-1-

17.9K 745 124
                                    

Uzun zamandır yalnız olmak canımı sıkıyordu. Gerçekten ama! Düşünsenize, işten çıkarıldım. Sevgilim yok. Arkadaşlarım çok meşgul. Ailem bir başka şehirde, tatilde... Ne yapmamı bekliyorsunuz ki? Sıkılıyorum!

Her gün, bu yazın her gününü kastediyorum, işkence gibi!

En iyisi biraz başa sarmak...

Haziranın ilk haftası, verimsizlik adı altında yapılan bir görüşme sonucu işten çıkarıldım. Bir yayın evinde, yardımcı editörlük gibi saçma bir işim vardı. Aslında benim düşüncem başarılarımdan ötürü terfi almaktı.

"Baş editör Seda Hanımın verimsizliğinden ötürü, yerine geçmenizi uygun gördük Bukle Hanım. Şimdi sevinip tepinebilirsiniz. Hiç çekinmeyin!"

Evet, tam olarak olmasa da bunun gibi bir şey duymak istiyordum. Oysa ne mi duydum?

"Uzun süredir sizi ve ekibin geri kalanını gözlemliyorduk. Ne kadar başarılı bir çalışanımız da olsanız, ekibe yetişemediğiniz kanısındayız Bukle Hanım. Tazminatınızı muhasebeden alabilirsiniz."

Sözcükler aklımda şekillenince midem buruluyor ve yüzümü buruşturuyorum. O kaba kadın, tam olarak böyle söylemişti. "Ne kadar başarılı bir çalışanımız da olsanız"mış, peh! Ne anlar o verimlilikten?!

Gözlerimi devirerek uzandığım yerde ayaklarımı sallamaya başlıyorum. Ne olursa olsun, gerçek değişmiyor. Ben işsiz kaldım. Şimdi de iki odalı, çöp evimde yalnız başıma somurtmakla meşgulüm.

Yine de işsiz kalmam maddi yönden yıkıma uğratmadı beni. Annem ve babam emekli ve üç daireleri var İzmir'de. Birinde kendileri yaşıyor, diğerleri kirada. Şimdi ise iki evin kirası da her ay banka hesabıma yatıyor. Anlayacağınız derdim para değil!

Benim derdim sıkıntılar ve yalnızlık. Şimdi kös kös oturarak bir yerlerimin büyümesini bekliyorum. Niye mutlu olayım? Neye mutlu olayım?

Sevgilimin olmamasına gelirsek... Bu en çok sıkıntıya girdiğim durumlardan biri. Tam iki senedir hayatımda doğru düzgün biri olmadı. Erkekler vebalıymışım gibi kaçıyor benden! Tamam, o lanet olası Adriana Lima gibi güzel olmayabilirim. Hem, kim onun kadar güzel ki? Sonuçta onun geçtiği yollardan geçmedim, geçmek de istemiyorum. O kadını düşünmek de istemiyorum zaten! Yine de kendimce meziyetlerimin olduğundan eminim. Mesela... Gözlerim! Gözlerim iridir, renkleri koyu mavidir ve açıkçası onları seviyorum. Kirpiklerim gürdür. Burnum biraz şekilsiz, biraz da büyük ama olsun! Sonra dudaklarım dolgundur. Genç bir kızken arkadaşlarım "Erkekler için ideal dudakların var Bukle!" diye takılırdı bana. Gel gör ki hiçbir erkek dudaklarımla ilgilenmiyor.

İç çekerek ayaklarımı sallamaya devam ediyorum. Bir yandan da meziyetlerimi düşünüyorum.

Saçlarım, adımdan da anlaşılacağı gibi, buklelerden oluşuyor. Kalın bukleler hem de. Bazı kadınların üşenmeyip saatlerce maşayla yaptığı bukleler... Kestane rengi ve çok gürdür ayrıca. Onları da seviyorum! Boyum 1.68, çok kısa sayılmam. Sizce de öyle değil mi? Kilom 53, o da normal. Yine de bacaklarım çok şekilsiz. Etek giymem, görmeye bile tahammül edemem bu yüzden!

Başka ne meziyetim var bilmiyorum. Ama bunların yetmediğini biliyorum. Çünkü iki senedir hiçbir lanet olası erkek, o koca kafasını çevirip de beni görmüyor! Biri olsun teklif etmez mi? Sevgili olmasak bile yemek yemek istemez mi? Ya da filme gitmek?

Tarot FalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin