Tanıtım

202K 3.2K 326
                                    



Buz gibi bir geceydi o akşam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Buz gibi bir geceydi o akşam. Dila Yiğitoğlu dışarıda yağan yağmura ,göz ucuyla birkaç saniye baktı .Yeri döven yağmur damlaları,hızlanmaya başlayınca suratını buruşturdu. Önce bir ışık parlıyor ardından gökyüzünü kırbaçlayan ,şimşeklerin ürpertici gürültüsü doluyordu kulaklara.

"Kara bir gün" diye fısıldayıp, gece karası gözlerini kızına çevirdi ,ağlamaktan gözleri şişmişti,o güzel yüzün. Göz bebeklerine yatıp saklanan, hüznü derin yalnızlığı vardı.Öyle dağılmış, bir görüntüsü vardı ki ;teselli ederken avuçlarının arasında ki ,eli sertçe sıktı. 

"Elif,im yeter artık! Aynı şeyi ,neden tekrar ettirip duruyorsun!!''diye azarlarken,yanaklarından akan yaşlar içini sızlatıyordu.

Elif hissettiği çaresizlikle,tutmakta olduğu gözyaşları yanaklarından süzüldü ve sonunda içine hapsettiği kelimeler ,dudaklarından serbest kaldı.

 ''Bir başkasıyla evlenmesin Annem!Sevmesin!Ben onu öyle çok seviyorum ki;o sevmese de olur.Kimin ne söylediği,ne yapacağı umurumda değil!"derken annesinin dizlerinin üzerinde ki eline sarıldı ,bir yandan ağlıyor diğer yandan, ellerini öpüyordu" Yeter ki yakınımda,benimle olsun..sevsin..." diye yalvardı çatlak bir sesle.

Dila hanım,kızının söylediklerini, bir duyan oldu mu diye etrafına bakınıp " En azından konuşurken sesini kısık tut! Mustafa o kızı seçmiş duydun mu? Biraz şanına yakışan bir şekilde davran gururlu ol''diye azarladı.

Mustafa onun yanında olduktan sonra ,ayaklarının altında ki pas pas olmaya razıydı, gururu ne yapsın .Sol yanında dinmek bilmeyen bu ağrıyla zaten nefes alamıyordu.Aldığı nefesle de tıkanıp kalıyordu.Bu aşk öyle bir şeydi ki,canım yanar diye hiç düşünmemişti.Onu gördüğü her an,bazen dili telaffuzsuz kalıyordu,sevdiğinin tek bir bakış yeterli geliyordu, onlarca sözü sarf etmesi bile yersizdi. 

''Gururumdan çok Mustafa'yı seviyorum ben'' diye isyan etti, neden kimse aşkına sevdasının büyüklüğüne inanmıyordu.İçinden bir ses Mustafa 'da sana inanmamıştı.Diye hatırlatmasıyla,umutsuzlukla gözlerini kapattı.

Dila başını olumsuzca salladı.''Kendine gel artık!Şu haline bir bak!Değer mi?Öyle bir adamın yanında "Hiç" olmaktansa,ailemize yakışan bir ağa oğluyla evlenmek "Herkes" olmak, daha onurlu senin için.Hem senin işin zor kızım.Mustafa seni sevmiyor!"diye yüzüne vurmasıyla, Elif,in renginin atması bir olduğu gözünden kaçmadı .Koskoca ağanın tek kızı ,yanlarında çalışan marabaya mı ,gelin gidecekti.Bir duyan olsa gülmekle kalmaz, cümle aleme rezil olurlardı. En iyisi bu işi ,kökünden kestirip atmak ,olduğunu biliyordu.Bu uğurda kimin canın yandığın önemi yoktu.

SATILIK EŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin