-4-

7.5K 566 80
                                    

Bir saati biraz geçmişken geliyor Giray Ortay. İlk önce adamın kim olduğunu anlamıyorum. Ne bileyim kardeşim ben? Herkesi tanıyacak değilim ya?

Ama o masmavi gözler bana döndüğünde ve ben adamı hiç utanmadan süzdüğümde, dün gece ağzımı sulandıran suratsız olduğunu fark ediyorum. Bu kez gri bir takım giymiş, yazlık olduğu belli. Yazı kışı mı var sanki? Bu havada takım elbise giyilmez!

Kaşları yine çatılı, dudakları dümdüz... Tahminimce sadece konuşmak ve yemek için açıyor ağzını. Tabii iğrenç fantezileri de olabilir. Görüntüsü o kadar cezbedici ki buna inanmam zor olmuyor.

"Hoş geldin Giray." diyor Okan. Onlar hafifçe sarılarak selamlaştıktan sonra beni tanıtıyor. "Bukle, bir arkadaşım."

Kibar adamsın Okan... Tatlısın da... Ama evlisin, bu işi bozuyor işte.

İç çekme isteğimi güçlükle bastırıyorum. Giray Bey elini uzatıyor bana. Hafifçe sıkarken midemde bir hareketlenme oluyor. Elleri niye bu kadar sıcak bu adamın?

Eh, ateşli olduğu belli...

Düşüncelerim üstüne dudaklarımı ısırmak zorunda kalıyorum, neredeyse güleceğim. Bir şey değil, deli sanıp işe almayacak.

"Memnun oldum Bukle Hanım, ben Giray Ortay."

He ben zaten az önce yoktum burada, yeni ışınlandım. Kör müsün Giray Bey? Beni yok mu sayıyorsun yoksa? Çok meraklıyım zaten senin güzelim gözlerine, taş gibi vücuduna falan. Bana ne?

"Ben de memnun oldum." diyorum ve üçümüz de sandalyelere yerleşiyoruz. Adam hala suratsız... Şeytan diyor tut dudaklarını yana doğru aç, gülüyor gibi falan görünsün.

Önce Giray Bey kendine içecek istiyor. Viski falan diyecek diye korkuyorum ama kahve sipariş etmekle yetiniyor. Okan Bey de kendine Türk Kahvesi isteyince bana dönüyor bakışlar.

"Hım... Ben de orta şekerli bir Türk Kahvesi alayım o halde?" diyorum hafif bir gülüşle.

Siparişler gelene kadar havadan sudan konuşuyorlar. Bunlar kesin arkadaş, yoksa niye birbirlerini bu kadar tanısınlar ki?

Kahvelerimiz gelince küçük bir yudum alıp boğazımı temizliyorum. Onlar konuşacak, ben dinleyeceğim galiba? Acaba ikisi konuşurken görünmez mi oluyorum?

Çimdiklesem mi şu Giray'ı? Belki benim yaptığımı görmez? Resmen bana sırtını dönmüş durumda. Yüzüme bak be adam, ben senin şirketinin yeni elemanı olacağım. Herkesi böyle yok mu sayıyorsun yoksa sen? Terbiyesiz şey!

"Bukle Edebiyat mezunu..." diyor bu sırada Okan. Ne zaman benden bahsetmeye başladı bunlar?

"Evet." diyorum hafifçe gülümseyerek.

"İşinden yeni çıkmış, yardımcı editörlük yapıyormuş."

"Yardımcı?" diyor Giray, tartar gibi üzerimde geziniyor bakışları. Gerilerek parmaklarımla oynamaya başlıyorum. Neyse ki kucağıma koyduğum parmaklarımı göremiyorlar.

"Evet. Aslında terfi bekliyordum ama kriz..." deyip susuyorum. Bir de kovulan, verimsiz eleman olduğumu söyleseydim bari. Adam zaten gidecek gibi. İyice şansımı zorluyorum. Neyse, dürüst bir eleman olacağımı anladı en azından.

"Hım..." diyor Giray. Beni süzmeyi bırakıp kahvesini yudumluyor. "Aynı pozisyonda bir iş sizin için yeterli mi?"

"Eğer kendimi kanıtlamam gerekiyorsa evet. Her yerde asansör yok öyle değil mi? Basamakları tek tek çıkmalı bazen insan."

Tarot FalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin