37~Aşkın Fedakarlığı (Final)

13.8K 800 62
                                    

5 yıl sonra...

Bazen nereye gittiğiniz ya da ne yaptığınız önemli değildir. Maddi şeyler hızla önemini yitirmeye başlar bu anlarda. Duygular kuvvetlenir ve maneviyat her şeyden daha önemli bir hale gelir. İşte Anna'da tam şu anda böyle bir durumun içerisindeydi. Kendisi birçok kadının uğruna canını vereceği bir makama sahipti. O Bartford Düşesiydi... Ama bu makamın getirdikleriyle ilgilenmiyordu. O kalbini Bartfordlardan birine kaptırmıştı. Hem de delicesine... Ve bundan beş yıl önce hiç de planlanmadık bir biçimde Hindistan'da gerçekleştirilen bir düğünle birbirlerine ölene kadar bağlanmışlardı. Aslında birine gönlünü kaptırdığını söylemekle biraz gerçeklerden sapmış olurdu... İki tane Bartford'a gönlünü kaptırmıştı ve aşkla bağlanmıştı. Biri dünyanın en yakışıklı adamı Daniel diğeri ise iki yaşına basan kızları Rosemary'iydi. Minik kız annesinin simsiyah saçlarını, babasının gri gözlerini ve Anna'nın sürekli bakmak istediği harika minik bir yüze sahipti.

Genç kadın bir kez daha bahçedeki sallanan beşiğe gözlerini çevirdi. Rosemary huzurla uyuyordu. Tombul kolları ve yanakları yaz güneşinin sıcaklığında gevşemişlerdi. Dudakları yarım açıktı ve huzurlu bir şekilde gözlerini kapatmıştı. Ona sahip olmak o kadar güzeldi ki... Resmen aşkı ikinci kez bulmuştu. Doğrusu ara sıra Dan'in ona olan ilgisini kıskanıyordu. Hatta bütün Bartfordların ve İngiltere'nin... Resmen herkes minik bebeğe aşık olmuştu. Şehre indiklerinde etraflarını halktan insanlar kaplıyordu. Resmen kraliyet ailesine gösterilen yoğun bir sevgiye maruz kalıyorlardı. Bir keresinde Daniel'in yakın dostu olan Kral onları saraya çağırmıştı. Tabi ki bu Rosemary içindi. Kral'ın Rosemary'den üç yaş büyük bir oğlu vardı. Sarayda bulundukları süre boyunca iki minik sürekli boğuşmuşlardı. Anna ve kraliçe ise onları izlemek ve gülmekle yetinmişlerdi.

Anna daha geçen gün kendisini çocuk gibi hissediyorken şimdi anneydi. Rosemary uyandığının işareti olan sevimli sesleri çıkarınca elindeki kitabı bıraktı ve kızını kollarının arasına aldı. Tam onu öpmek üzereyken oturduğu bayırın aşağısından sesler gelmeye başladı.

'Anna yine mi oradasın. Tanrı aşkına kızım aklını başına topla!' telaşla bayırdan yukarıya doğru çıkan yaşlı düşes nefes nefese kalmıştı. Anna kucağında bebeğiyle ayağa kalktı ve gelenlere baktı. Düşes ve beraberinde hizmetçileri güç bela ona ulaşmaya çalışıyordu. Sonunda yanına ulaştıklarında düşes kendisine yakışmayan bir hareketle kendisini Anna'nın serdiği örtünün üzerine bıraktı. Bir yandan da nefesini düzenlemeye çalışıyordu.

'Tanrı aşkına Anna! Sen beni öldürmek mi istiyorsun?' Anna bebeği hizmetçilerden birinin kucağına bıraktı ve yaşlı kadının yanına oturdu. 'Lütfen sakin ol Elizabeth. Sadece Rosemary'nin uyuması için buraya geldim. Bebeklerin kuş cıvıltıları içinde huzurlu uyuduklarını okumuştum. Bütün seslerden uzak tek yer burasıydı.' Genç kadın ona nazikçe gülümserken kendini affettirmeye çalışıyordu. Hindistan'dan geri döndüklerinden sonra ve hatta Rosemary doğduktan sonra yaşlı düşes daha çok üstelerine düşer hale gelmişti. Giderek artan samimiyetlerinin de bunun üzerinde büyük bir etkisi vardı. Anna'nın ona ünvanlarla hitap etmesine kızmış ve Elizabeth demesini yani kendi ismini söylemesini istemişti. Anna onun annesi gibi olamayacağını biliyordu. Ama Elizabeth elinden geldiğince ona destek olmaya çalışıyordu. O seviyor diye kütüphaneye düzinelerce şifa kitabı aldırmıştı. Hatta İngilizce olmayanları çevirtme işini bile üstlenmişti. Anna aklına bunlar gelince kendine engel olamadı ve düşese sıkıca sarıldı. Gözlerini kapattı ve kuş cıvıltılarını dinledi. Bu anı ölümsüzleştirmek isterdi, şuan bir dile hakkı olsaydı kesinlikle bunun için kullanırdı... Düşes onun bu hareketine şaşırsa da kolunu şefkatli bir şekilde onun sırtına yerleştirmesi birkaç saniyesini aldı. Hizmetçiler bile bu duruma artık alışmıştı. Görgü kurallarında kesinlikle hoş karşılanmayacak olan bu hiyerarşiye karşı geliş kimse için sorun olmuşa benzemiyordu. Rosemary'nin tatlılık kaynayan kahkaha dolu sesiyle ortam adeta huzurun ve mutluluğun merkez haline gelmişti.

AŞKIN İNTİKAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin