9. Esir - Esin Koçak

Start from the beginning
                                    

Ne yapacağımı şaşırmış bir halde elinden kitabı alıp "Te-teşekkür ederim" diyebilmiştim sadece. Şaşkınlığımı çok belli etmiş olmalıyım ki yüzünde hafif bir tebessüm belirdi ve bana elini uzatarak "Önemli değil, adım Emir .Tanıştığıma memnun oldum yazar Esin" dedi. Uzattığı elin karşılığını vererek tokalaşmayı kabul etmiştim "Ben de memnun oldum" dedim ve havlum ile eşyalarımı toparlamaya başladım.

"Sanırım gidiyorsunuz, umarım tekrar karşılaşırız" dedi. Gülümseyerek ona karşılık vermek adına "Umarım" dedim. " O halde tekrar buraya uğramanız dileğiyle hoşçakalın" dedi ve geldiği yere doğru ilerleyerek yavaş adımlarla yanımdan uzaklaşmaya başlamıştı. Sanki bir rahatlık ve sevinç vardı içimde, yüzünde ki gülümseme o kadar içtendi ki bugüne kadar kimsede hissedemediğim bir yakınlık duymuştum. Yine gelmemi istediğine göre burada çalışıyor olmalı diye düşünüyordum. Yazar Esin olarak anılmamdan zevk duymuştum. Yazmayı seven biriydim, beynimde ki kurguları kitaba aktarmak bana iyi geliyordu. Kendimi bildim bileli karanlık bir dünyaya ruhumun aç olduğunu düşünürüm hep, aklıma doluşan bir çok kurgularıysa zihnimden ellerime, ellerimden ise kağıda dökmem gerekiyordu.

Çantamı açıp kitabı koyarken telefonumun titrediğini hissetim, gelen bildirime bakmak üzere elime aldığımda saatin çok geçtiğini fark ettim. Annemden cevapsız arama vardı, acele etmem gerekiyordu. Üzerimdeki havluları çıkarıp çantaya tıkıştırdım. Sahilin bir cadde karşısında ki kaldığım otele doğru ilerliyordum. Çok fazla oyalanmadan sahilden uzaklaşarak hemen caddenin karşısına geçtim ve otelin girişine adım attım. Otelin girişi geniş bir holden ibaretti ve içerisi oldukça görkemliydi. Tavanda asılı büyük avizeler, kapının tam karşısında iki kola ayrılan merdivenler ve ayna gibi parıldayan yerler ile kraliyet oteli denecek güzellikteydi.

Girişin sol tarafında duran resepsiyondan oda numaramın anahtarını almak üzere "1245" numaralı odanın anahtarını istedim. Anahtarı almamla sağ tarafta duran asansöre doğru hızlı adımlarla ilerledim. Asansör kapılarının açılmasını beklerken kendimi tutamayıp sesli bir şekilde dışımdan "Çok geç kaldım" diyordum. Bir anda sesimin hafif yankı yaptığını ve birkaç kişinin bana baktığını fark ettim. Neyse ki asansörün gelmesi gecikmemişti. Kapılar yavaşça açıldı, odama çıkmak üzere asansöre bindim. 3. Kata basarak kapının kapanmasını bekliyordum.

"Asansörleri neden bu kadar yavaş yaparlar ki" diye sesli bir şekilde söyleniyordum. Birden asansörde tek olmadığımı anladım ve yanımda ki insanların gülümsediğini fark ettim. İçimden "Esin burası beş yıldızlı saygın bir otel, daha fazla kendini rezil etme" diyerek kendimi durdurmayı başarmıştım. Kapının açılmasıyla asansörden çıktım ve sol koridorun sonunda olan odama doğru büyük adımlarla yürüdüm. Eğer geç kalırsam gecenin bir vakti onları ziyaret etmek zorunda kalacaktım ve bu benim gibi dakik olan biri için hiç hoş değildi. Ayrıca daha önce tek başıma araba kullanırken gaspa uğramamın ardından kalan bir korku yerleşmişti içime ve bu yüzdendir karanlıktayken tek başıma araba kullanmak beni biraz da olsa ürkütüyordu.

Odamın önüne geldim ve anahtarla kapıyı açıp hemen içerigirdim. Bir yatak, giysi dolabı, televizyon ve banyodan oluşan küçük bir odada kalıyordum. Kahverengi tonlarında olması odaya sakinlik veriyordu. Zaman daha fazla ilerlemeden yatağın bitişinde olan banyoya girip duş almam gerekiyordu. Elimdeki çantayı rastgele bir köşeye bırakıp duşa girmek üzere banyo kapısını açtım. Başımı kaldırıp aynaya baktığımda yüzüm çok solgun görünüyordu.

Bu gördüğüm aynada ki ben miydim ? "Sanırım yorgunluktan olmalı" diye düşünmüştüm, bir taraftan da birbirine dolaşmış siyah saçlarımı elimle ayırarak düzeltmeye çalışıyordum. Suyun sıcaklığını ayarlamak adına suyu açmıştım. Zaman çok hızlı geçiyordu, saçlarımla uğraşmayı bırakıp hemen duşa girdim. Su ılıktı ve bedenimden yavaşça süzülerek akması beni rahatlatıyordu. Birkaç dakika suyun altında öylece kalmıştım. Tatlı ve temiz su, tenimi yakan tuzlu deniz suyundan arınmamı sağlıyordu. Su yüzümden yavaşça akıyordu ve bugün olup bitenler canlanıyordu zihnimde. Bugün ilk defa biriyle tanışırken böylesine garip hissettiğim aklıma geldiğinde 'Hadi ama Esin' diyordum, 'İnsanlara zarar vermekten başka bir halta yaramayan birisin' diye düşünüyordum. Emir çok iyi biriydi fakat benimle baş edebileceğini sanmıyordum.

Karanlığın Esirleri (KİTAP OLDU)Where stories live. Discover now