Wrongdoer || Baekyeol

Prolog~

Hızla müdür yardımcısı olan Kang Yangmin'in odasına daldım. Geldiğimi görünce kafasını kaldırdı ve oturmamı işaret etti. Sinirle oturup kağıtlar ile ilgilenen Bay Kang'a doğru sesimi yükselttim. "Sana istemediğimi söylediğim halde yarın yanıma yeni bir öğrenci getireceğini duydum. Bundan vazgeçtiğini sanıyordum. Üzgünüm ama ben yanımda dolaşan bir üniversiteli istemiyorum."

Bay Kang başını kaldırdı ve sinirle güldü. "Maalesef bu senin isteğine bağlı değil Park Chanyeol. Sana vazgeçtiğimi hiç söylemedim çünkü bu olmak zorunda olan bir şey. Bak Chanyeol, bunu sana yüzüncü söyleyişim ve artık bıktım. Bir gün sen de öleceksin ve senin gibi iyi polislerimizin olması için henüz küçük yaşta eğitmeye başlamamız gerek. Ve sen de yanına gelecek o çoçuğa meslek sırlarını anlatacaksın. Onu bir güzel eğiteceksin. Konu kapanmıştır."

Hahladım. "Konu kapanmamıştır. Küçük bir veletle uğraşacak değilim. Hele bir kez daha birinin sorumluluğunu alıp başarısızlığa uğramak istemiyorum. Hem Tanrı aşkına, eğer birilerine bir şey öğretmek isteseydim üniversitedeki yakışıklı profesörlerden biri olurdum! Lütfen o veledi Minseok'a gönderin."

"Evet, sen polissin ama Minseok öğretmen öyle değil mi? Bana bak Chanyeol. Anladım, üzgünsün ve o masaya kimsenin oturmamasını istiyorsun. Fakat böyle bir şeyin olması mümkün değil. Burası iş yeri, mezarlık değil. Bu yüzden, artık direnme. Gelecek çocuğu eğitecek ve ona cinayet polisi olmayı öğreteceksin. Senin sorumluluğunda olacak. Bu kadar tamam mı? Şimdi git ve anıta çevirdiğin masayı temizle."

Ofladım. Artık direnmemin pek de bir anlamı kalmamıştı. Kendimi arkaya doğru yaslayıp elimle başımı tuttum. "Şu gelecek çocuğun adı ne bari?" Ciddi anlamda meraksız ve bomboş bir soruydu. Kimse kimdi, yarın öğrenecektim sonunda. Üniversiteden gelip benim eğitimim altında polislik denen şeyi öğrenecek çocuğu elbette merak edecektim ama 2 haftadır eğitmeyi reddettiğim birinin adını neden şimdi soruyordum ki? Yine saçmaladığımı fark ettim.

Cevap hala gelmeyince kafamı kaldırıp "Adı ne bu çocuğun?" diyerek yeniden sordum.

Bay Kang ise düşüncelerinden uyanmış gibiydi. "Ah, adı mı?" Önünündeki bir iki kağıda baktı ve kafasını kaldırdı.

"Byun Baekhyun."