41. Bölüm "Seni Hiç Bir Yere Bırakmam Güvercin."

En başından başla
                                    

"Delisin." Dedim ona boynumun girintisinde yatacak şekilde yer açarken.

"Sadece senin delinim yavrum, sadece senin." Elini kazağımın altından hiç çıkarmadan tekrar uykuya daldı. Onu öylece ne kadar izlediğimi bilmiyorum ama gözlerimin kapandığını bile fark etmemiştim...

"Hadi bakalım uyuyan güzeller kalkın artık yolumuz uzun."

Sabah sabah gözüme vuran güneş ışığı ile gözlerimi aralamaya çalışsam da başaramadan kapattım. Odayı dolduran Demir'in sesi resmen kulaklarımın içinde yankılanıyordu.

"Aaaa ben kime diyorum. Yağız, Nehir hadi oğlum güzellik uykusuna mı yattınız?"

"Lan bi siktir git. Güzellik uykusuymuş. Ben sana göstereceğim güzeli çirkini."

"Ben anlamam kardeşim bütün gecedir uyuyorsunuz zaten. Yeterince uykunuzu almışsınızdır."

Gözlerim biraz olsun ışığa alıştığında gözlerimi yumruklarımla kırpıştırıp Yağız'ın göğsünden hafifçe doğrularak odadaki bütün perdeleri açan Demir'e baktım. Bu çocuk harbi delirmiş olmalıydı.

"Nereden biliyorsun lan bütün gece uyuduğumuzu yanımızda mıydın?" Yağız'ın sinirli sesi resmen kulağımı çınlatmıştı. Hele de söylediği şey ile yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim. Şaşkın bakışlarım Yağız'ı bulduğunda ellerini saçlarının arasından geçirip sırtını yatağın başına yaslamakla meşguldü. Sanırım ne dediğinin hala farkında değildi.

"Bu sakat halinle bir şeyler yapabileceğini düşünmemiştim."

Pis pis sırıtarak bakan Demir'e karşı çok mahcup olmuştum, aynı zamanda da çok utanmıştım. "Şey... Biz... yok öyle bir şey... yanlış an... Söylesene Yağız ya. Öyle bir şey yok desene." Diyebildim Yağız'ın kolunu dürterken. O her şeyi anca idrak ediyordu sanırım.

"Lan bir de sana açıklama mı yapacağım. Sana ne bizim özel hayatımızdan."

"Yağız! Vallaha çıldıracağım ama." Diye bağırdığımda ikisi de pür dikkat bana bakmıştı.

"Tamam Güvercin sakin ol." Yağız, beni koltuğunun altına alırken bir yandan da başımı okşayarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "Sen de sırıtma lan. Bak sinirlendirdin Nehir'i."

"Ben mi sinirlendirdim? Ben ne yaptım şimdi. Bütün gece uyumadık diyen sendin. Bir de suçu benim üzerime atıyorsun." Diyerek bize doğru gelen Demir'in, kendini yatağa atması bir oldu. Azıcık bana da şefkat gösterin ama iyice dışladınız beni." Diyerek omzumun kenarına kedi gibi sokulmuştu.

"Fesuphanallah." Yağız'ın sesli sesli iç çekişi hiç hayra alamet değildi. "Oğlum hayvan mısın da sana da şefkat gösterelim ha? Diyerek Demir'in kafasına yavaşça bir şaplak attı.

"Yağız yapma Allah aşkına. Görmüyor musun çocuğun sevgiye ihtiyacı var." Yağız söylediklerime inanamıyormuş gibi yüzüme aval aval bakarken ben de bir kolumu Demir'in omzuna atmıştım.

"Lan bir siktir git! Sana, kırıştırdığın kızlar sevgi versin. Çık sevgilimin yanından."

"Gerçekten çok acımasızsın Yağız. Bu adam senin için neler yapıyor senin yaptığına bak. Kalk Demir biz kalkalım da bu bencil adamı biraz yalnız bırakalım."

"Kalkalım Güvercin."

Yağız'ın gözlerinin içinden alevler fışkırırken onun sinirli bakışları eşliğinde usulca yataktan kalktık. Demir, Yağız'ın kıskançlık kokan bakışlarına daha fazla dayanamayarak kahkahayı patlattığın da ben de onunla birlikte gülmeye başladım. "Demir iki dakikada koy verdin ama. Bir şaka bile yaptırmadın adama." Diyerek kendimi tekrar Yağız'ın kollarına bıraktım. "Kendine gel sevgilim. Kapa şu ağzını. Sadece şaka yapmıştık."

HIRÇIN GÜVERCİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin