t a n r ı ç a | 13.2

1.6K 147 15
                                    

Yeni kapağımız için Lena'ya teşekkürler buradaaan. ❤️💟

ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM, KISIM İKİ

                  

"Cidden, bana o mavi-tanımlayamadığım-topları atarken amacın neydi?"

Erica'nın iğreti bakışları Claire'i bir huzursuzluk çemberinin içine alırken genç kız gözlerini yere sabitledi ve omuz silkti.

"Bilincim kapalıydı." Ah, hayır. Hiç de öyle değildi.

Sadece, ona sevgili olduklarını söyleyen Ethan'ın önünde Erica ile öpüşmesi, gücünü tetiklemişti. İyi ki de tetiklemişti, çünkü kapalı bilincini bahane ederek Erica'ya birkaç ufak elektrik küresi göndermişti.

Pekala, dürüst oluyorum, diye iç geçirdi Claire. Hiçbiri ufak değildi.

Erica'nın kollarında yanıklar oluşmuştu ama şimdi, Tynse Adası'nın Şifacı Perilerinden biri gelip kızı iyileştiriyordu. Adının Hyperia olduğunu söyleyen bu Şifacı Peri'de Claire bakışlarını dolaştırırken, ufak tefek kızın bir zambağı anımsatan beyaz saçlarına odaklandı.

Periler genellikle böyle oluyordu, Claire geldiğinden beri birkaç peri görmüştü. Hepsi ufak tefek ve işlevlerine göre farklı saç renklerinde oluyordu. Örneğin İlham Perileri pembe saçlı, Şifacı Periler beyaz saçlı, Su Perileri mavi saçlı ve Koruyucu Periler yeşil saçlı oluyordu. Tüm periler dişiydi, Tanrıçaların dünyası maderşahiliğin doruklarındaydı.

Hyperia üzerindeki beyaz elbisesiyle ve süt rengi teniyle sanki mermerden yapılma bir bebek gibiydi. Hatta, eğer Seattle'da olsalardı sokaktan geçen birine Hyperia'yı gösterdiklerinde onun bu kızın bir oyuncak bebek olmadığına inanması oldukça güç olurdu.

Erica'nın kollarındaki yanıklar yavaşça yeni deriyle kaplanırken ve ölü deri kabukları yere düşerken kızın beyaz-mavi bakışları Claire'e baskı yapıyordu. İçinde bulundukları odada Claire boğulduğunu hissediyordu. Yalnızca kendisi, Erica ve Hyperia'nın olduğu bir mekanda kendini rahat hissetmesi zaten olanaksızdı.

"Bilincinin kapalı olup olmadığı umurumda değil," Tısladı. "Bunu bilerek yaptığını düşünüyorum, Hudson."

"Ne?" Claire kaba bir yanıt verdiğinin farkındaydı ama kelimeyi ağzından kaçırmıştı. Kan yüzüne hücum ederken kasıtlı yaptığının ortaya çıkmasından korkuyordu.

"Bunu isteyerek yaptın çünkü..." Erica tekrardan tısladı. "Çünkü..."

Frostia'nın varisinin gözlerinin önünde Ethan'ın, Claire'in parmağındaki kesiği emdiği ve kızın o anki tepkisi geldiğinde nefret dolu bir biçimde cümlesini tamamladı.

"Ethan'dan hoşlanıyorsun."

Duyduklarıyla darbe almışa dönen Claire bir adım geri çekildi. Dolaşımı düzensiz ve hızlı bir hal almıştı. Gözleri yuvalarından fışkırırcasına öne atılmış, vücudu bir yayı kıskandıracak kadar gerilmişti. Parmak boğumları artık ince parmaklarını sıkmaktan ötürü ağrımaya başlıyordu ve Claire diyecek hiçbir şey bulamıyordu.

Hyperia, ortamda yokmuş gibi davranıyordu. Erica ise yılanı anımsatacak derecede korkunç ve gözdağı verir tavrını gözler önüne sermekte ustaydı. İkisinin söz savaşı şu anda bir teraziyi andırıyordu ve ağır gelen taraf Erica'ya aitti.

"Ben... Ethan'dan mı?" Claire dalga geçer havası vermeye çalışıp bir kahkaha attı ancak titreyen sesi onun tüm gerçekçiliğini bozuyordu. Gözlerinin önü karardı ama yine de yenilmeyecekti. Günler önce artık, içindeki güçlü taraf Regina'yla hareket etmeye karar vermemiş miydi? Vermişti. O halde şimdi, savaşmanın zamanıydı.

TanrıçaWhere stories live. Discover now