13.Bölüm "Kaplanın kollarında Sakinleşen Ceylan"

Magsimula sa umpisa
                                    

Koltuktan kalkarken tüm vücudumun tutulduğunu fark ettim. Omuzlarımı geriye doğru hareket ettirip, omzumu ovaladım.

"Her yerim tutulmuş. Ne ara uyuya kaldım ben ya? " dedim hoşnutsuz bir sesle. Elini ensesine atarken ensesini kaşıdı.

"Geldiğimde uyuyordun. Uyanırsın diye rahatını bozmak istemedim." diye açıklama yaptığında şaşırmıştım. Uraz benim rahatımı mı düşünüyordu?

"Kaçta geldin?" diye sordum, en son saat ikiyi geçiyordu hala uyanık olduğumu hatırlıyorum uyku tutmamıştı.

"Beş." dediğinde televizyonun çaprazına asılmış saate baktım. Saat sekizdi, erken uyanmıştı.

Onu incelerken yorgun ve uykusuz görünmediğini fark ettim. Benim resmen hala uykum vardı. Bedenim tekrar koltuğa kendini atıp uyumamak için savaş veriyordu. Gözleri kısılmaya başladığında karşısında dikilmiş onu izlediğimi fark ettim. Eğilip hızla koştuğun üzerindeki battaniyemi aldım, yanından geçmek için hareketlendim.

"Ben bir elimi yüzümü yıkıyayım." dedikten sonra merdivenlere yöneldim.

Odadaki işlerimi hallettikten sonra köşede duran büyük terlikleri ayağıma geçirip odadan çıkmıştım. Bahçedeki yemek masasına yaklaşırken Uraz başlamamış beni bekliyordu. Adımlarımı hızlandırıp sağındaki sandalyeyi çekip oturdum. Venim gelmemle birlikte yemeğe başlarken bir şey demeden bende yemeğimi yemeye koyuldum.

"Bugün dışarıya çıkacağım." dedim elimdeki çatalı tabağıma koyarken, bakışları bana dönmüştü.

"Ailemi ziyaret edeceğim." diye ekleme yapmıştım. Üç hafta olacaktı onları ziyaret etmeyeli.

"Cem, seni götürür. " dedi tok bir sesle.

"Bir de şey var." dediğimde bakışları bana döndü tekrardan.

"Ney var?" dedi gözünü kırpıp kafasını hafif sallarken.

"Sanırım Cem ve Sinan yakın adamların." dedim bir tespit yapar gibi.

"Evet?" dedi tok bir sesle asıl sorumu beklercesine yüzüme bakarken.

"Bir şey olursa beni onlarla gönderiyorsun.?" dedim emin olmak istercesine.

"Evet Ayza." dedi konuyu bir yere bağlamamı isteyen bir tonda.

"Bana Hanım dediklerinde geriliyorum. Geçen Ceme sadece adımla seslenmesinin yeterli olacağını söyledim de yine de Ayza hanım demekten vazgeçmiyor. Sanırım senden çekindikleri için böyle sen bir konuşsan?" diye sordum.

Boş bakışları yüzümde gezinirken gözleri an be an kısılmaya başladı. Elimdeki çay bardağını bırakıp ayaklanırken konuştu.

" Konuşurum." dedi tok bir sesle. Bende onla birlikte ayaklanırken tebessüm ettim.

" Sağ ol. " demekle yetindim.

"Tabağını bitir." dedi keskin bir sesle. Bakışlarım yarım kalmış tabağıma kaydı, kafamı kaldırıp tekrar ona baktığımda çoktan arkasını dönüp uzaklaştığını gördüm.

Uraz Alakurt kesinlikle değişik bir adamdı.

Adamlarına doğru yaklaşırken arkasından öylece baktım.

━━☯━━

Hazırlanıp evden çıkarken, Cemle birlikte arabaya yerleşmiştik. Bahçe kapısından iki araç şeklinde çıkarken yola koyulmuştuk.

"Cem?" dedim ön koltuğa doğru seslenirken.

"Buyur Yenge." Dediğinde ilk birkaç saniye afalladım. Ardından dik dik yüzüne baktım.

HARABETahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon