Ellerini beline dolamış, anlını anlına dayamış üzerine örttükleri hiçbir işe yaramayan ince battaniyenin içinde titriyorlardı. Kimi zaman gözlerinden bir damla yaş kimi zaman ise ağızları kulaklarına varırcasın bir tebessüm. Konuşmuyorlardı. Sesleri sadece birbirleri duyuyormuş gibiydiler. Belindeki elini kaldırıp yüzünde tebessümle süzülen damlayı temizledi. Dudaklarını araladı ve yüzüne nefesini üfledi. Öyle güzel gülüyordu ki zamanın akışına küfederken bir damla göz yaşı daha akıyordu yanağından. Dudakları titriyordu. Günah gibiydi sevdiği. Dokunduğunda canı acır dokunmadığında parçalanırdı. Günah gibiydi sevdiği.
Öptüğünde alev alev yanarken teni içi buz gibiydi. Sözleri bir taşı kırarcasına çıkıyordu. Bazen ağlaması gülüyordu göz yaşları gülüyordu. Bazense öyle ağlıyorduki bedenindeki bütün suları çekiyordu istemsizce kendisini de ağlatoyordu.
Kız, elini titreyen dudaklarına deydirdi. Öyle güzel parlıyordu ki o kahverengilikte ne yeşil özlenirdi nede mavi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aklımdan Geçenler
FantasyBir jilet aldı eline. Titriyordu. Gözlerinden akan yaşı mı silmesi gerekiyordu yoksa bileğine jiteli saplaması mı? Anlıyorlardı beni. istediğim her şeyi aldılar. Her şeyi aldılar. Bir gün sormadılar ağlamanın nedeni ne diye. Bir gün sormadılar kanat...
