26. Bölüm "Fırtına Öncesi sessizlik"

En başından başla
                                    

"Şimdilik, diyelim biz ona. Sonuçta ifadenizi almadan bunu bilemeyeceğiz değil mi?"

Yağız, hafifçe sırıtıp arkasına yaslanan adamdan pek hoşlanmasa da bunu belli etmeye niyeti yoktu. Bu durumlarda polislerin özellikle karşısındakinin üstünde psikolojik üstünlük kurmak istediklerini bilecek kadar tecrübeliydi ve bu tür oyunlara gelmeye hiç niyeti yoktu.

"İsterseniz sadede gelelim komiserim. Öncelikle neden buradayım? Açıklığa kavuşturursak iyi olur." Yağız'ın tavırları da en az karşısındaki polis kadar rahattı.

Odayı saran soğuk kahkaha sesine karşı Yağız, tepkisizliğini korudu. Hatta dudağının kenarını hafifçe kıvırarak "Sorduğum sorunun bu kadar hoşunuza gideceğini bilseydim daha önce sorardım." Dedi.

" Burada soruları ben sorarım biliyorsunuz ki" dedi komiser tekrar arkasına yaslanarak "Ama Eymen BOZOKLU'yu hastanelik edecek kadar dövdükten sonra, bana böyle bir soru sormanız gerçekten çok manidar."

"Tüm bu curcuna, Eymen'i dövdüğümü düşündüğünüz için miydi gerçekten?" Yağız gülümseyerek kafasını sağa sola sallayıp " Başından bana Eymen'i dövüp dövmediğimi sormuş olsaydınız size, seve seve cevap verirdim. En azından bu kadar zaman kaybetmemiş olurduk."

Kapının çalınmasıyla, ikisinin de gözleri elinde iki fincan kahve ile giren polis memuruna kaydı. Yağız kendisine uzatılan kahveyi usulca sehpanın üzerine bıraktı. Odanın gergin havası biraz olsun dağılmıştı.

"Konunun sadece birini dövmek olmadığını siz benden iyi biliyorsunuz Yağız Bey." Odadaki sessizliği bozan Emniyet Müdürünün sesi olmuştu. "Sizin ile ilgili olan suçlamalar çok ağır şeyler. Bilmenizi isterim ki, bu soruşturmayı bizzat kendim yürüteceğim."

"Neden burada olduğumu ve üzerime ne iftiralar atıldığını bilmiyorum ama bu işi sizin gibi bir Emniyet Müdürünün yürüteceğini bilmek işin ciddiyetinin büyüklüğünü gösteriyor."

"İşin içinde kaçırma, tecavüz ve alıkoyma varsa ki bunlar meslek hayatım boyunca uğruna mücadele verdiğim en hassas konulardan biridir, yapanın da yaptıranın da cezasını en ağır bir şekilde çektirmek için fena uğraşırım Yağız Bey."

Yağız; karşısında kendinden emin ve bu uğurda her şeyi yapabileceği gözlerinden okunan komisere karşı savaş baltalarını biraz olsun indirmişti. Sergilediği tavırdan, onun bu konuda her şeyi yapabilecek cesareti olduğunu anlamak için müneccim olmaya gerek yoktu. Biraz olsun rahat bir nefes almıştı. Bu adamın, Eymen tarafından satın alınamayacağını bilmek ona güven verirken kahverengi gözlerinin içinden ateşler çıkarcasına konuşması doğru söylediğinin en büyük kanıtıydı. Artık karşısındaki idealist polise daha farklı bir göz ile bakıyordu.

"Sizinle aynı fikirdeyim Faruk Müdürüm. Bu ülkede, yıllarca haberlerde tecavüze uğrayan kardeşlerimizi, eşlerimizi, kadınlarımızı okuduk duyduk. Keza yakalanan zanlıların az bir ceza ile kurtuluşuna da yine bu ülkede şahit olduk. Üstelik bazı psikopatlar kadınlarımıza sadece tecavüz etmeyip canice işkenceler de yaptığını bu işin çok yakınından olan biri olarak siz benden iyi biliyorsunuzdur. Bir kısmına töre dedik, bir kısmını tecavüzcüsüyle evlendirip şiddet dolu bir geleceğe mahkum ettik, bir kısmına birkaç dakika üzülüp sonrasında hiç bir şey yokmuş gibi hayatımıza devam ettik. Bu güzel ülkemizdeki kanunların bu konuda yetersiz olduğunu bilmek bile vicdanımı sızlatırken böyle bir durum ile suçlanmak beni derinden yaraladı inanın." Konuşurken gerçekten sinirlenmişti. Eymen'in, Nehir'e ve Eylüle yaptıklarını düşündükçe daha çıldıracak gibi hissediyordu. Eğer Nehir'e yaptıklarının yanında bir de tecavüz varsa onun derisini canlı canlı yüzecekti.

HIRÇIN GÜVERCİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin