21.Bölüm

36.9K 2K 27
                                    

Oğuz...

Uzun zamandır Firuze'yle yalnız kalamıyorduk. Amcamın vefatı sonrasında gelen sorunlar yüzünden onu ihmal ettiğimi düşünmeye başlamıştım.

Son günlerde o da benim gibi çok yorulmuştu. Üniversitenin sosyal sorumluluk projesi tahminden daha fazla katılımla amacına ulaşmıştı sonunda. Uzun zamandır ilk defa açık arttırmadan sonra yüzünün güldüğünü gördüm. O gece onunla gurur duyduğumu söylediğim zaman gözlerinin içi parladı. Şimdi aşması gereken son sınavları kalmıştı. Gece gündüz durmaksızın çalışıyordu.

Firuze'nin doğum gününe iki haftadan daha az bir zaman kalmıştı. Bir an önce plan yapmalıydım. Doğum günü cumartesiye geldiği için neyse ki şanslıydım. Onu kısa bir süre için de olsa evden uzaklaştırmam iyi gelecekti. Deniz ve Zahide ile konuşup çiftlik evinde küçük bir parti yapmaya karar verdik.

Dedeme planımızı anlattığımda, "İyi düşünmüşsün, oğlum," dedi. Onu da davet ettim ama gençleri rahatsız etmek istemediğini söyledi. Firuze'ye doğum günü armağanı olarak yeni getirttiği safkan İngiliz tayını o gün onun yerine vermemi istedi. Teşekkür edip odasından çıkarken arkamdan, "Oğuz!" diye seslendi.

"Efendim?"

"Sizi Firuze'yle böyle görmekten ne kadar mutlu olduğumu daha önce söylemiş miydim?" dedi gülümseyerek.

Ona doğru dönüp, "Sanırım birkaç kez," diyerek yanına gittim. Yüzümde tebessümle, "Evleneceğin kızı buldum dediğin gün çok öfkelenmiştim. Ama sen bana evleneceğim kızı değil, âşık olacağım kadını buldun. O geldiğinden beri hiç kâbus görmedim. Mutluluğumu sana borçluyum, dedeciğim," diyerek boynuna sarıldım.

"Birbirinizi tamamlıyorsunuz. Mutluluğunuz daim olsun, evladım. Firuze hepimize iyi geldi, hepimizi iyileştirdi."

O an aklıma gelen soru bir anda dudaklarımdan dökülüverdi. "Sahi dede, sen Firuze'nin ailesini nereden tanıyordun? Daha önce hiç konuşmadık."

Soruyu duyduğunda yüzünde garip bir ifade belirdi. Öyle bir ifade ki ne öfkeye ne de üzüntüye benziyordu. O an dedemin gözlerinde korkuyu gördüm. "Uzun hikâye... Belki bir gün anlatırım."

Tam biz konuşurken telefonum çaldı ve telefonla konuşmak için odadan çıktım.

***

Doğum gününün olduğu sabah ailece kahvaltı yapıyorduk. Hiç kimse doğum günüyle ilgili bir şey konuşmadı. Unuttuğumuzu düşünmesi için kimse doğum gününü kutlamadı. Kahvaltı sırasında dedem, "Oğuz, oğlum bugün müsaitsen çiftliğe gider misin? Neredeyse bir aydır gitmiyorum. Çalışanlar başlarında kimse yok diye işleri savsaklamasınlar," dedi.

"Tabii gideriz, dedeciğim. Hem Firuze için de değişikli olur."

"Vallahi çok iyi fikir! Ben de son zamanlarda çok bunalmıştım."

Hiçbir şeyden şüphelenmedi. Doğum gününü kutlamadığım için surat bile asmadı. Belki de böyle günleri önemsemiyordu. Bu bizim ilk doğum günümüz olduğu için bu konudaki düşüncesini bilemiyordum.

Çiftliğe ulaştığımızda ortada kimse görünmüyordu. Söylediğim gibi arabaları ormandan tarafa park etmişlerdi. O gece çiftlik evinde kalacağımız için çantaları bırakmak için içeriye girdik. Girer girmez önümüzde çiçekli pembe bir kutu duruyordu. Firuze'yle birbirimize bakarak, "Belki senin içindir," dedim. Merak ve şaşkınlıkla yerden kutuyu alarak üzerindeki küçük zarfı açtı. Zarftan çıkan kartta, "Deniz'den sevgilerle..." yazıyordu.

BENİ SEVDİĞİN KADAR(tüm bölümleriyle tekrar yayında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin