BÖLÜM 20 - 'KORBA'

26.3K 1.4K 323
                                    

Bölüm Müziği : "Art of Anarchy - The Madness"

Bölüm 4000 kelime ve en önemli bölümlerimizden biri! O açıdan, bölüme özel olarak daha fazla yorum istiyorum. Okuyup geçmeyin lütfen ^-^

***

Yağmur'un boğazını sıkan parmaklar, tribündeki Albatros hayranlarını fazlasıyla coşturmuştu. Ancak ikisi de o an bir dövüşten çok, bir yüzleşmenin içinde oldukları için duymuyorlardı bile... Mete uğradığı şokla, duyduğu öfkeyi birbirine karıştırıp; eşsiz bir güçle kızın boğazını sıkıyordu.

Bir insan olsaydı karşısındaki, şu anda bütün solunum yolları durmuş ve ölmüş olurdu. Ancak Yağmur zerre kadar etkilenmiyordu.

"Konuş dedim sana!" diye kükredi tekrar.

Yağmur, suratında hiç olmadığı kadar sinsi ve çirkin bir gülüşle, "Hatırlıyorsun Mete, hepsini hatırlıyorsun. Sadece biraz daha odaklan," dedi.

Mete zihnini taradı. Orada öyle fazla çirkin anı vardı ki, artık hepsini bütün çıplaklığıyla görebiliyordu. İlk anı gözlerinin önünde belirdi. Düşünceleri, İstemsizce dudaklarından dökülmeye başladı.

"Duru ile konuşmamı isteyen de sen olmuştun. Hatırlıyorum, sınıftaydık ve onunla konuşmamı istedin. Arkadaşları hakkındaki bütün zırvalıkların, onu korkutmamın sebebi sendin!" Kaşları çatıldı, o güne gittiğinde her şeyi kendisinin yaptığını görüyordu ama zihninin kontrolü Yağmur'un ellerinde olmuştu.

Gözlerini yumdu. "Sonra onu alnından öptüğümü hatırlıyorum. Gözleri daha önce o kadar güzel görünmemişlerdi. Kendimi tutamadım," dedi hayranlıkla. Gözlerini tekrar aralayıp, "Bunu da mı sen yaptırdın?" diye sordu.

Yağmur öfkeyle gözlerini devirdi. "Ah, bir de o sorun var! Zihnine hükmetmek o kadar zordu ki, Duru devreye girdiği ve ben gözünün önünden kaybolduğum an gücümü geçersiz kılıyor ve eski sen oluyordun. Senin yüzünden, adeta kuyruğun gibi sana yapışık dolaştım. Ne kadar zorlandığımdan haberin bile yok!"

"Şimdi anlıyorum... Bütün o dengesizliklerimin sebebi de sendin. Senin yüzünden Duru'nun kafasını karıştırdım. Hatta deliriyorum sandım!" dedi öfkeyle. "Hepsi senin suçun kaltak!"

Başını iki yana salladı kız. Gözlerinde küçük bir ışıltı belirdi. "Hayır, o konuda suçlu sensin Mete! Eğer zihnine tamamen girmeme izin verseydin, o dengesizlikleri yaşamayacaktın. Kendini tamamen bana teslim etseydin, hiçbir şey olmayacaktı."

"Kapa çeneni, seni geberteceğim!"

Kızın bedenini elini hafif bir oynatmayla arkaya doğru fırlatıp attı. Bu hareketle tribün daha da coştu. Yağmur yerde iki takla atıp karşısına hiçbir şey olmamış gibi dikildi. Ellerini beline koyup, "Gördüğün gibi oldukça antrenmanlıyım!" dedi gülerek.

"5 numaralı kafes! Dövüş başlamadan birbirinize dokunamazsınız!" Uyarısıyla Mete tıslayarak kendine hakim olmaya çalıştı. Herhangi bir uç hareketinde diskalifiye olacağını bildiği için dikkatli olması gerekiyordu ama bu oldukça güçtü.

Yağmur etrafında yavaş adımlarla dönmeye başladı. Tam arkasına geçip, ensesine yaklaştı. "Bana tekrar dokunursan atılacağını biliyorsun değil mi?" dedi kışkırtıcı bir ses tonuyla.

"Sen de bütün bunların ömrünü kısalttığını biliyorsun değil mi?" dedi Mete. Sakin kalamıyordu ama sesini sakin tutmakta zorlanmamıştı.

Yağmur tam önünde dikilip, parmak uçlarını Mete'nin göğsünde gezdirdi. Alt dudağını dişlerinin arasından geçirip, "Her şeye rağmen, seninle yatakta geçirdiğimiz zamanlar ve en önemlisi de: Şu sarı kafalının bileğini bir çubuk parçası gibi kırdığın günün hazzı hala damarlarımda dolanıyor," dedi.

ÖNSEZİ #1: KORUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin