2. Bölüm

115 13 15
                                    

~~~Bölümü Big Baby Driver - You're Everywhere dinleyerek okuyabilirsiniz.~~~

"Wow, boynuzların gerçek mi yani?" diye sordu Sehun.

"Cennette sahte olan hiçbir şeye rastlayamazsın." Luhan sertçe söylediğinde Sehun gözlerini devirdi.

Doğrusu şu 'cennet' kuralları canını sıkıyordu.

Elini uzatarak Luhan'ın pürüzsüz boynuzlarına dokundu. Bu temas Sehun'un kalbini hızlandırırken Luhan'ın şokla bakıp geri çekilmesine sebep oldu. Minik olanın kalbinin diğerinden kalır yanı yoktu.

"Yalnızca dokundum, kötü bir niyetim yoktu," dedi Sehun. Luhan'ın geri çekilmesiyle afallamıştı.

Luhan'sa bu temasın şokunu üstünden atmayı başardığında gözlerini kırpıştırdı ve boğazını temizledi.

"C-Cennette temas etmek yasak!" dedi bir çırpıda.

Sehun nefesini sıkıntıyla dışarı verdi. "Tanrı aşkına! Burası nasıl cennet olabilir?!"

Luhan onun bu ani çıkışına kaşlarını çatarak karşılık verdi.

Sehun gözlerini kapatıp ciğerlerini temiz havayla doldurdu ve sakin olmaya çalışarak konuştu. "Pekala, diyelim ki cennetteyiz. Söylesene ben burada ne yapıyorum?"

Olanlar gerçekten canını sıkıyordu. İsmini, hayatını, ailesini... Her şeyi hatırlıyordu ama en son ne oldu, kiminle kavga ediyordu, nasıl buraya geldi, hiçbir fikri yoktu.

Luhan gözlerini Sehun'dan kaçırdı. "Ö-Öldün," deyiverdi bir anda.

Sehun birkaç saniye Luhan'ın yüzüne ifadesizce baktı. Luhan ondan bir tepki bekliyordu, ancak vereceği tepkiden
korkuyordu da... Sehun saniyeler sonra gülme krizine girdiğinde Luhan ne yapacağını şaşırmış bir şekilde onu izliyordu.

"Ahahaha! Ben ne? Öldüm mü? Ahahaha! Tanrım! Ne diye bir soytarının peşine takıldım ki!" Sehun kahkahaları arasında söylediği bu şeyle daha da gülmeye başladı.

Luhan bir süre Sehun'u izledi. Diğerinin ona 'soytarı' gibi iğrenç bir kelime söylemesi kalbini kırmıştı. Dolan gözlerini kırpıştırdı ve kirpikleri arasından birkaç damla düştü. Sehun bu görüntüyle kalbinin teklediğini hissetti. Sonunda gülmeyi kesmişti.

"Hey d-dinle, s-soytarı demek istememiştim sana-" Luhan onu dinlemek istemediğini belirterek arkasını döndü ve sessizce ağlamaya devam etti. Kısa sürede yüksek ağlama sesleri duyulmaya başlandı küçük olandan. Şiddetli ağlamasından dolayı omuzları sarsılıyordu.

Bu sırada diğeri yaptığı şeyden pişmanlık duyuyordu. Elini kaldırıp titreyen çocuğa dokunmasıyla birlikte parmak uçlarının o garip hisle uyuştuğunu hissetmişti. Bu çocukta gerçekten garip şeyler vardı.

Luhan onun dokunuşundan kaçmak için bir adım ilerledi. Sehun elinin boşluğa düşmesiyle dokunuşun büyüsünden uyanmış gibi kendini silkeledi.

"Ç-Çirkin olduğumu b-biliyorum, ama b-bunu yüzüme vurmak z-zorunda değildin," Luhan hıçkırıkları arasında zorlukla söyledi.

Sehun alt dudağını dişledi. Miniği gerçekten üzmüştü. "Sen güzelsin Lu..." dedi samimiyetle.

"H-Hayır değilim!"

Sehun ne söylemesi gerektiğini gerçekten bilmiyordu. Tereddütle ellerini miniğin omuzlarına yerleştirdi ve onu kendine çevirdi.

"Kendine bir bak Lu, ne kadar güzel olduğunun farkında değil misin?" diye sordu.

Luhan kızaran burnunu çekti ve gözlerini diğerinin gözleriyle buluşturdu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 10, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

THE LUWhere stories live. Discover now