1 [ it's not first ]

Start from the beginning
                                        

wolfgang onun ses tonundan bile ne kadar iğrendiğini unutmuştu. ya abisinin sesinden ya da aldığı yaradan ötürü bayılacak gibi hissediyordu. midesi bulanıyor, başı dönüyordu. wolfgang başını iki yana sallayarak kendine gelmeye çalıştı.

ilk iki maskeli aynı anda üzerine atıldığında raya yana kıvrılıp birinin boğazına yatay bir kesik atmıştı, diğeri ise elindeki zinciri savurunca omzunu sıyırdı. acı, sıcak bir çizgi gibi koluna yayıldı ama geri çekilmedi. zinciri yakalayıp kendine çekti, karşısındaki adamı bir anlığına dengesiz hâle getirince dizini yüzüne geçirdi.

raya, wolfgang'in boğazından yakaladığı adama yönelmişti. ayağının altındaki cam kırıkları çatırdarken bıçağını yukarı kaldırdı ama adam dirseğiyle wolfgang'ın yarasına vurup onun kollarının arasından fırlayarak karşısındaki cılız kadına doğru saldırdı. raya refleksle çekilse de bıçak bu sefer sol yanağını çizdi. sıcak kan yüzünden aşağı süzülürken dişlerini sıktı. her darbe, ona daha da öfke veriyordu.

iki adam birden üstüne yüklendiğinde ise yere düştü. biri dizini karnına bastırırken diğeri kolunu tutmaya çalıştı. raya ani bir hamleyle dizini serbest bırakıp bıçağını ileri savurdu; bastıran adamın boynuna saplamayı başardı. adam geriye devrilirken diğerinin boğazına, adem elmasının üzerine sert bir kafa attı. çarpmanın etkisiyle alnı sızlamıştı.

ayağa kalktığında nefes alışları hızlanmış, yaraları zonklamaya başlamıştı ama gözleri hâlâ odaklıydı. wolfgang'a kısa bir bakış attı, bir yandan yarasını tutup diğer yandan arkasında kalan arabadan destek alarak ayağa kalkmaya çalışıyordu ama sadece arabanın temiz kapısını kanla kaplamaktan başka işe yaramıyor gibi görünüyordu.

son iki maskeli birlikte üzerine atıldığında, biri boynuna doğru yumruk savurdu, diğeri ise bıçağını karnına doğru çekti. yumruğu engellemişti ama bıçak bu sefer kaburgasının yanına saplandı. ağzından kesik bir nefes kaçtı. yarayı umursamadan bileğini çevirip saldırganın silahını aldı, aynı hızla diğerinin göğsüne sapladı. kanın sıcak, demir gibi kokusu havayı doldurdu.

yerde yatan maskeli adamların arasında dimdik duruyordu raya. sol omzundan ve kaburgasının yanından kan süzülüyor, nefesi hırıltılı çıkıyordu. wolfgang ona doğru adım attı, yüzündeki endişe saklanamıyordu.

raya, kanlı bıçağını yere bıraktığında nefes alışlarının yavaş yavaş daha düzenli hâle geldiğini hissetti. gözü, yerde yatan maskeli adamların arasından yavaş adımlarıyla geçerek ilerleyen tek figüre takıldı. sigarasından son kez çekip umursamazca adamlardan birinin üzerine fırlattıktan sonra dudaklarının arasından dumanı üfledi, duman kaybolurken dudaklarındaki çirkin ifade devam ediyordu.

"küçük kardeşim, hâlâ yanlış insanlarla takılıyorsun," dedi roderic. gözleri kısa bir an raya'ya kaydı, dudaklarında küçümseyici bir kıvrım belirdi. "ve hâlâ tehlikeli kadınlara kanıyorsun."

raya bıçağını yeniden eline aldı, gözlerini kısmıştı.

roderic onun duruşuna bakıp kahkaha attı, sonra birden hızlandı. ani bir yumrukla kardeşinin göğsüne vurmuştu.

wolfgang onun hamlesiyle geriye sendeledi. ayağını sertçe yere vurup mesafeyi kapatmak isterken araya raya girdi. bıçağını hızla savurarak roderic'i geri püskürttü.

çeliğin havada çıkardığı ses gerilimi arttırıyordu.

ancak roderic çevikti, ayrıca raya ve wolfgang gibi yaralı ya da yorgun da değildi. bıçağıyla raya'nın kolunu çizmeyi başarmıştı. kolunun acısı raya'nın yüzünü buruşturmasına neden olmuştu. kan bu kez parmaklarının arasından süzülürken dişlerini sıktı ama geri çekilmedi. tam karşı hamle yapmak üzereydi ki roderic bu kez bıçağının sapıyla göğsüne vurdu. darbenin gücüyle nefesinin kesildiğini hissetti raya, dengesini kaybedip yere yığıldı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 29 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

𝙜𝙧𝙖𝙥𝙚𝙨, 𝘣𝘭𝘰𝘰𝘥 𝘪𝘯 𝘵𝘩𝘦 𝘸𝘪𝘯𝘦Where stories live. Discover now