Bölüm 3

168 80 41
                                    

Bugün yeni bir güne uyanmanın mutluluğuyla yataktan doğruldum aslında düşünmeden edemiyorum bazı insanlar varki ölmek için çabalayan hayat onlara sanki koca bir yük koymuş gibi,ama bazılarıda var hayatta kalmak için hertürlü yolu deniyo yani herkes farklı bense yeni bir günde olmak için mutluyum

Ayağa kalkıp banyoya doğru ilerledim evim küçüktü banyoda zaten bir tek odamda var çekmeceli aynamdan kıyafetlerimi alıp banyoya girdim

Kısa bir duşun ardından sonra kendimi daha dinç hissediyodum bordo bir gömlek giyip pileli eteğimin altına soktum Saçlarımı iş yerinde rahat edebilmek için yukardan at kuyruğu yapıp makyaj aynamın önüne doğru ilerledim

Bordo bir ruj. Fena olmaz diyerek dudaklarıma iyice yaydım rimeli de sürüp aynanın önünden kalkıp sandeletlerimi ayağıma geçirdim

Ne olur olmaz diye deri ceketimi alıp evden çıktım .Hava güneşliydi bu içimi biraz olsa rahatlatsada yağmurlu havayı çok seven biriyim yağmurda yanlızlığı değil içimdeki insanı düşünmeyi daha çok sevenlerdenim biliyorum çok farklı bir karakterim

Otobüs durağının önüne geldiğimde beklemeye koyuldum cebimdeki telefonun çalmasıyla düşüncelerimden ayrılıp telefonu cevapladım

"Efendim annelerin bir tanesi "

"Esil  ne zaman aramayı düşünüyodun beni "

"Ya anne işlerimden arayamıyorum bir türlü "

"Bu konuyu sonra konuşucaz baban seni merak ediyor bu akşam eve gel "

"Ya anne bilemiyorum "

"Esil !"

"Tamam anne "

"Tamam 8.30 da evde ol kapatıyorum tatlım "

"Tamam öptüm "

Diyerek telefonumu kapatıp önümüze yaklaşan otobüse bindim arka sıraya doğru ilerleyip ayakta dikilmeye başladım evet otobüste boş yer yoktu çok fazla düşünmeyip yolu izlemeye koyuldum

***

Bi 15 dakikalık yolculuktan sonra şirketin kapısından içeri girmeyi başarmıştım

Hemen kapının oradaki kantinden kahvemi alıp Alinin ofisine doğru ilerlemeye başladım

Asansörün önünde durduğumda bilin bakalım çağırdım asansörün içinden kim çıktı .KOYU KAHVELER

Serhat kılıç . Asansörün kapağı tekrardan tam kapanacaktı elimle durdurdum tabi tam o sırada parmaklarım sıkışacaktı ki Serhat  elini kapağa doğru uzanıp durdurmasıyla kurtulmuştum ben ona hayranlıkla bakarken ağzından çıkan tek söz

" Beceriksiz "

Demesiydi asansöre binip düğmeye bastığımda bakışlarının üzerimde olduğuna emindim önüme dönerek hareket etmesini bekledim ama hareket etmeyince biran korkuya kapılıp düğmelerin hepsine basmaya başladım ben basar basmaz asansör kafayı yemiş gibi aşğı yukarı sarsakça çıkmaya başladı

Belime dokunan elle ne yapacağımı bilmeyerek ona doğru döndüm gözlerinden öfkeyi dışarı doğru fırlatacakmış gibi bana yaklaşıp bağırmaya başladı

"Aptal ne diye bütün düğmelere bastın !!"

Ben daha söylediklerini yeni idrak edebilmiştim ki cevap vermeme fırsat bırakmadan konuşmaya başladı ,pardon bağırmaya

"Ne olucak şimdi , çok bilmiş asansör kafayı yedi senin gibi"

"B - ben bi bilmiyorum "

Hah çok güzel kekeledim zaten daha fazla dayanamayarak telefonumdan Aliyi bulup aramaya çalıştım ama servis dışı diyordu korkum hat sayfaya ulaşırken karşımdaki bu küçük alanda bana beni öldürecekmiş gibi bakan adama bakmamak için kafamı yere eğdim

***

3 saat geçmişti ama hala gelen yoktu daha fazla kapıya vurmamak için ayağa kalkmıştım ki omzumdan beni bastırarak olduğum yere tekrar oturdum ona doğru dönüp konuşmaya başladım

"Ne var , belki duyan olur"

"Kim duyacak lan , kaldık zaten burda bide başımı ütüleme !!"

"Ta tamam "

Olduğum yerde bacaklarımı uzatıp beklemeye başladım Serhat iri ve kahve gözleriyle parlak bacaklarımı süzdüğünü fark eder etmez ayağa kalktım ve elimde unuttuğum kahvemi yudumlamak için ağzıma götürdüm ki duyduğum sesle duraksadım

"O elindekini bana ver !"

"Ama o benim ka-"

Diyemeden elimdeki kahve bardağına sarıldı kahve bardağını kendime çekerken asansör birden sarsılmaya başladı korkulu gözlerle ne olduğunu anlamaya çalışırken Birden duran asansörün etkisiyle ikimizde yere serildik elimdeki kahve bardağı Serhatın beyaz gömleğine dökülmüştü

Endişe içinde ne yapacağımı bilemeden asansörün kapısı açıldı bakışlarımı korkarak açılan kapıya çevirdiğimde kapının dışında duran ali  ve babası Haldun  amcanın şaşkın gözleri üzerimizdeydi çünkü açılan asansörün içinde Serhat  üzerinde serilmiş duruyordum

Şaşkınlığı üzerinden atar atmaz Serhat beni üstünden atarak ayağa kalkıp üzerini düzeltti ben ona nefretle bakarken özür dahi dilemeden asansörden çıkıp gitti ...

Arkadaşlar yorumlarınıza ve votelerinize ihtiyacım var ilk iki bölümü hızla yayınlasamda cumartesi günleri yayınlıycam sadece bir bölüm ayrıca kitabımın adını değiştiriyorummmm :)

Ofis aşkı sizleri bekler :)))).

Gölgemdeki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin