16

8.4K 472 21
                                    

Sevenleri kavuşturduk sonunda...

Keyifli okumalar...


David damarlarında dolaşan ve parmak uçlarında bile hissedebildiği bu duygunun kıskançlık olduğunu tahmin edebiliyor, ama kendine sakin olabilmek adına hiçbir telkinde bulunmuyordu. Karısını seviyordu fakat bu kıskançlık denen duygunun bu kadar can sıkıcı olduğunu bilemezdi. David Johnston daha önce hiç kimseyi kıskanmamış, istediğini elini uzatıp almıştı. Bu istekleri genelde kadınlardı ve genç adamın uğraşmasına hiç gerek kalmamıştı bu konuda. Kadınlar kendi istekleri ile genç adamın kucağına atlamışlardı hep. Ama şimdi karşısında korku dolu gözlerle kendisine bakan güzel karısı bu korkunç duyguyu dibine kadar yaşatıyordu genç adama.

O yeşil gözlerde birikmeye başlayan yaşları gördüğündeyse kahrolmuş, onu bu kadar korkuttuğu için sinirlenmişti. Victoria dolu gözlerle karşısında öfkeyle dikilen genç adama bakıyordu. Yutkunarak gözlerini kaçırdı. David'e ne anlatabilirdi ki? Aslında anlatmalı ve onun farklı şeyler düşünmesini önlemeliydi. Derince bir nefes alarak gözlerini tekrar genç adama çevirdiğinde onun dişlerini sıktığını fark etti. Boğazını temizleyerek gözlerini kırpıştırdı ve anlatacaklarını sıraya koymaya çalıştı. En başından başlasa daha iyi olacaktı sanırım.

-"Seni bekliyorum."

Victoria tam önünde bir dağ gibi yükselen genç adama bakmamaya çalışarak konuştu.

-"Alec, James'in kardeşi."

-"Bu kadar olduğundan şüpheliyim."

Genç kız gözlerini bir santim bile yerinden oynatmadan konuşmasına devam etti.

-"Alec, ailem ölmeden önce benimle evlenmek istemişti."

David'in gerilen bedeni Victoria'nın korkuyla nefesini tutmasına neden olmuştu. Bakışlarını yüzüne kaldırdığında yanağındaki kasın atığını gördü. Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordu. Ona zarar vermezdi belki ama genç kız bu sinirin kaynağının kendisi olduğunu da biliyordu. Beklentiyle ona baktığını görünce devam etti genç kız.

-" Ben istemedim. Aileme de söyledim evlenmek istemediğimi. Babam uygun bir şekilde söyledi ama Alec çok ısrar etti. Bir süre daha böyle devam etti ve sonrasında ülkesine döndü."

-"Nasıl tanışınız?"

Genç kız hatırlamak ister gibi gözlerini kıstı ve sabit bir noktaya baktı. Çok uzun zaman olmuştu, hatırlamak isteyeceği şeyler değildi bunlar. O adam ile ilgili her şeyi beyninin bir köşesine gömmüş, unutmaya çalışmıştı. Ama şimdi David'in sorması tozların altında kalmış anıların bir bir ortaya çıkması demekti. İstemediği bir şeydi bu. Karşısındaki genç adamı inandırabilmek için anlatmalıydı ama. Sevdiği adamın yanlış düşüncelere kapılmasını istemezdi.

-"Biz, Lillianna'nın evinde tanıştık. Alec ve James, Lillianna ile akraba."

David, öfkeli gözlerle bakıyordu Victoria'ya. Genç kızın doğru söylediğine inanıyordu ama öfkelenmesine engel olamıyordu. Hiç kimse onun karısı ile evlenmek isteyemezdi. Bu on yıl önce olan bir olay bile olsa genç adam karısının kendisinden başka biriyle evlendiğini düşünemiyordu. Omuzlarına bile gelmeyen karısına baktı tepeden bir bakış ile. Korkuyla daha da küçülen bedene sıkıca sarılmak ve hiçbir şeyin umurunda olmadığını söylemek istedi o anda. Ama bunu söylerse 'Alec' meselesini de kapatmış olurdu. Sonuna kadar dinlemeli ve neyin ne olduğunu öğrenmeliydi. Tepesinde daha fazla dikilmeyerek geri çekildi ve odasında bulunan koltuklara doğru ilerledi. Birine oturduğunda, irileşmiş gözlerle kendisine bakan karısını eli ile yanına çağırdı. Ürkek adımlarla yanına doğru ilerleyen genç kıza tam karşısındaki koltuğu gösterdi ve geri yaslanarak bacak bacak üstüne attı.

KELEBEĞİN ÖMRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin