İKİZLER

43 12 2
                                    

Uçurumun kenarına geldiğimde iki siyah araba gördüm. Onların yanına park edip, arabadan yavaşça indim. Bana arkası dönük uçurumun kenarında oturmuş gülmelerinden anladığım kadarıyla neşeli bir muhabbet içinde olan iki adama baktım. Liseden beri onlarla beraberim. İyi günde kötü günde hep bir birimizin yanında olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Yeminimiz var! Bir kurşunla bu Dünya'dan gitmeyene kadar ayrılmayacağız! Çünkü ancak bizi o kurşun ayırırdı. Başka türlü bir ölüm bizi bulmaz.

"Naber?" ikisinin arasına oturup, ayaklarımı uçurumdan aşağıya bıraktım. Sıkışınca omzumu omuzlarına vurup, onları ittim. İkisi de hayvan gibiydi. Kas yığını 1.90 boyunda iki deve!

"Seni sormalı? Bizi unuttun. Beş yıldır buluştuğumuz zamanları saysak iki elimizin parmak sayısını geçmez!" ov Asıf baya sinirlenmiş. Yardım et dercesine Akın'a baktım. Piç omuz silkip, önüne döndü. Sağ gözü morarmıştı. Sağlam adammış helal olsun Akın'a vurmak kolay değildir. Bir çok teke tek olan kavgasına şahit oldum.

"Tedbir boşuna karı gibi dır dır etme!" kaşlarını çatıp, bana döndü. Akın solumda kahkahayı patlatınca Asıf daha çok sinirlendi.

"Güzel dayak atmışlar valla! Açmış seni mor. Güzelleşmişsin." Akın da kızgın bakışlarla bana bakınca kahkahalarla güldüm. Benim kahkahama dayanamayıp onlarda gülmeye başladı.

"Özür dilerim beyler. Haklısınız biz bir söz verdik. İstemeyrekte olsa ben sizi bıraktım. Ama şunu bilin sizi çok özledim lan!" Akın beni kolumdan çekip, sarılınca kıskançlıkla Asıf diğer kolumdan çekti. İkiside koluma yapışmış birbirlerine kötü bakışlar atıyordu. Gözlerimi devirip, bir birinin kopyası olan iki adama olabildiği kadar kollarımı sardım. Bu halime gülüp, ikisi de bana sarıldı.

"Yeter lan ne bu böyle bırakın beni! Çok sıkıştırdınız. Önemli bir konu var?" ikiside benden uzaklaşıp, ciddiyetle bana baktılar.

"Hayırdır?" Akın'a bakarak ayağa kalktım. Sert sesiyle resmen gürledi. Bazen abartmakta üstlerine yok.

"Benim yanımda ki asistan biraz durumu kötü benim şu gizli hesaptan para çekin. Yardım edelim. 5000 lira yeterli." ikiside kafasını sallayıp, benim gibi ayağa kalktılar.

"Bölgeye geçmeden önce bankaya uğrar çekeriz. Akın da yarın getirir. Biz de başın dertte sandık." tek kaşımı kaldırıp, suratlarını inceledim. Akın'ın gözü Asıf'ın da boynunda morluklar vardı. Bana diyene bak!

"Beni boşverinde size ne oldu? Bunu size kim yaptı?" ikisi de bir birine söylesek mi bu deliye der gibi baktı. Asıf kafasını bir kere onaylayan bir şekilde sallayınca Akın bana döndü.

"Siva sakin ol biz hallederiz. Ama sen bil diye anlatıyorum. Burkan bizim koyduğumuz kuraları ihlal ediyor. Uyarmaya gittiğimiz de adamlarını üstümüze saldı." suyu ısınıyor bu adamın! Bölgenin sahibi benim, ben ölünce ikizlere devrettim. Hata bende yılanın başını küçükken ezmeliydim. Ama arada kardeş hatırı var.

"Gerekeni yapın. Yerine Ulu'yu koyun. O bana canı gönülden bağlıydı. Size de o şekilde bağlı kalır. Belki sizi çok tanımadığından dolayı başta istemez. İkna edemezseniz bana getirin. Başka bir şey?" Akın, sıra sende derce bir adım geri çekildi. Asıf ağzının içinde çok sık kullandığı küfürü mırıldandı. Sinirli bakışlarını ikizinden ayırıp, bana çevirdi.

"Şu senin Denizci uslu durmuyor. Bir kaç kere konuştuk, uzak dur bizim taraftan dedik dinlemedi. Sen varken daha kolay oluyordu herşey neden gittin anlamıyorum. Tamam be bakma öyle sorgulamıyorum. Ne yapalım?" kararlarımın sorgulanmasından nefret ederim. Ah ne yapmaya çalışıyor bu? Bizim tarafla ilgilenmesi yasak. Salak herif güzel güzel masasın da oturup, önüne koyulan kağıtları imzalasa olmaz.

SIR GİBİ KADINWhere stories live. Discover now