BÖLÜM 13: "PORTRE"

En başından başla
                                    

Dün Mina'yı bizi izlerken görmüştüm. Tahminlerimde yanılmıyorsam, ki ben yanılmazdım, Erva'yı bu hale o getirmişti.

Bu kız cidden deli olmalıydı, bana aşık olup Erva'yı çekememek, bir de benim olana bulaşmak ha?!

Ellerimi Erva'nın bileğine sıkıca kavradığımda, yüzü aniden ekşidi. Sinirle dudağımı dişlediğimde, siyah deri montunu sıvayıp gözümü bileğine çevirdim. Bileğinde bir tane sigara izi vardı. Hızlıca kolundan tuttuktan sonra okulun dışına çıkardım.

Neredeydi o kız!

Bizim bankta oturan Azad'ın önünde Mina ve Alya'yı gördüğümde, koşar adımlarla ve sıkılmış yumruklarımla banka doğru gittim. Azad, ardında da kızlar gözlerini bana çevirdi, Erva'yı arkama ittirip Mina'nın bileklerine ellerimi doladım ve sıkıca kavradım.

"Ona bu ellerle mi vurdun lan!"

Kükreyişim karşısında mavi gözlerini kırpıştırıp acı dolu gözlerle gözlerime baktı. "Ben... Ben bir şey yapmadım. Bırak!"

Dişlerimi birbirine bastırarak Erva'yı kolundan yanıma çekip montunu tekrardan sıvadım ve izi gösterip "Emin misin?"diye bağırdım.

Tekrardan ona döndüğümde çenesi titriyordu. Bu hareketi beni daha çok sinirlendirirken, çenemin kasıldığını hissedip elimle yüzümü sıvazladım.

Çok geçti artık!

Sinirime hakim olamayıp Mina'nın karnına tekme attığımda, inleyerek yere düştü. Hesaplayamadığım tek şey, düşerken kafasını yere çarpmasıydı.

✴✴✴

Sara'dan

Mina'yı revire bırakıp, proje ödevi yüzünden sınıfa ilerlerken koridordaki ayak sesleri kafamı arkaya çevirmeme sebep oldu.

Rüzgar ortada, Beyza Emir'in koluna girmiş bir şekilde, Azad da tek başına koridorda yürüyorlardı. Berra'yı arayan gözlerim cevap bulamazken, Rüzgar ve çetesinde takılı kaldım.

Emir'in sadece kulaklarında, siyah zımba şeklinde küpeleri varken; Rüzgar'ın sağ kulağının başlangıcında, gümüşi renkte bir piercing vardı. Azad'ın sağ kaşını süsleyen iki siyah zımbayı ve Beyza'nın dudağındaki piercingi söylemezsem, düşüncelerimde ne kadar yerli biri olduğumu anlatamazdım. Beyza'yı görmezden geldikten sonra, onların Bermuda Şeytan Üçgeni'ne ne kadar uyumlu olduklarını içimde sessizce çığlık atarak doğruladım.

Hepsinin de üzerinde siyah deri mont vardı. Bileklerini dirseklerine kadar sıvamış, saçlarını düzelterek sınıfa girmek için adımlarını hızlandırıyorlardı.Alya'nın tabiriyle ağzımdan sular saçarak onlara bakıyordum.

Şu filmlerdeki salak kızlar gibi, içim gide gide meteor kesmekten bir an önce kurtulmam gerektiğini fark edip, yutkundum. Bakışlarımın rotasını sınıfa çevirdiğimde, ilk görüş alanıma giren Nefes'ti.

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin