Bölüm 6 ♥

12.7K 517 25
                                    

    "İyi görünmüyorsun. Bir şey mi oldu?" diye soran arkadaşına çevirdi bakışlarını Merve. Nasıl iyi olabilirdi ki? Erkeklerden nefret ediyordu. Az önce karşılaştığı o yabani hayvan resmen onunla dalga geçmişti. Şarap isimlerini bilmiyor olmak büyük eksiklikti sanki! Ahmak diyerek iç geçirdi kendi kendine.

Elindeki şişeyi ve kadehleri Funda'ya uzatıp, "Yok bir şey," diye yanıt verdi. "İyiyim..."

Tabii ki Funda bu yalanı yutmamıştı. "İnanayım mı?" dedi alnını kırıştırarak. "Bir şey olduğu yüzünden belli..."

"Gerçekten yok bir şey... Sadece barda kendini bilmez bir adamla karşılaştım o kadar."

"Hım..." dedi Funda, arkadaşına imalı bir bakış atarak. "Ellerinin titremesine, yanaklarının kızarmasına neden olduğuna göre gayet etkileyici bir kendini bilmez olmalı bu."

Genç kız ellerine baktı. Gerçekten de titriyorlardı. "Ah, sinirden o..." diyerek savunmaya geçti hemen. Evet, adam etkileyici aynı zamanda da çok yakışıklıydı. Kömür gibi simsiyah gözleri, sert bakışları, geniş omuzları ve her kızın imrenerek bakacağı türden bir vücudu vardı. Bunu inkâr edemezdi. Ama hiçbir şekilde ilgisini çekmemişti. Öyle erkeklerle ancak aptal kızlar birlikte olurdu zaten.

"Eminim öyledir," diyerek pis pis sırıttı Funda. Merve ise Funda'nın alaycı tavrını görmezden gelmeye çalıştı. Bu konunun kapanmasını istiyordu. Bir daha asla görmeyeceği o adama öfkelenmiş olması bile tamamıyla saçmalıktı.

Şarap şişesini açıp bardakları doldururken, "Bizimkiler de az sonra burada olur," dedi Funda.

Neyden bahsettiğini anlamayarak, "Bizimkiler?" diye sordu Merve. 

Kadehlerden birini masanın üzerinden itip Merve'ye ulaştırdıktan sonra, "Bora ve Cantuğ..." diye yanıtladı.

Bora, Funda'nın erkek arkadaşıydı. Çok uzun süredir birliktelerdi ve ilişkileri hâlâ aynı gazla devam ediyordu. Yalnız Cantuğ'un kim olduğunu bilmiyordu Merve. İsmini ilk defa duymuştu. Muhtemelen eski arkadaşlarından biriydi ve şimdi adını dahi hatırlamıyordu.

Tam "Cantuğ kim? demişti ki, Funda'nın gözlerinin başka bir yöne kaydığını ve yüzünde kocaman bir gülümsemenin belirdiğini gördü. 

"İşte geldiler..." diyerek neşeyle ellerini çırpan Funda, hızlıca Merve'nin yanına yaklaşıp onun kulağına mırıldandı. "Yeni biriyle tanışıp sohbet etmekten zarar gelmez. Cantuğ oldukça karizmatik ve aynı zamanda zengin bir iş adamıdır. Şans verebilirsin bence."

Ciddi olamazdı bu kız değil mi? Ne yani buraya bir erkekle tanışmak için mi gelmişti? Sıkıntıyla bir of çekti Merve. Funda'yı öldürmek istiyordu.

Funda sevgilisine sarılıp, onun yanaklarına birer öpücük kondururken, Merve de Cantuğ denen o adama gayet soğukkanlı bir şekilde selam verdi. Nedense bu adam gözüne hiç de karizmatik gelmemişti. Funda'nın zevksiz olduğunu düşündü bir an. Sarışın erkekleri pek beğenmezdi ve şu an karşısında duran adamın da soluk beyaz bir teni, sapsarı saçları vardı. Hafifçe arkaya doğru taranmış ve fıstık yeşili gözlerini ortaya çıkarmıştı.

Funda ve Bora sarılma faslını bitirdikten sonra, Merve nazikçe gülümseyip Bora'nın elini sıktı. 

"Merhaba Bora... Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Nasılsın?"

"Asıl seni sormalı... Ben hâlâ aynıyım ama sen epey değişmişsin."

"Bildiğin gibi..." diye karşılık verdi kız, yüzündeki buruk gülümsemeyle.

SEN BANA AİTSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin