~3. BÖLÜM~ " DEDİKODULAR"

47 8 7
                                    

Medyada sevim. İyi okumalar arkadaşlar. İnşallah beğenirsiniz... :)))

Okuldaydık. Bugün akşam bir planım yoktu. Fakat yarın akşam vardı. Yarım cuma ve sevim bizde kalacak. Çünkü annemler evde değil. Ve ikimiz evde kopmaca. Anladınız siz. Neyse neyse sevimi alıp kantine giderken arkamdan bir ses:

"Lara." Bu seslenen sinandı.
"Ne var Sinan? Yine ne oldu?" Sevmiyorum bu çocuğu. Durmadan peşimde dolaşıyor. Nereye gitsem sülük gibi yapışır oldu.

"Bugün biryerlere gidelim mi? Hem gezeriz belki?" Sonra onun omzuna yavaşca bir el dokundu. Boyu uzun olduğu için arkadaki görünmüyordu. Sinan arkasına baktığında kim vardı bilin. Ahh. Çağrı. Umarım birşey yapmaz. Aa kim? Çağrı mı yapmaz? İnanmam. Kesin döverek öldürürdü. Ya da balkondan aşağıya atardı. Yapar da yapar. Yumruk attı. Baya bi dövdü. Sonra:

"Hep sen mi kıskanacaksın? Biraz da ben dayak atayım değil mi?"

Sonra sinan Çağrının üzerine çıktı ve yumruklamaya başladı. Yüreğime öküz oturdu. Onun canı yanınca içimde mayınlar patlıyor gibiydi. Sonra bağırdım. O ses benden nasıl çıktı hala anlamıyorum.

"Yeteeeerr! Sinan git burdan! Hemen!" Vurmaya devam edince:

"Kimse onun canını yakamaz!" Diyerek karnına bir tekme attım.

"Anladın mı beni? Şimdi git kendini toparla." Yerden Çahrı'yı kaldırdım ve

"Aşkım iyi misin?"

"İyiyim ufaklığım benim." Yüzümde iri bir gülümseme oluştu. Ahh. Olamaz! Dudağı kanıyor.

"Dudağın kanıyor."

"Ayrıca başım da dönüyor ufaklık."

"Başın mı dönüyor?" Panik yaptım. Direk kantine koştum. Yanımda para olmadığı için su alamayacağımı zannettim fakat kantinci abla bana bir su uzattı.

"Al kızım. Parası önemli değil 50 kr sonuçta. Birşey olmaz."

"Saol abla." Hemen suyu ona içirdim. Ve cebimden bir peçete çıkararak onun kanayan yerini temizledim. Acıyormuş gibi bakınca hiç öyle bakma dermiş gibi bir bakış attım. Masum bakışları oğlum bunlar. Yermiyim ben? Dudağını temiedikten sonra sınıfa çıkardım. Yerine oturttum.

"Bidaha kavga etme."

"Bana diyene de bakın hele. Ben etmiyim sen et. Olmaz öyle şey ufaklık."

"Ben ettim ama saç baş. Siz yumruk tekme. Olmuyor ama. Sana zarar gelmesine dayanamam."

"Ben de sana." Aşkım benim ya. Kahverengi gözleri huzur veren erkeğim. Sesin, gülüşün, duruşun, bazen o agresif halini görünce bile gülesim geliyor...

Okul çıkışı onun yanağına bir buse kondurarak sevimle eve doğru ilerledik. Eve girince çantaları yere attık ve oturma odasına girdik. Koskoca evde abim ben ve sevim kalacaktık. E tabi bir de sevimin abisi. İkisi aynı bizim gibi bebeklik arkadaşı. O da bizde. Korumalarımız abilerimiz. Tamam kabul komik oldu. Sonra abimin yanağına ve burak abimin yanağına bir öpücük kondurdum. Abim:

"Eee hanımlar gününüz nasıl geçti? Lara abim Çağrı yla aranız nasıl?"

"Nasıl olsun be abi. Çok iyi tabiki."

"Seni üzmüyor değil mi?"

"Üzmüyor abicim merak etme."

Ha bu arada burak sevimin abisi olur. Söylemeyi unuttum. Baya da yakışıklı. Tabi abim kadar olmasa da. İkisinin de peşinden birsürü kızlar koşturuyor. Ben abimi çok kıskanıyorum. Bu kızların birkaç tanesini çıkışa çağırmıştım fakat göt korkusuna gelmediler. Tabi kimin kardeşiyim? Ben kız olmama rağmen ikimizde de odunluk vardır. Yani biraz. Tamam be çok. Agresif olduğumuz halde duygusallıkta birebiriz. Eee karadenizli olmak bunu gerektirir. Ha size bahsetmeyi unuttum. Ben sinopluyum. En sevdiğim şey hamsidir. Hatta babam laz gibi konuşur. Tabi önemli misafirlerin yanında düzgün konuşmaya çalışır. Ula uşağum yemeğum nerdedur da? Derken gerçekten ciddidir...

3 HARF + TEK HECE = AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin