Uzaylı -35-

67 4 0
                                    

Prenses'i hızlıca boynumdan indirdim. Hükümdar da bana dönüp "Hadi hemen eğitime başlayalım" dercesine bir hareket yaptı.

Ben de aynı zamanda ben ile birlikte Prenses'te kafasını sallayıp onayladı.

Biz eğitime sakin ve kafamız arınmışçasına gidiyorduk.

Yıkılmış Telekinezi Mağarası'nın yerinin üstünde yapmıştık eğitimimizi.

Çünkü Hükümdar mağarada bir yücelik olduğu için onun üstünde eğitim alırsak üzerimize yücelik gelirmiş. Öyle demişti.

"İyi peki öyle olsun madem" dedim.

Ama biraz korkuyordum. Çünkü tekrardan başıma bir talihsizlik gelebilirdi.

Ne de olsa ben bahtsız ve şanssız biriydim.

O yıkık ve harabe yapıtaşının tepesine çıktık. Hemen yıkalacağına benziyordu.

Bağdaşımızı kurduk ve Hükümdar'ın dediklerini yapmaya başladık.

Hükümdar'ın verdiği eğitimi bana birini hatırlatıyordu. Üstat'ı. Tekrar aklıma geldi. Ne özlemiştim ama.

Her aklıma gelişinde konsantrem bozulurdu ve bir şey yapamazdım ve yine aynı şey oldu. Hükümdar'dan küçük bir özür diledikten sonra eğitime devam ettik.

Oturduğum yer titriyordu. Ama burada yüceliğin beni koruyup havada tutacağını sanmıştım ama sallanan yer kırıldı ve ben direkt olsrak aşağıya suyun içine düştüm.

"Lanet olsun!" diye bağırdım. Bıkmıştım bu şanssızlıktan. Suyu ellerim ile dövmeye ve üzerine vurmaya başladım.

UzaylıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora