GK-8

65.3K 2.8K 401
                                    

"İçeri gelmek istemiyorum. Dedim çekingence.Beni zorla içeri sokacağını bilsemde itiraz hakkı mı sonuna kadar kullanacaktım.Burada bahsettiğimiz son Toprağın sabrının sonuydu tabi.

"İçeri geleceksin.Hemde benimle birlikte.

"Toprak Bey ben -

"Buraya daha öncede geldin.Neyden çekiniyorsun ? İçeriye benimle girmekten mi ?

Evet .Tam üstüne bastın.

"Allah aşkına.Sizin arkadaşlarınızın yanında hatta sizin yanınızda benim ne işim var ? Ben sadece sizin çalışanınızım.

"Sen bile kendini bu kadar küçümserken Bestenin seni küçümsemesine niye kızdın ki ? Kendini bu kadar aşağıda görme.

"Ama aşağıdayım.En alt kademe.Bir Beste Hanıma bakın birde bana.O zaman farkı anlarsınız.O haklıydı.

"İnsanların kademesi olmaz Güneş.İnsan insandır.Şimdi benimle içeri gel.

Tam ağzımı açacakken Toprak Bey arabadan indi ve benim kapımı açtı.

"Bak. Bana yapmadığım şeyler yaptırıyorsun.Bunun sana geri dönüşü kötü olur.

Bir anda cesaretimi kaybedip arabadan indim.Zaten tüm dirayetimi , tüm cesaretimi kaybetmeme sebep oluyordu.Toprak "Güzel. Diye fısıldayıp arabayı valeye teslim edip elini belime yerleştirdi.İkinci kez.Ben ise şimdiden kaçma isteğiyle dolmuştum.Bir an Toprakın elinden kurtulup Kapadokyaya eski huzurlu ve sakin hayatıma geri dönmek istedim.Ama dönemeyeceğiminde farkındaydım.Çünkü Toprağın yokluğu içimi bir yanardağ gibi kasıp kavururdu.Biliyordum.Bilmediğim tek şey engelleyemediğim ve içimde gittikçe yer eden bu duyguları nasıl atacağımda.Toprakla birlikte insanı sağır eden müzik sistemleriyle döşenmiş bara girdiğimizde herşey o gün ki gibiydi.Tek fark bu sefer içeriye Toprakla giriyordum ve içimdeki çekingenlik tavan yapmıştı.Toprakla birlikte kalabalık bir masaya gittik.En tanıdık gelen şey şüphesiz Bestenin attığı nefret dolu bakışlardı.Allah aşkına ben ne yapmıştım da benden bu kadar nefret ediyordu.Toprak bar taburelerinden birine otururken herkes şaşkınca beni süzüyordu.O günkü kavgada Melihin peşimizden gelmesini engelleyen çocukta oradaydı.Onunla birlikte 4 erkek daha vardı ve Besteyle birlikte 3 kız.

"Sana inanamıyorum Toprak. Onu buraya getirdiğine inanamıyorum. Dedi Beste.

"Memnun değilsen defol Beste. Dedi Toprak masadaki sağlıksız sarı sıvıyı içerken.Sinirli değil daha çok dalga geçer bir biçimde söylemişti .Beste kızarırken önündeki içkisini kafasına dikti.

"Buraya ait olmayan kişi belli Toprak.Gidecek kişi belli.

"Kardeşim.Sanırım İzmire kar yağdı. Dedi o gün ki çocuk gülümserken.Mavi gözleri ve çok tatlı kumral saçları vardı.

"Öyle oldu. Dedi Toprak.Ben ise konuya fransız kalmıştım.Zaten burada fazlalık gibi hissediyordum.Tabi böyle hissetmemde Bestenin yılan gözleri büyük pay sahibiydi.Ona bakmamaya hatta onu görmemeye çalıştım.

"Sen Toprak Özbey.İlk defa yanında bir kızla geldin bu bara.Anlayalım. Dedi bir diğer arkadaşı.

Hemen konuşmaya kulak kesildim.Toprak ise sadece bana bakıyordu.

"Anlaşılmayacak birşey yok.Herşey ortada. Dedi Toprak.Sanki dalga geçiyordu.Belki yüzünden bunu anlamak zordu ama ses tonu kendini ele veriyordu.

Ben ise anlayamıyordum.Ya beynim durmuştu ya da kalbim tüm algılarımı kapatıp tüm kontrolü eline almıştı.

"Bu kız kim biliyor musunuz arkadaşlar. Dedi Beste herkesin duyacağı bir sesle.Masadaki herkes bana dönerken Toprağa herşeyi söylediğim için pişman oldum.Ben kendimden ve ya mesleğimden utanmıyordum.Ama aşağılanmak ve hor görülmek her insan gibi beni de derinden yaralıyordu.

GÜNEŞİN KARANLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin