baygın bir şekilde geçirmişti hiçmi bir kişi şüpelenmedi yahu.

Belki barın arka tarafından geçirdi...

Bu iç sesin fazla olduğu kanısına vardığım için onu duymamazlıktan geliyordum.

" N-nasıl yani ? " dedim şaşkın sesimle. aklımda o kadar çok duygu ve düşünceler vardı ki ama sadece dudaklarımın arasından bu kelimeler dökülmüştü.

" Ne anladıysan o. " dedi o soğuk sesiyle.

Vücudumdaki bütün kan beynime sıçrayınca artık çirkef melek toygarın ortaya çıkması gerekiyordu.

Ne yani artık ondan kurtulamıycakmıydım ? Hah çok beklerdi.

" Bana bak. Ben seni daha tanımıyorum ve benim buraya gelme amacım senin gibi psikopat, *gecelerin kötü prensi* lakabı taşıyan kişilerle uğraşmaya değil okumaya geldim. Şimdi çekil önümden ve hayatımı mahvetme"

Diyerek öfke saçan gözlerimi onun koyu gözlerine diktim.

Hızla kolumu tutup beni karşı duvara fırlattı. evet evet yanlış anlamadınız resmen beni duvara fırlattı. Öküz.

Bedenim , küçük bir kuş gibi duvara savruldu , çarptı.

Sırtım duvara çapınca 'tak ' diye bir ses yükseldi.

Şuanda kaburgalarımın kırıldığına dahir yemin edebilirdim.

Doruk , duvarda pestili çıkmış bana doğru 2 adım atarak karşımda durdu.

Gözlerini ilk defa bu denli sinirli görüyordum. ah ne demiştim ki ben.

Uzun kemikli elerini koluma kelepçe gibi sardı ve yaklaşması daha mümkünmüş gibi iyice dibime girdi.

Koluma acayip derecede fiziksel  güç uyguluyordu.

Doruk bana yakınlaştıkça  kolumdaki parmakları kat ve kat sıkılaşıyordu.

O sinirden koyulaşmış gözlerini gözlerime dikerek uzunca bana baktı.

" Sen benim lakabımı nerden biliyosun lan ?" Diye kükreyince bi an altıma yaptım sanmıştım.

Cevap vermiyip , kollarını kendi kollarımdan kurtarmaya çalıştım.

Beni birkez daha tuttup duvara yapıştırınca ağzımdan ufak bir inilti kaçtı.

" Konuş lan konuş." Diye tıslayıp kolumdaki ellerini dahada sıkılaştırdı.

Ben yine cevap vermeyip kollarımı kurtarmaya çalıştım.
ya allah aşkına ne var yani ona onun lakabını bildiğimi söylediysem? Ben cidden bu çocuğu anlamıyordum, anlamıyacaktım da.

Beni omuzlarımdan tutup birkez daha duvara yapıştırınca bu sefer güçlü bir şekilde inlemiştim.

Doruk , ellerini saçlarından Geçirdi ve duvara öyle bir yumruk attı ki duvarın yıkılmadığına şaşırmıştım.

" Konuş lan. konuş " öyle bir kükrüyordu ki ıssız sokakta sesi yankılanıyor ve kulaklarıma geri dönüyordu.

Doruk, duvarı ardı arkası kesilmez yumruklarıyla yumrukluyordu.

Bende akmakta olan göz yaşlarımı serbest bırakıp deli gücümle doruğu benden ittim.

Tam, doruğa çemkirip sonrada burdan çekip gitmeyi planlıyordum ki doruğun ellerinin kan içinde olduğunu zorda olsa fark etmiştim.
Hızla ellerimle ağzimı kapatarak şaşkınca konuştum.

" D-doruk ? " sesim o kadar aciz çıkıyordu ki ben bile zor duymuştum.

Doruk ifadesizce yere bakıyordu.

Aklıma gelen fikirle ellerimi doruğun iki yanağına koydum.

Bana bakması için avucumun içindeki yanağını baş parmağımla okşadım.

Hızla transtan çıkmış gibi gözlerini yerden kaldırıp benim gözlerime dikti.

" S-sakin ol , Kendine zarar verme. herşeyi anlatacağım." Dedim hâla baş parmağımla yanağını okşuyordum.

Ellerini belime koyarak beni kendine doğru çekti.
Kafasını boyun girintime koydu ve kokumdan derin bir nefes alarak kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Bende yanaklarındaki ellerimi boynuna sararak ona sarıldım.

Yine o muhteşem kokusu burnumun dibindeydi ve ben bu kokuyu herzaman koklamak için herşeyimi verirdim.

Kokusundan güçlü bir nefes alarak kendimi onun kokusuyla sevişmeye bıraktım.

O limon kokusuyla ağır sigara kokusu süper bir ikili haline gelmiş ve bana acayip güzel bir koku sunuyordu.

Doruk saçlarımdan kafasını kaldırmadan konuştu ;

" Kokun güzelmiş. " yaptığı itiraftan dolayı vücudumdaki bütün kan yanalarıma hücum etmişti.

İçimden "Seninki daha güzel " diyip kokusundan bir nefes daha almıştım.

Doruğun boynuma değen dudaklarından, güldüğünü anlamıştım. Niye gülüyor bu gerizakalı.

" kokumun güzel olduğunu biliyorum küçük. İlk farkeden sen degilsin ama senden duymak hoşuma gitti."

Hassiktir seslimi düşünmüştüm lan ben ? Ah allah kahretsin ne kadarda aptal bi kızım.

Bölüm sonu...











Kötülük Prensim Where stories live. Discover now