14- üvey abi

20.4K 637 101
                                    

Multimediada melda ve belçin var
Bilekliğimi almak için bir hamlede daha bulunduğumda elini yukarı kaldırdı. Şimdi almam imkansızdı.

Gözlerimi devirip "onu bana ver hemen"

Diye tısladım.

"Çok meraklı değilim zaten senin çocuksu bilekliğine. Sadece bir şartla C harfi ne?" Diyen egeydi. Çocuksu bileklikmiş. Alırken çocuk olduğum için olabilirmi acaba.

Böyle birşey diyeceğini biliyordum sonuçta bu Ege .
Küçük masum pembe yalandan zarar gelmez sanırım.

"Iıı şey bilekliği çok sevdim M harfini bulamadım C harfini aldım. Öğrendin işte versene" diyerek sağ elimi uzattım.

Ama pekte inanmışa benzemiyordu. Bunu bakışlarından kolaylıkla anlaya biliyorum. Gözüm çekirdek çitleyerek bizi izleyen barışta takıldı.

Ne zamandan beri burdaydı ve bizi izliyordu. Ben neden fark etmedim onun burda olduğunu.

Egede benim baktığım yeri fark edip kaşlarını çattı.
Bu çocuk ilk günler kaşlarını çatmazdı noldu buna birden değişti. Ve hatta çok iyi hatırlıyorum ben gelin odasındayken pat diye kapıyı açıp içeri girmişti. Beni süzüp sırıtmıştı.

Keşke şimdide kaşlarını çatmak yerine sırıtsa. Hemde 32 diş. Yada 22 diş mi demem gerekiyor. Egeyi bilmem ama bende 22 diş olması gerekiyor.

Diş diyince aklıma iremle anımız geldi. Kimin daha çok dişi var diye iddaya girmiştik. Ah işte işsizizlik.

Barışa çocuk gibi dil çıkarıp egenin boş anından faydalanarak kolunu tutup indirdim ve bilekliğimi aldım. Zafer benim.

Ege gözünü devirip mutfaktan çıktı. Sevinçle bilekliğimi koluma taktım. Canım bilekliğim.

Barışın yanına oturup çekirdeğinden bir avuç aldım.
O arada fark ettiğim şey yerlerin hep çekirdek kabuğu olduğuydu. Kaşlarımı ege gibi çatarak barışa baktım. Ben masumum der gibi bakıyordu.

"Buraları sen temizleyeceksin"

Dudağını büzerek "ama yazık değilmi bana . Bak sana şeker alırım. Nolur ben temizlemeyim" diyen barıştı.

Beni şekerle kandıra bileceğini sandı aklısıra heralde.

"Oy kıyamam. Bu hale getirmeden önce düşünecektiniz Barış bey "
Oflayarak avucumun içindeki çekirdekleri almaya çalıştı.

"Ver çekirdeklerimi ozaman" ben elimi yumruk şeklinde yapıp vermemekle inat ediyordum ama o elimi alıp ağızına götürdü ve ısırdı. Tabi benim acı çığlıklarım villada yankılanıyordu.

Elimi kurtarıp diğer elime aldım çekirdekleri. Vampirmisin sen be. Ne ısırıyon elimi. Bende kan ne gezer. Git tavşan ısır. Ay olmaz tavşanlar çok tatlı. Hah buldum git egeyi ısır. Ama yok oda dün çok kan kaybetti. Aman banane git başkasını ısır.

Elim kızarmıştı. O arada aklıma gelen şeyleri söylemeye başladım.
"Vermiycem vermiycem. Benim değilmi vermiycem. Kuruyup gitsede vermiycem. İnat değilmi vermiycem ..."

Bir yalandan öksürük sesi böldü şarkımı. Yavaşca arkama döndüğümde bunun yaşar ve belçinin olduğunu fark ettim.

Yüzüm kızarmıştır kesin. Utançla başımı önüme eğdim. Rezil oldum. Belçin ve yaşar sırıtarak bakıyordu.

Öldürün beni çok kötü rezil oldum yaaa. bir açıklama yapma gereği duyarak "ııı bende şarkı söylüyordum işte. Birden aklıma gelince söyledim. Söyledim işte şarkı. İşte şarkı söyledim ne var bunda. Niye pişmiş kelle gibi sırıyıyosunuz siz tavşan görünümlü atlar"

üvey abiWhere stories live. Discover now