::dernier::

222 23 15
                                    

Francis birisiyle konuşurken izlendiğini hissetti. Bu hissi sevmezdi. Ki onu yukarılarda hep birinin izlediğini düşününce oldukça garip oluyordu bu.

Arkasını dönünce bir kadınla karşılaştı. Ondan uzak sayılmazdı, aralarında yüz metre anca vardı. Yüz hatlarının tamamını seçebiliyordu. Kamerasına bakıyordu, muhtemelen az önce fotoğrafını çekmişti. Francis en başta ne yapması gerektiğini düşündü. Kızmalı mıydı, yoksa bir şey demeden sadece gülümseli miydi? İkincisini seçiyordu ki kadın fotoğraf makinesinden başını kaldırdı.

O anda Francis kalbinin duracağını hissetti.


Üstünde çoğu erkeğin zorlukla taşıyabileceği bir zırh vardı. Bir süre krala baktıktan sonra önünde diz çöktü. Sesi savaştan bıkmış Fransız halkına rağmen oldukça ciddi ve gürdü.

''Majesteleri, Tanrı bana seni kral yapmam için talimat verdi.'' 


Hızla kadının yanına gitti. Önce korkuttuğunu sandı, ancak utanmıştı. Muhtemelen fotoğrafını gizlice çektiği içindi.

''Sormadan fotoğrafınızı çektiğim için özür dilerim!'' dedi panikle. Sesi hâlâ aynı, diye düşündü Francis. Hâlâ bana umut veriyor.

Eli saçlarına gitti bir an. Saçlarını uzatmasının sebebi oydu.


''Neden saçlarını kestin? Oldukça güzeller.''

Kız Francis'e baktı. Eli saçlarına gitti, uçları kırık olduğu için biraz kötü gözüküyordu. Ancak yine de soru şaşırtmamıştı açıkçası, herkes ona bunu soruyordu. 

Gülümseyerek Francis'e ''Benim yerime sen uzat o zaman, olur mu?'' dedi. 


''Hayır, sorun değil. Asıl ben sizi korkuttuğum için özür dilerim.'' 

Elini saçlarından çekip biraz daha kıza baktı. ''Ancak sen...'' diye mırıldandı. Kadını incelerken oldukça gairp gözüktüğünü biliyordu, ancak umurunda sayılmazdı. 

Kadının o olduğuna kanaat getirdikten sonra derin bir nefes aldı. Sakin kalmalıydı. Bu yüzden gülümseyerek ''Ruh hâlini değiştir!'' dedi.

Kadın turiste benziyordu. Bu yüzden bu fırsatı değerlendirmek için ''İstersen etrafı dolaştırabilirim.'' dedi. Kadın ''Eğer sorun olmazsa...'' dediğinde ''Eğer seninleysem sorun olmaz.'' dedi gülümseyerek.

Çünkü onunlayken hiçbir şey sorun olmamıştı.


Francis kızın miğferi altında gizlenen saçlarına baktı. O genç bir kızdı henüz, neden buradaydı ki? Kırlarda sevgilisiyle birlikte oturması lazımdı.

Belki de savaştan sonra yapabilir, diye düşündü Francis kalbindeki ağrıyı umursamadan.

Ancak böyle bir şansı hiç olmamıştı.


Saint Michel'i görmesini istiyordu özellikle, onunla burada tanışmıştı çünkü. Merdivenlerden çıkarken bir yerde durdu. Burası en sevdiği yerlerden biriydi. Heykeline sanki gerçekmiş gibi bakar, onunla konuşurdu. 

Aynı eskiden yaptığı gibi.

Duvara yaslanıp kadının hayranlıkla çevreye bakmasını gülerek izledi. ''Burası fotoğraf için oldukça güzel bir yer, değil mi?'' dedi.

brûlé //francis bonnefoy ::one shot::Where stories live. Discover now