28

1.8K 204 84
                                    

Canım sıkıldı yb attım

Harry saçlarıyla oynuyor, bir yandan da odasında sanki birini kovalıyormuşcasına daire şeklinde dönüyordu. Bu gergin olduğunda yaptığı şeylerden biriydi. Bir kitap yazmıyordu. Yani daha önceden yazmıştı ama onlarda yanında değildi. Muhtemelen Louis şu an odasında yatağına oturmuş Harry'nin ona getireceği defteri bekliyordu.

Ne yapmalıyım, diye düşündü Harold. Kafasını geriye attığında fazla döndüğü için etraf kararmaya başlamıştı. Elleri bir yerlerden tutunmaya çalışırken kapının açıldığını duydu.

"Harold?" Bu Louis'nin sesiydi. Onu fazla mı bekletmişti acaba? Yere düşmeden önce bir çift kol tarafından tutulmuştu. Yatağa yatırıldığını hissettiğinde gözlerini zorda olsa açmaya çalışıyordu.

Vücudundan ayrılan eller kalbinde büyük bir ağırlığa sebep olmuştu. Sanki ondan bir parça eksilmiş gibi hissediyordu. "Loueh," dedi. Ona böyle sesleniyordu, kendi içinden. Dışından söylemesi garip hissettirmişti. Louis'nin kapının önünde gülümseyen yüzünü görünce anlık bir cesaretle "Bu gece yanımda kalır mısın?" dedi. Ve bunları hiç söylememiş olmayı diledi.

Louis'nin gülümsemesinin düştüğünü görebiliyordu ve bu kalbini kırmıştı. "Elbette." dedi, Louis yüzünün aksine.

"Seni zorlayamam, istemiyorsan kalmayabilirsin. Benim yanımdayken o güzel kıçını kollamak isteyebilirsin." Bunları nasıl söyleyebiliyordu? Evet, onun kıçını izlemişti. Hem de kaç defa. Ama şu an için önemli olan bunu ifşa etmesiydi.

Louis'nin hayret dolu ifadesinden az sonra ona 'ibne' diye bağırıp en sonunda artık onu boğazlayacağını düşünürken Louis'nin surat ifadesini bir sırıtma kaplamıştı. "Asıl sen benim yanımdayken sen o güzel kıçını kollasan iyi olur Harold."

Ne, diye düşündü Harry. Louis onun kıçına mı bakmıştı? Yutkundu. Bu Louis'nin de duyabileceği ama büyük ihtimalle duymazdan geldiği sesli bir yutkunmaydı.

Louis kapıyı kapattı. Yatağa yaklaştı ve bakışlarıyla Harry'e yana kaymasını işaret etti.

"Ha?" Harry hala olayın şokunu atlatamamıştı.

Louis bir kahkaha patlattığında Harry onun kahkahasına ne kadar da aşık olduğunu fark etmişti. Üstelik onu güldüren kişi kendisiydi. Ve eğer Louis böyle gülecekse Harry yılın 365 günü dalgın bir aptalmış gibi davranabilirdi.

"Yana kaysana Harold. Koltukta yatmamı beklemiyorsun değil mi?"

Tabii ki de hayır, asla, diye geçirdi içinden ve Louis'yi hafif kaydığı yatağına davet etti.

İnanamıyordu. Louis ile aynı yatağı paylaşıyorlardı. Aynı ahırı paylaşmaktan daha hoştu bu. Aklına gelen düşünceyle yüzünü buruşturdu. Kendisine tecavüz eden ve ona bir ibne olduğunu söyleyip 'Benim için hiçbir değerin yok' diye insanların arasında ona bağıran adamla aynı yataktaydı. Ama bir yandan da şu gerçeği inkar edemiyordu; Her gördüğünde kalbinin göğsünden fırlayacakmışcasına atmasını sağlayan adamla, gözlerine aşık olduğu adamla aynı yataktaydı.

Louis yattığında kendini onun göğsüne yasladı. Bir terslik vardı. Louis'nin kalbi çok hızlı atıyordu. Aynı kendisininki gibi. Ardından burukça gülümsedi ve içten içe kendine hatırlattı. 'O bir ibne değil Harry.'

"Neden odama geldin?" diye sordu ansızın.

"Sen gelmeyince endişelendim. Ha bu arada kitap işini unuttum sanma. Onu kesinlikle okuyacağım."

Our Love Should Wait (Larry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin