Bölüm Bir: Fairy Tail Hanı

Start from the beginning
                                    

Başını sertçe salladı. "Önemli değil. Mirajane benim sakarlıklarıma alıştı zaten."

Sonra da Lavtamı inceledi. "Müzisyenler buraya pek uğramaz. Seni buraya hangi rüzgar attı?"

-Bu soruyu ne kadar çok soruyorlardı.-

Yorgunlukla esnedim. "Ufak bir yolculuğa çıktım ve iki gündür yollardayım. Kalacak bir han arıyordum. İsmi sanırım Fairy Tail'di."

Şaşırarak gözlerini bana dikti.

"Gerçekten mi! Ben de oraya gidiyordum."

Sebzelere baktı. "Ve bunlar da oraya gidiyordu."

Ufak bir kahkaha atarak elimi uzattım.

"Ben Jellal Fernandes." Poşeti diğer eline geçirerek o da elini uzattı. "Bende Freed Justine." Elini sıktım.

Birkaç saniye anlamlı anlamlı bana baktı. Gözlerimi ona diktim. "Bir şey mi oldu acaba?"

Önüme geçerek yürümeye başladı. "Gelmiyor musunuz? Sizi hana götüreceğim."

"Ah doğru ya!" Aceleyle peşine takıldım.

Yolculuk boyunca bana etrafı anlatmıştı. Bende önemli ve kısa bilgileri hafızama kaydettim.

Hana vardığımızda, Freed geçmem için kapıyı açtı. Kendisi de aceleyle mutfağa girdi.

Akşam vakti olduğu için han doluydu ve neredeyse boş yer yoktu.

Oda bulamayacağımdan korkarak tezgaha doğru ilerledim. Bir tabureye oturarak etrafı izlemeye başladım. İnsanlar neşeyle sohbet ediyordu.

Tezgahın arkasından aniden bir kadın çıktığında fırlayarak ayağa kalktım.

Elinde ki ağır görünen tabakları tezgaha koyup, bana baktı. "Korkuttuysam özür dilerim, bayım."

Birkaç düzenli nefes alıp kısa bir kahkaha attım. "Benim hatam. Bu sıralar çok dalgınım."

Gülümseyerek çantamda ki Lavtayı inceledi.

"Lavta demek ha? Hangi rüzgar attı seni buraya?"

Lavtamı saygıyla okşayarak gülümsedim. "Sadece biraz gezmek istedim ve kısa bir yolculuğa çıktım."

Başını salladı. "Anlıyorum. Sadece buralara çok sık müzisyen uğramazda. Tüccar görmeye alışığız biz."

Freed'de gülerek yanımızda geldi.

Beyaz saçlı kadına selam verip yanıma oturdu. "Sebzeleri aldım, Mira. Ever, yemeği yapmaya başladı."

Beyaz saçlı kız rahatla nefesini bıraktı. "Bunu duyduğuma çok sevindim. Eğer biraz daha gecikseydik müşteriler kızabilirdi."

Freed imalı bir bakış fırlatıp, göz kırptı. Sonra da beni Mirajane'e gösterdi.

"Bu da yolda gelirken tanıştığım Jellal. Kalacak bir han arıyordu, bende onu buraya getirdim."

Sonra da bir şey hatırlamış gibi aniden bana döndü. "Doğru ya! Kaç gün kalacaksın?"

Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim. Omuz silktim. "Uzun bir yolculuktan geliyorum. Ama sanırım üç gün bana yeter."

Mirajane başını sallayarak not kağıdını çıkardı. "Şanslısın. Bu sezon fazla kalabalık değiliz."

Gülümseyerek arka taraflara doğru bağırdı.

"Laxus! Makarov-san!" Küçük boylu bir adam hızla masaya çıkıp, Mirajane'in önüne oturdu.

"Evet Mirajane?"

Kocaman gözleriyle bana baktı. "Bu yeni misafir mi?"

Gülümseyerek elimi uzattım. Hemen tutup sevecenlikle sıktı.

"Tanıştığıma memnun oldum, evladım. (Evladım *-*) Sonra da merakla Lavtayı inceledi.

"Bir müzisyen demek ha! Buraya pek sık uğramazsınız. Ne oldu? Bir şeyin peşinde misin yoksa?"

Gülerek elimle geçiştirdim. "Hayır, hayır. Sadece sıkıldım ve bir yolculuğa çıktım. Özel olarak bir şeyin peşinde değilim."

Gülümseyerek sevimli bir ifade takındı.

"Üst kat şu an dolu," dedi Mirajane hızlıca. "Ama sana köşede ki küçük odayı verebilirim."

Sonra da hızla sağa sola bakındı. "Laxus nerede Makarov-san?" Adam da etrafına bakındı.

"En son gördüğüm de Bickslow'la tahtaları diziyorlardı." (Yazarınız inceden Kuklalar'a gönderme yapıyor :'))

Mirajane sinirle başını salladı. "Ne zaman ihtiyaç olsa, burada yok zaten."

Sonra da çıkardığı tabakların birazını Makarov'a verip bana döndü.

"Aslında kalacak misafirlere odalarını göstermek Laxus'un görevi. Ama burada olmadığı için, sana Freed gösterebilir."

Küçük bir anahtarı yanımda oturan Freed'e uzattı. Freed hızla kalktıktan sonra bende peşine takıldım.

İnsan kalabalığından uzak kalmaya özen göstererek koridorun sonuna geldik. Freed anahtarı bana teslim etti.

"Birazdan Makarov-san senin yanına gelir."

Anlamayarak ona baktım. "Neden ki?"

Sağına soluna bakıp, bana doğru eğildi.

"Burada kalan ya da kalacak misafirler için çok ama çok önemli bir kural geçerli. Ve onu sadece Makarov-san söyleyebilir."

İçim merakla dolmuştu ama sakinlikle başımı salladım.

"Tamam o halde. Bekliyor olacağım."

Önümde eğilerek iyi akşamlar diledi. Ben de eğildim.

Kendimi odaya attığımda, aklımda tek bir soru vardı. "Acaba o kural neydi?"

YN: Merhabalar! ^^ Yeni bir JeRza hikayesiyle karşınızdayım. Öncelikle "Lavta" 'nın anlamını açıklamak istiyorum :)

Lavta: Mızrapla çalınan telli bir çalgıdır. Batı da 17-19. YY. arasında çok yaygındı. Ud'a çok benzediğinden, sık sık karıştırılır. Sesi saza çok benziyor ^^ Aslında bu çalgıyı çok sevdiğim bir kitap karakteri çalıyor ve bende bu özelliği Jellal'e ekledim ^^

Çilek Kırmızı ve Safir Mavi (Fairy Tail JerZa Fanfic)Where stories live. Discover now