Serzeniş ve aşk Bölüm 41

Start from the beginning
                                    

"Sen benim en ölümcül hatam sın TİMUÇİN." Dedi. "Uzaklaşamadığım. Kaybettiğim. Nefret ettiğim. İstediğim. Ben, ben giderek daha fazla dönüşüyorum."

Hızla nefes alıp verirken başını kaldırıp bir elini Timuçin'in arkasındaki koltuğun başına koyarak yüzüne eğildiğinde gözlerinde bir şey gördü kuzgun. Daha önce görmediği bir şey.

"İstemediğim bir şeye dönüşüyorum. Şimdiye dek beni esir eden  adamın ta  kendisine. Benim hatam tam da burada başlıyor işte." Derken Eren, diğer eliyle üzerindeki beyaz kapşonu çıkarmaya başladı.  O anda sıkıca kalçalarını sıkarken Timuçin, inleyerek başını kaldırdı Eren. Kaşlarını çatarken:

"Fermuarını çek Eren." Diye hırladı KUZGUN. Ama  acısına aldırmadı Eren. Hızla üzerindeki kapşonu çıkarıp koltuğa attı. Altında ki sarı tşörtüne sarıldığında sıkıca kollarını tuttu Timuçin. "Yapma."

Dişlerini sıkarken Eren, içinden kendine küfretti. Başını aşağı eğerken dudaklarını ısırdı ve isterik bir gülümseme attı. "Kendimi bundan daha fazla aşağılayamam muhtemelen." Derken bekledi. "Neyim var benim. Neden, neden yapıyorum bunu." Cevap vermedi Timuçin ama kollarını da bırakmadı. "Senin suçun." Dedi Eren. "Bunu yapmama sen izin veriyorsun. Senin yüzünden, beni istemediğini sevişmeyeceğini söylüyorsun ama bana dokunuyorsun. Beni öpüyorsun. Bana sarılıyorsun. Bana kokunu bırakıyorsun. Yalan söylüyorsun Timuçin bunu biliyorum. Senin amacın beni çıldırtmak." Gözlerine öfke otururken yüzüne baktı Eren: "Beni istediğini biliyorum. Bunu anlamak zor değil. Gözlerine baktığımda görüyorum. Duyduğun ihtirası, kendine öfkeni, arzularını hepsini biliyorum. UMURUMDA DEĞİL LAN, BEKLEDİĞİN O HAYAL ETTİĞİN KADIN BENİM UMURUMDA BİLE DEĞİL. BENİM İSTEDİĞİM SENSİN. ELLERİNİ İSTİYORUM. BANA DOKUNUŞLARINI, DUDAKLARINI, SESİNİ, NEFESİNİ." Gözlerini kapamış hızla nefes alıp verirken başını çevirdiğinde Timuçin bir kez daha seslendi Eren. Ama bu kez titrek sesinde kırgın ve çatlamış bir ses tonuyla  söze girdi: " Kapama gözlerini bana bak. Bırak, bırak kollarımı. Kollarımı bırak bana sarıl. İnadı bırak bana sarıl Timuçin. Sev beni, öp beni. İstemiyor musun sende benim kadar özlemedin mi? Bana bak kuzgun."

Bekledi Timuçin, Dişlerini sıkarken öfkeli olduğunu hissediyordu. "Eren." Dedi sonunda "Sen. Tanrım.  Sen kimsin de beni sürekli bir çıkmaza itiyorsun. Biliyorum bunu bilerek yapıyorsun. Bu sözleri beni çıldırtmak, öfkelendirmek, beni cezbetmek için kuruyorsun. Beni tekrar kendine çekmek için. Yanında durmak bir fırtınaya karşı durmak gibi. Bir şansımız varken, uzak durmak, tüm bunlardan kaçmak için bir şans. Neden bunu mahfediyorsun? Yapma, yapma Eren yalvarırım dur. Dur çünkü..."

"Çünküsü yok bunun, nedeni yok, zamanı hiç yok. Yapamam. İstemiyorum. Durmak falan istemiyorum." Derken hızla kollarını kendine çekerek t-şörtünü çıkardı Eren. "Bana bak Timuçin."

"Yapma."

"Bana dokun kuzgun." Derken elini tutup göğsüne koydu.

"Bırak elimi Eren."

"Öp beni." Bekledi Eren ve Timuçin'in yüzünü tutup kendine çevirdi. "Öp beni. Eğer rahatsız olur da istemezsen, bunu gerçekten istemezsen o zaman işte o zaman sana bir kez daha dokunmayacağım. Söz veriyorum Timuçin."

Bekledi Timuçin ama çatılıydı kaşları. Biran sonra uzanıp  yüzünü tuttu Eren'in ve dudaklarını dudaklarına bastırmadan öylece durduğunda derin bir nefes aldı Eren. "Tanrım. Bana dokunmadan da beni zevkten öldürebilecek bir adama dönüşmeye başladın." Derken gözlerine baktığında, yavaşça  gözlerini kıstı Kuzgun.

Ölümcül Saplantı (+18)Where stories live. Discover now