~1.Bölüm~ "Ufaklık"

175 9 11
                                    

Medyada buray- istersen şarkısından bir parça var umarım beğenirsiniz...

Gözlerimi açtığımda hava henüz aydınlanıyordu. Gökyüzü beyaz ve lacivert karışımı hoş bir renkteydi. Bugün üniversitede ilk günüm. Yeni gün, yeni arkadaşlar ve tabiki yeni bir aşk....

Yatağımdan kalkıp kendimi hemen banyoya attım. Küveti ılık su ile doldurup life yasemin kokulu duş jelini döktüm. Ve kendimi suyun o yumuşacık haline bıraktım.

***

Dolabımın karşısına geçtim. Bugün spor giymeye karar verdim. Siyah ispanyol paça pantolonumu ve fosforlu pembe renkli ve üstünde "#smile" yazan tişörtümü elime aldım. Tişörtü pantalonumun içine soktum ve pantalon askılarımdan siyah olanı kullanmaya karar verdim. Siyah spor ayakkabılarımdan birini giydim ve kahvaltı masasına oturdum. Benim ailem şen şakrak insanlardır. Babam gazete okumaktan hoşlanan, annem yemek yapmaya bayılan bir kadındır. Hatta bu nedenle kendine ait bir kafesi var. Okulumu bitirince de beni oraya çırak olarak alacakmış. Haha ben mi? Lara? Lara çetin? Ben tıp okicam bikere. Neyse bu kadar naz yeter. Güzel bir kahvaltıdan sonra annem, babam ve sevgili abime bir buse kondurduktan sonra evden ayrıldım. Abim biraz gıcıktır, ama yine de çok seviyorum onu. Benim için canımdan bir parça...

Servisi beklerken bir sesin bana Lara diye seslenişini duydum. Arkamı dönüp karşımda sevimi görünce ona sarıldım ve oturduğum bankta yer açıp onun da oturmasını sağladım. Ha bu arada; sevim benim bebeklik arkadaşım. Aynı sitelerde oturuyoruz. Ben A blokta oturuyorum. Sevim ise B blokta oturuyor. Evimizin karşısında küçük bir park var. Çocukları çok sevdiğim için ara sıra buraya gelirim. Daha doğrusu çocukları izlemeyi...

Sevim yanıma oturduktan beş dakika sonra servisimiz geldi ve arabaya bindik. Gideceğimiz okulu ve oradaki bütün öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı, daha doğrusu yeni arkadaşlarımızı çok merak ediyoruz. Okula geldik. Tam servisten indiğim sırada bir çocuk bana çarptı. Ve ardından "dikkat etsene ufaklık." Bakışları çok alaylıydı. Bir an gözümü gözlerine kilitledim ve hareket etmeden kısa bir süre göz göze bakıştık. Ve sonra bakışlarımı kaçırarak "özür dilerim. Birşey olmadı değil mi?"
"Yok hayır. Birşeyim yok ufaklık. Rahat ol." Ne kadar da gıcık ama bir okadar da yakışıklı. Galiba aşık oldum. Gözleri... Yeşil gözlerim kahverengi gözleriyle kenetlenmişti. Ama sadece bana ufaklık demesine sinir olmuştum.

Sınıfa girdiğimde birde karşımda kimi göreyim? "UFAKLIK." Daha adını bile bilmiyordum. Sonra ona " yanına oturabilirmiyim?" Diye sordum. "Hayır" dedi. Ben de " birini mi bekliyorsun?" Diye ekledim. O da " yoo" dedi. Odun işte nolacak. Tam yanından ayrılırken kolumdan çekip beni yanına oturttu. Kolum biraz acımıştı. Ama değmezdi. Sonra "adın nedir?" Diye sordum. "Çağrı. Çağrı Gürmen." İsmi bile etkileyici. O sormadan " ben de Lara. Lara Çetin."
" soran mı oldu?" Dedi alaycı bakışlarla. Kesin beni sinir etmeye yemin etmişti. Ardından
"Tamam ufaklık tamam şaka yaptım." Dedi.

Sınıfa hoca girince herkez ayaklandı. Günaydın gençler diye sorunca size de hocam diye bağırdı bir çocuk. Neyse benim ayaklarım titriyor resmen. Yanında oturuyorum. ALLAHIM o bakışlarını yerim bu çocuğun. Ama bugün fazla havası yerinde değil gibiydi. Canını sıkan bişey olmuştu. Ama bu beni hala ilgilendirmez. Sevgilim değil nasıl olsa. Olabilirdi aslında. Ama onun gibi yakışıklı bir çocuk benim gibi bir kıza bakacağını sanmıyorum.

Onunla konuşmaya çalışsam derdini anlatır mı acaba bana? Aslında bakarsak iyi fikirdi. Fakat Çağrı öyle birine benzemiyor. Hadi benzese de bugünlük kötü davranabilir. Hem bugün daha okulun ilk günü. Amaaan ne fark eder?

"Çağrı?" Dedim kısık bir ses tonuyla. "Kantine gidip birşeyler içelim mi?"
"Senden olursa neden olmasın?" dedi. Gülüşü huzur veriyor.
"Ayıp ettin hiç sana ödetir miyim?" diye baygın bakışlarımı yolladım.
"Hadi bakalım ufaklık."
Ufaklık demesi benim için hiç sorun değildi. Tam tersi benim için bir mutluluktu... Kantine doğru ilerledik ve ben parayı çıkarınca elimden tutup "Ya sen her şeyi ciddiye mi alırsın? Bırak o parayı ben öderim." Birşey diyemedim. Banka oturduk.
"Sana bugün bişeyler olmuş. Bir sorun mu var?"
"Yoo."
"Bak eğer bir sorun varsa benimle paylaşabilirsin."
"Ya evet canım birşeye sıkıldı ama bunu okul çıkışı konuşalım olur mu ufaklık?"
" Peki nasıl istersen." O bana hiç ismimle hitap etmiyordu. Bense ona hep ismiyle hitap ediyorum. Ben gerçekten aptalım. Ben de bir isim bulmalıyım. Ahh. Ama ne olmalı ki? Çocuk kusursuz. Buldum! Katıksız odun. Tam ona yakışır bir isim.

3 HARF + TEK HECE = AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin