3. BÖLÜM

239 26 9
                                    

Başka bir yerde uyanmayı dilerdim. Yada uyanmamak...

Dün gece dünün mutluluğuyla nasıl da güzel  uyumuştum. Ama bu sabah nedense uyanmak istemiyordum. Okula gitmeliydim.

Geleceğimin ne olacağından habersiz günler yavaş ve sıkıcı da olsa geçip gidiyordu. Sanki hayatım bana küsmüş bir türlü barışmıyor gibiydi. Çünkü hiç yüzüm gülmüyordu.

Belkide ben gülmesi için çabalamıyordum. Yani yapboz gibi bir tarafım eksikti. O tarafta olmayınca yapbozum da tamamlanmayacaktı...

Bu kadar düşünce yeter deyip ayağa kalktım ve banyoya doğru yürüdüm. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odama çıkıp okul formamı giydim. Saçlarımı topladıktan sonra hazırdım.

Aynadan kendime bakınca tamamdım. Ama yine bir şey eksikti. Solgundum, mutsuzdum, umutsuzdum...

Toparlanmak istiyordum, bir şeylere son vermek, unutmak, mutlu yaşamak istiyordum. Belki de istemiyordum. Düşüncelerimden sıyrılıp aşağı indim.

Babam ve Mine Teyze beni beklermişçesine masada oturuyorlardı. " Günaydın " deyip bir sandalye çekip oturdum.

---

Okuluma az da olsa alışmıştım. Onun için okuluma artık kendim gidip gelecektim. Saat erken olduğundan dolayı biraz yalnız kalmak istedim. Evden çıktım ve en huzur bulduğum yer, sahile doğru yürüdüm...

Çünkü bu şehirde sadece huzur bulduğum tek yer sahildi...

Az sonra sahildeydim ve denizin kıyıya vuran dalgaların karşısında oturdum. Serin bir rüzgar esiyordu ama ben üşümüyordum.

Tam tersi içime huzur doluyordu. Dalgaların kıyıya vuran su tanecikleri üzerime sıçrıyordu. Yalnızlığımla baş başa kalmak istediğim yerdeyim. Evet (!) Şimdi içimi dökme zamanıydı. 

Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Tam başlayacaktım ki bir gölgenin yaklaştığını hissettim. Gözümü açıp başımı kaldırdığımda Ege'yi karşımda gördüm. Hafif bir tebessümle " gel otur " dedim. 

Kendime gelip meraklı bir şekilde " sahi sen burada ne arıyorsun? diye sordum. " Merakından önce selam verseydin keşke " deyip gülümsedi. " Ben her sabah sahilde dolanmayı çok seviyorum. " dedi. Gülümsedim.

 Ege " ne gülüyorsun kızım söyle bakalım sen ne arıyorsun burada? " Yine gülümseyip " hiç. " dedim sadece.

Anlatmak isteyip de anlatamadığım o kadar çok şey vardı ki...

Hayat çok farklı diye düşündüm Ege gelmeseydi içimi biraz olsun döküp rahatlayacaktım ama tuhaf olan bir şey vardı Ege burdayken de çok rahattım bir an rahatlamıştım...

Ege dayanamayıp:

" Hiç diye bir şey olur mu kızım? " dedi.

" Hiç işte geçerken uğramak istedim. "

" Peki öyle olsun. " deyip göz kırpıp gülümsedi.

İçimden sen nereden çıktın be yalnızlığımla içimi dökecektim yine bu denize. Dökemesem de içim rahattı ama... Sonra saate baktım okula gitme zamanıydı. Ege'ye dönüp " hadi okul vakti " deyip Ege ile beraber ayağa kalkıp okula doğru yol aldık.

---

Sınıftan içeri girip sıramıza oturduk. Ben ders için hazırlık yaparken hoca içeri girdi. Sabah sabah Fizik dinlemek her ne kadar zor olsa da dinlemek mecburiyetindeydim...

Son dersteydik. Zaman su gibi akıp gitmişti adeta. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamamışken son dersinde hemen bitmesini isterken canımın sıkıntısıyla kafamı sıraya koyup gözlerimi kapattım. Ama Ege ve tayfasının ne konuştuğunu duyabiliyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 31, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

YENİ BAŞLANGIÇWhere stories live. Discover now