KONTROL / Bölüm 14

8.5K 809 143
                                    

Yüzüstü yatılı halde uyandım. Yorgan çıplak bedenimi çevrelemiş, beni olası bir girişe karşı gizlemişti. Brad'i ilk kez uyurken görme isteğiyle dolup taşıyordum. Kıpırdanmamaya özen göstererek yavaşça başımı çevirdim.

Yanımda değildi.

Perdeler açılmamıştı ve yerdeki kıyafetlerimiz duruyordu. Onun için kolaydı. Elliot'da kıyafetleri vardı. Burada daha sık kaldığı için getirdiğini biliyordum. Ben ise sadece evden getirdiğim birkaç parça şeyle sınırlandırılıyordum.

Yastığı kafama sarıp telefon melodisini görmezden gelmeye çalıştım. Elliot zil sesini AC/DC'yle değiştirmişti ve ritim her yükseldiğinde kafamın içinde çalıyordu. Sinirle kalktım. Dün gece bile kaçınılmaz sonu değiştirmiyordu.

Her sabah hırpalanmaya hazır şekilde günleri tekrarlıyordum.

Telefonu -arayan Brad'ti- kapattım. Yanımda uyuması gereken kişi yoktu ve beni arıyordu öyle mi! Gelen dört mesajdan birini açtım. İkisi Brad'ten, diğerleri Elliot ve Andrew'dendi.

Brad: Hemen giyinip aşağı gel.

Brad: Acele et.

Elliot: Neredesin! Sen olmadan dayanabileceğimi sanmıyorum.

Andrew: Tehlikedeyiz.

Mesajları açtıkça panik katsayım yükseldi. Aceleyle yataktan kalktım. Brad'in tişörtünü üzerime geçirdim, hızlaca yerden şortumu aldım. Tişörtün omuzları düşük olmuştu ve başkasına ait olduğu belliydi. Boydan da uzun gelmişti. Uç kısımlarını belime sıkıştırırken odanın kapısını aralamıştım. Aşağıdan sesler geliyordu. Kalp atışlarımı parmak uçlarıma kadar hissederek merdivenleri ikişer ikişer katettim.

"Üzgünüm, orası benim alanıma giriyor."

Elliot kapının önünde duruyordu. Beth, Brad ve Andrew etrafına toplanmıştı. Aralarında duran, odaya girmesini engellemeye çalıştıkları kişi ise: "Baba?"

Tüm yüzler bana döndü. Babam sinirle aralarından çıktı. Bana bakış şekline takılmamıştım. Konuşana kadar. "Yüzüne ne oldu!"

Dağılmış saçlarımı düzeltmeye çalıştım. "Önemi yok. Neden geleceğini haber vermedin?"

"Verdim." dedi sinirle. "Tam olarak dün söyledim, yüzün böyle olmadan önce olmalı."

"Büyütme lütfen."

Kendime hala bakmamış olmam kötüydü çünkü bana bakan herkes saniyeler içinde kaskatı kesiliyordu. Brad hariç. O hiçbir zaman kötü göründüğümü düşünmezdi.

Babam hala kızgındı. Hışımla Brad'e döndü. "Onu sana emanet ediyorum, sözünü böyle mi tutuyorsun?"

Derhal araya girdim: "Benim yüzümden oldu, Becky'yle tekrar kavga ettik."

Güldü. Salondaki gerginlik had safhadaydı çünkü Robert Martinez sadece çok çok çok kızgın olduğunda böyle yapardı. "Becky'yle kavga ettin, öyle mi?"

"Evet."

"Okula gitmeden onunla nasıl görüştün? Bayan Mccurry aradı, evle beraber okula da mı gitmeyi bıraktın?"

Ah. O kadını geberteceğim. Başka türlü aramızdaki çatışmanın geçmesi mümkün değil. Diplomamı aldıktan sonra zevkle boyalı saçlarını yolacağım. Tabii mezun olabilirsem.

"Eve yerleşiyordum." diye kekeledim.

Elliot arkadan başını iki yana salladı. Andrew çok kötüydü diye ağzını oynattı. Beth'in suratı da umutsuz vaka olduğumu haykırıyordu. Brad'e bakamıyordum, eğer göz göze gelirsek utançtan ölebilirdim.

Kontrol (2)Where stories live. Discover now