Bölüm 1

673 25 20
                                    


Açık kalan pencereden gelen serin esintinin ince ceketimi yalayıp geçerek beni ürpertmesine aldırış etmedim. Karanlık sıralar arasında gezinirken sağ elimde de fener niyetine kullandığım telefonumu tutuyordum. Her sıranın altını tek tek kontrol ederken esnedim. Saat, gece yarısını çoktan geçmişti ama ben bu köhne okulda takılı kalmıştım. Sınıf sıralarında bir şey bulamadığımda tekrar koridora döndüm.

Uzun, mermer kaplı zemini ay ışığında parıldayan koridor sadece sağ ve sollardaki sınıflardan taşabilen ay ışığı ile aydınlanıyordu. Ancak sınıfların kapılarının önüne kadar çıkabilen cılız ışık bir sınıfın önünde dalgalandığında dikkatimi çekti.

Aradığım şey orada olabilirdi.

Gece ilerlemeden evime dönebilmemi sağlayacak şey..

Seri adımlarla o sınıfa doğru ilerlerken bir yandan da ışığı kıstım. Orada ne varsa, zor bulmuştum ve hemen kaçmasına sebep olmak istemiyordum.

Nefes seslerimin bile yankı yaptığı boş koridorun sonundaki sınıfa geldiğimde içeriye daldım ve ışığa gölge yapan şeyle göz göze geldim.

Perde...

Rüzgarda savrulan ince kumaş ara ara ışığın önünü kestiği için kapının önüne çıkan ay ışığında dalgalanmalar meydana getiriyordu.

Hayal kırıklığı ile çöktü omuzlarım ve pencereye yaklaşıp telefonun fenerini söndürdüm. Biraz soluklanarak kıçımı sıralardan birine dayadım. Bir sıra gözüme battığında yavaşça doğruldum dayandığım yerden ve o sıraya doğru ilerleyip dikkatle inceledim.

Neredeyse tüm okulların kendine özgü bir havası vardır. Her biri birbirinden değişik mutluluklar, sevinçler barındırır. Ancak çoğunun acıları ve üzüntüleri birbirine benzer. Çünkü çoğunun zorbaları da birbirine benzemektedir.

Parmaklarım sıraya kazınmış kelimelerin üzerinde gezdi. Orospu, kaşar, geber gibi kelimeleri özenle işlemişlerdi. İstemeden de olsa dudağımın sol tarafı alaycı bir şekilde büküldü. Bana, kendi sıramı anımsattı. Lise anılarımdan bazılarının kesitleri zihnimde canlandığında gözlerimi yumdum.

"Buraya ne ile savaşmaya geldim," diye mırıldandım tüm o kötü hatıraları aklımdan silmek isterken. "ama ne ile savaşıyorum."

Derin bir nefes alarak tuttum ve bıraktığımda içimdeki tüm duyguları da dışarı vermeyi umdum. Acıyı, sevinci, sevgiyi, nefreti... Hepsini bedenimden tek nefes ile çıkarmak istedim. Çünkü bu gece burada bir şey hissetmek için değil, çalışmak için bulunuyordum.

"Hazır bu sınıftayken şu sıraların hepsini kontrol edelim." Dedim ve sıraları iyice incelemeye başladım.

Son sıralara geldiğimde yere eğilmiş, sıranın altına ışık tutarak kontrol ediyordum ki arkamdaki tahtada gıcırdayan tebeşir sesi duyduğumda durakladım. Sınıfta yalnızdım ve tahtaya yazı yazacak kimse yoktu. Eğildiğim yerde yavaşça arkamı döndüm ve tahtaya baktım. Telefonun fenerini tuttuğumda parlayan tahtaya yazılanı okuyamadığım için ayağa kalkarak yavaşça tahtaya ilerledim. Tahtaya yaklaştıkça boş tahtanın ortasına yazılanları seçebildim. T ve E harfleri ve bunların ortasına çizilen bir kalp vardı.

Oflayarak dişlerimi gıcırdattım.

"Bu ne şimdi!?" diye söylendiğimde göz ucuyla solumda yükselmekte olan siyah bir duman seçtim. Dumana doğru dönerek dik dik bakmaya başladım. Duman yoğunlaşarak yükseldi, yükseldi ve durdu. Birden çıktığı gibi birden kaybolan duman, ardında gördüğüm en korkunç yaratığı bıraktı.

Anormal ParanormalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin