Gitme Bölüm 37

Începe de la început
                                    

Etrafındaki insanların bakışlarına aldırmadan dışarı çıktı Eren. Yağmur dinmişti ama hava kapalıydı. Nefes almaya çalışırken nefesinin kesildiğini hissetti ve biranda olduğu yere çöktü. Sırtını yaslayıp bir ayağını uzatmış, bir eliyle göğsünü tutarken diğer elini de kıvırdığı bacağının üzerine koymuştu. Bir dakika sonra yavaşça başını kaldırıp gökyüzüne baktığında havalanan bir uçak gördü. Yavaşça bulutların arasına girecekti. Gidiyordu işte, artık özgürdü.  Haklıydı gitmeliydi belkide. Bir kurtulma şansı varken gitmeliydi. Kendisine hiç bir şey vaad etmemişti ki zaten? Ondan ne bekleyebilirdi?

Gözlerini kapadığında dudaklarını yaladı Eren. Son bir kez daha kokusunu duymak istediğini fark ettiğinde içinden kendine küfretti. İşte bu kadar düşmüştü kendi.

Gözlerini tekrar açtığında adeta nefesi kesildi.

"Hey, ne yapıyorsun burada kedicik?"

"N-neden?" Derken gözlerini kocaman açtı.

"Ne, neden?"

"Neden gitmedin sen?"

"Bana şimdi gitme demedin mi?" Derken başını çevirdi kuzgun. "Of, velet çok zahmetlisin. Hadi kalkta bulalım şu aptalları."

Gözlerine inanamıyordu Eren. Gitme dediği için mi kalmıştı. Gitmemiş miydi yani? Hayır, bu cehennemden kurtulmak istemiyor muydu? Neden elinde ki fırsatı tepti aptal? Ayağa kalktığında gözlerini kıstı Eren. Kalbinden gelen bu deli gibi atışların duyulmasını istemiyordu. Timuçin, çantasını uşağına verip, arabanın anahtarını ondan aldığında uşak eğildi ve eve gitmek için bir taksi beklemeye başladı. Timuçin arabaya binmeden evvel Eren'e baktı.

"Eee, ne dikiliyorsun velet. Gelmiyor musun?" Dediğinde kuzgun, kendine gelip  arabaya bindi Eren.

Otobanda hızla giderlerken ikisi de oldukça sessizdi. Eren dönüp bir kez olsun bakmadı Timuçin'e. Sanki baksa bir silüet gibi kaybolacaktı ortadan. Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Ellerin ellerime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını ta yüreğimde hissetmek diyemedi. Öyle ki ağzını açsa bu büyü aniden bozulacak gibiydi.

"Onları en son kulüpte mi gördük yani?" Dedi birden Timuçin, sessizliği bozarak. Başını salladı Eren ama tek kelime etmedi. Sadece hızla nefes alıp veriyordu.

"Neyin var senin?" Dedi kuzgun ama  ses çıkmadı Eren den.
Bir dakika içinde:

"Arabayı durdur." Dedi Eren.

"Neden?" Dedi birden Timuçin.

"Arabayı durdur Timuçin."

"Ehh velet, kusacak mısın yoksa? Sakın araba mı batırıyım deme? Yüzün bembeyaz oldu zaten..." deyip ilk sağda durduğunda Timuçin, aniden kendine sarılan kollar ve dudaklarına birleşen dudaklarla afalladı. Eren kendine hakim olmakta zorlandığını hissettiğinde bunun doğruluğunu yada yanlışını tartamayacak durumdaydı. Gitme dediğinde gitmemişti Timuçin.

Gözlerini sıkıca kapamış, Timuçin'in dudaklarının üzerinde derin bir nefes aldığında, onun kokusuyla dolmak istemişti. Dudaklarıyla onun dudaklarını kendine hapsedip, diliyle dudaklarını okşayarak geri çekildiğinde, kuzgun gözlerini açmış hala şoktaydı. Kalbi bir davul gibi hızla atmaya devam ederken ona bakmadı Eren. Timuçin de başını çevirmedi. Gözlerini kısıp parmaklarını kendi dudaklarına götürdüğünde Eren mırıldandı.

Ölümcül Saplantı (+18)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum