Heves ve İhtiras Bölüm 23

Start from the beginning
                                    

"Sanırım dersiniz başlayacak. Sonra konuşuruz." Dedi ve arkasını dönüp giderken, Eren de gülümseyerek içeri girdi. O anda bakışları Timuçin'in o keskin gözleriyle buluştuğunda yavaşça alt dudağını ısırarak bakışlarını kaçırdı.  Sonra da koltuğuna oturup gülümseyerek  kitabını çıkardı.

Yaklaşık kırk dakikanın ardından nihayet zil çalmıştı. Eren eliyle boynunu tutarak gerildi ve biranda geriye yaslanırken önünden kuzgun geçti. Ardından boş boş baktığında ise  gözlerini devirdi. Biran sonra etrafına göz gezdirdiğinde birinin eksikliğini fark etti. Doğru ya Alper yoktu.  Sahi neredeydi o? Telefonunu çıkarıp onu aradığında numaranın kullanılmamakta olduğunu öğrendi. Bu da neydi böyle? Ne demekti bu? Neredeydi Alper? Şaşkın gözlerle yürümeye başladığında derin bir iç çekti. Koridoru döndüğünde Timuçin'i gördü. O da ona bakarak başını çevirdi.

Eh, hiç yoktan iyiydi. Ama ne olmuştu da eski haline geri dönmüştü ki? Bazen onu anlayamıyordu Eren. En azından kendisine bulaşmıyordu. Bu iyi bir şeydi. Biran sonra yolunu değiştirerek alt kata yöneldi ve bahçeye çıktı. Düne göre bugün hava iyiydi. Açık mavi gökyüzünü ve bulutları izleyebiliyordu. Gülümseyerek banklardan birine oturdu ve gözlerini kapadı.

"Eğleniyor musun kedicik?" Dedi oldukça yakınlardan gelen bir ses. Hemen arkasında bankın başına yaslanıp ona eğilmiş kulağına fısıldamıştı Timuçin. O anda gözlerini açtı ve yutkundu Eren. Biran sonra gülümsedi.

"Ahh, beni mi özledin kurt adam?"

"Ya,, gözümde tüttün."

"Bunu gözlerinde görebiliyorum." Derken başını ona çevirdi Eren ve yüz yüze geldiler. Biran için susup yutkundu Timuçin ardından gözlerini kaçırıp başını çevirdi  ve doğruldu.

"Fazla güvenme." Dediğinde, gülümsedi Eren ve bir kolunu bankın üzerine koyup bacağının birini kendine doğru kırıp, başını yukarı kaldırdı.

"Öylemi yapmalıyım? Sonuçta birbirimizi tanımıyoruz. Bana öyle söylemiştin."

"Tanımadığım insanlarlada konuşurum."

"Tanımadığın insanları da öper misin?" Diye sorduğunda biranda etrafına baktı Timuçin, o anda kıkırdadı Eren. "Ahh heyecanlanma kuzgun, beni senden başka kimse duyamaz." Dediğinde  başını çevirip ona baktı Timuçin.

"Hoşuna mı gitti sinsi kedi."

"Ah evet oldukça hoştu." Diye fısıldadı ve tekrar önüne döndü. Ellerini iki yanına koymuş oturduğu bankı tutarken Eren karşıya odaklanmaya çalışıyordu. O anda ensesinde ki saçlara dokunan parmaklar hissettiğinde irkildi. Timuçin yakasını düzeltiyormuş gibi göründüğünden emin olup ensesindeki saçlarından geçirdiğinde parmaklarını, Eren'in titrediğini fark etti. Biran sonra gözlerini kapayıp parmaklarının dokunuşuna izin verirken yavaşça başını oynattı. Ve tekrar eğildi Timuçin:

"Bende iyi vakit geçirdim." Dediğinde kuzgun, gözlerini açıp yutkundu Eren. Sonra yavaşça başını ona çevirdi ve gözlerini kısıp dudaklarına fısıldadı.

"Benim için zevkti." Dediğinde tekrar zil çaldı ve öğrenciler okula yöneldiler. Kuzgunda gözlerini kısıp:

"Doktoruda mutlu ediyor musun?" Diye sorunca kaşlarını çattı Eren.

"Sen ne düşünüyorsun? Sence memnun kalıyor mudur?" Biran sonra dikleşti Timuçin?

"Konu sen olunca tahmin etmesi kolay. Ne yapıyorsun peki? Kendiliğinden mi azıyor yoksa onuda cezbedecek şeyler mi söylüyorsun?" Biran için kollarını birbiri içine atıp kibirli gözlerle bakmaya başladı. "Gerçi yaşıyla yola çıkarsak, kimbilir belkide iktidarsızdır. Yada enerji içeceğimi veriyorsun..."

Ölümcül Saplantı (+18)Where stories live. Discover now