BÖLÜM 8: "SAVAŞ"

En başından başla
                                    

Kalbimde oluşan, nedenini bilmediğim kırıklık bütün bedenime ulaşırken, bacaklarım titredi. Bana 'seni seviyorum' dediğini sanmıştım. Çok aptalca! Çok. Çok. Çok ama çok aptalca. "Seni sevmiyorum Rüzgar!"diye çemkirirken ağzıma tıkadığı bisküvi beni susturmaya yetememişti. "Odom ol oğlom!"

Yüzündeki bisküvi kırıntılarını gülerek temizlerken bisküviyi çoktan mideme göndermiştim bile. Beni yere bıraktığı için sarsılsam da omzundan tutarak dengemi sağlamıştım. Sarsılırken kırdığım dizlerimi düzelttiğimde yüzü yüzüme çok yakındı. Bakışlarımı gözlerine çevirdiğimde, koyu kahverengi gözleri bana bakıyordu. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra kafamı çevirerek kendimi dinginledim ve doğrulup oradan uzaklaştım.

✴✴✴

"Rüzgar Vuslat," Biyolojicimiz kendine ayrı bir hava katan gözlüklerini burnuna kadar indirdikten sonra "Beni şaşırttın. 98. Aferin."dedi. Rüzgar ve biyolojiden 98 almak ha! İnanmam. Rüzgar, Azad'la yumruk tokuştururken gözleri bana döndü. Şimşek hızıyla öğretmene bakarken öğretmenin gözleri Azad'ı buldu ve gözleri aniden kısıldı.

"Azad Sönmez! 31 almayı nasıl becerdin oğlum!" Hocamızın birazcık (!) kaçık olduğunu söylemiş miydim? "İnsan bir puan daha alır da 32 yapar. Oğlum ne demek istiyorsun sen bana! 31 ne, 31!"

Rüzgar ve kızlar kıçından nefes alırken içimden hepsine dil uzattım. Kızlar, Rüzgar'ın da güldüğünü görünce daha bi' cilveli gülmeye falan başladılar. Şeytan diyor ki: "Al Sara şu tıpayı, götlerine tak. İki gün midelerine sıçsınlar görsünler günlerini."

Azad, bir ön sırada oturan, hayvan gibi gülen Beyza'yla Berra'nın saçlarından çekince ikisi de birden arkaya dönüp dil çıkardı. Biyolojicimiz hâlâ burnundan solurken sırada yayıldım. Bugün Nefes yoktu. Onun için sırada rahattım.

"Azad Bey, yarına 100 tane biyoloji sorusu yazıp geliyorsun."

Azad tam itiraz edecekti ki zil çaldı. Emir ön sıradan, yanında oturduğu sarışın kızın yanağından öptükten sonra uçarak Rüzgarların sırasına oturdu. "Lan bu kadın istiyor bak benden söylemesi." Azad, Emir'in yüzüne şakayla bir yumruk indirdiğinde Emir yalpalayarak önüme düştü. Elimdeki uğraşıyormuş gibi yaptığım telefonu sıraya bırakıp yayıldığım sıradan doğruldum.

"Lan kızı bari rahat bırakın!" Rüzgar'ın tehditvari sözleri boğazıma bir kazık gibi oturdu. Rüzgar'ın huyu buydu işte. Alttan almıyordu hiç.

"Yok ya, sorun değil,"dedim Emir'i kafa attığı sıramdan kaldırırken. "Kötü çarptın. Bir şeyin var mı?"

"Yok, yok." Çapkın bir gülüş atarken Beyza ve Berra'nın 'ıyyk, öğğk' gibi sesler çıkardığını duydum. Rüzgar gözlerini devirirken Azad "Ben ne bok yiyeceğim lan! Kadın bana inat düştü."dedi. Beyza arkasına dönüp "Bir daha 31 alma sen de. Cidden..." Gözlerini kısıp güldü. "31 ha?" Azad, Beyza'nın boynunu hızlıca sıkarken "Rüzgar, boynum ağrıyor. Masaj yap." diye mırıldandım.

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin