3.Bölüm

75 4 5
                                    

Can'ın üstünden kalktım ama Can'ın yüzündeki o aptal gülümseme silindi ve yerine kırgın bir yüz şekli geldi.

İkimizde arabaya bindik ben sürüycüdüm. Canla yol boyunca hiç konuşmadık. O kadar sessizdi ki araba da sanki zihnimizdeki düşündüklerimizi duya bilecek kadar sessizdi. Acaba o an öpüşebileceğimizimi düşündü. Yok ya daha Can seni tanımıyor. Daha bende tanımıyorum ama o aptal gülümsemesi aklımdan çıkmıyor içim öyle tuhaf ki şuan kelimelerle anlatamıyorum ki.

sahilin oradaki cafe geldik ikimiz de arabadan indik ve cafenin dışarı da olan ve sahile tam bakan bir masaya oturduk. Can sütlü kahve aldı beden aynısından istedim.

Can'a bakmak için döndüğümde bana gülümseyerek bakıyordu tam ben konuşacaktım ki o konuştu."Sahile o kadar güzel bakıyorsun ki içindeki gerçek kız görünüyor. Neden insanlara böyle soğuk bakıyorsun? Neden sahile baktığın gibi insanlar böyle bakmıyorsun? Neden içindeki o masum kızı ortaya çıkarmıyorsun? Neden o kızı saklıyorsun? Gerçekten seni çözmek çok zor aklımda senle ilgili çok soru var Melek."

Şaşırdım yani biraz ağır konuştu ben böyle biri olmak zorundayım. Yani Can neden böyle söyledi ki. Sanki sorduğu sorulara cevap bekliyordu.

Bende biraz gülümsedim Can'ın yüzüne bakarak sonra yüzümü sahile döndürdüm ve konuşamaya başladım. "Neden insanlara soğuk bakıyorum? Nedeni herkes beni çok suçladı kimse beni bir kere dinlemedi ama ben herkesi dinledim. Herkes bana bağırdı bazıları gelip vurdu. Ben onlara rağmen gülmeye devam ettim ama yinede bana soğuk baktılar sanki bütün suç bende oysa ki beni bir dinleselerdi böyle bakmazlardı yani demek istediğim herkese gülümsemeyeceksin. Eğer birisine soğuk bakıyorsan ama o birisi sen onu soğuk baktığın halde sana yaklaşıyorsa o seni gerçekten dinleyecek biri, sende korkmayacak biridir. İnsanlara masum tarafımı gösterirsem ezerler beni. Zaten bu masum tarafım yüzünden hayatım sona erdi. ölümümü bekliyorum. Keşke ölsem de bu hayat bende kurtulsa." sustum kahretsin sonlarda söylemek istemediğim şeyleri dedim.

Can'ın sıfatı değişti ve bir anda masada duran sağ elimi tut ve konuşmaya başladı."Sakın böyle deme Melek. Hayatın sona felan ermedi böyle konuşma bir daha. Sen çok nadir bulunan bir taş gibisin şuan denizin tam ortasında kumsala doğru yavaş yavaş gidiyorsun. Onca zorluklara rağmen kumsala varırsın. Bir çok insan değerini bilmez orya buraya fırlatırlar seni ama biri çıkar senin değerini anlar seni saklar korur. Şuan bence kumsaldasın ve insanlar senin değerini bilmiyor. Biraz bekle en yakın zaman da yada belki şu günlerde senin değerini bilen birileri vardır. Hayatım hemen bitti deme. Bekle olur mu." Can bu sözleri söylerken iki eliyle tutuğu sağ elimi okşuyordu sanki bir kediyi seviyor gibiydi.

Can bu sözleri söylerken şaşırarak baktım beni daha yeni taniyor ve kısaca anlattı. Beni nadir bulunan taşa benzetti. Dayanamadım ve masadan kalkıp biraz eğildim ve Can'a sım sıkı sarıldım. Sarılmamın etkisiyle ilk baş şaşırdı ama sonra oda sarıldı. Biraz öyle sarılarak kaldık sonra ben biraz Canla aramıza mesafe koyarak konuşamaya başladım."Bence o değerimi bilen kişinin kim olduğunu biliyorum. Sensin! Yani kimse beni böyle tarif etmedi yani şuan nedense sana karşı kendimi mahcup hissediyorum. Hadi kalk sahile inelim taşlı taraflara olur mu."

Can masanın üzerine para koydu ve hiç beklemediğim birşey yaptı. Hemen beni kucağına aldı ve sahide ki taşlı tarafa doğru koşuyordu ve çok fena kahkalar atıyordu. Ben ise olayın şokundaydım. tam konuşacaktım ki Can hemen konuştu. "Sus sakın kızma. şuan gülüyorsun ve o soğuk kanlı kız yok. Bu anın tadını çıkarmam gerek. Sakın kızma biliyorum tam bir deliyim." Can hala gülüyordu bende anın tadını çıkardım yani ilk defa bu kadar eğleniyorum.

Taşlı taraflara vardık ve Can beni kucağından indirip yere koydu. Bende hemen taşlı taraflardan atlaya atlaya aşağıya indim tabi Canıda koluma taktım.

Denize yakındık taşın üzerinde oturuyorduk ikimizde. Ben dayanamadım ve konuşmaya başladım. "Yüce Allah ne güzel yaratmış böyle şeyleri ama biz lanet insanlar bu güzellikleri yok ediyoruz yada kirletiyoruz, kesiyoruz, koparıyoruz. Bizden küçük canlıları eziyoruz mesela çocuklar. Çocuklar küçük diye onların dediklerini inanmıyoruz onların yalancı olduğunu düşünüyoruz yada çiçekler, bitkiler, ağaçlar, otlar onları koparıyoruz kesiyoruz ama şunu düşünmüyoruz 'Onlarında acıyan bir canı var. Biz insanlar bir kıymık batsa hemen ağlıyoruz ama o bitkiler onları kesiyoruz koparıyoruz yinede çıtları çıkmıyor' yada böcekler. Belki biz böceklere kötü davranmasaydık onlarda bizi ısırmazlardı yani biz insanlar çok kötü yaratıklarız. Şu güzelim sahilin ne suçu var ki hiçbir suçu yok ama biz insanlar bu şeylerin suçu olmadan eziyoruz. Şu sahile çöp atıyorlar, çöp kutusu neden yapıldıysa. Ben insan olduğum için kendimden nefret ediyorum. Bu güzellikleri yok ediyorlar. Özellikle hayvanlara zarar veriyorlar. Hayvanları o kendi tetstleri için kullanıyorlar."

Can her bir lafımda çok şaşırdı sözüm bittiğinde gülümsedi ve sonra oda konuşmaya başladı. "Bu dünya ya geldim geleli kimse böyle konuşmadı. Gerçekten beni çok şaşırıyorsun. Ben ailemle yada arkadaşlarımla böyle konuşmuştum hepsi bana 'BANANE' dedi. Ben bir arkadaşımla yere çöp attığı için kavga ettim. Böyle senin gibi düşüncelerimi içime attım. Anne ve babama küçükken çok yalvardım 'Bana köpek alın yada kedi yada tavşan yada kuş' bürsürü hayvan istedim hepsine bakmak istedim ama annem ve babam karşı çıktılar istemediler."

Sesiz kaldık anın tadını çıkardık. Anı mahfetmedik.

Eve geldik Can'ın son konuşmasından beri hiç konuşmadık. Suratımız asık değildi sadece sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi hayatımıza devam etmemiz. Dünyada onca savaşlar oluyor ve biz hiçbir şey olmuyormuş gibi devam etmemiz. Dünyada o kadar masum çocuk ve korunmasız Müslümanlar var ki. Biz insanlar sadece gösteriş olsun diye facebook yada ınstagramda fotoğraf yada durum paylaşıyoruz ama kimse yardım etmiyor öyle sadece paylaşıyorlar empati bile kurmuyorlar. Öyle fotoğraf paylaşacaklarına dua etseler daha iyi. Ahiret günü o attığınız durumlar yada fotoğraflar değil ettiğimiz dualar yardım ettiğimiz insanlar, hayvanlar yada zarar vermediğimiz şefkatle yaklaştığımız çocuklar, bitkiler, ağaçlar, çiçekler bizi kurtaracak.

Bunları düşünürken uykuya dalmışım ne ara üstümü değiştirdim banyoya gittim yatağıma yattım. Hiç fark etmedim.

Sabah namazımı kılmak için kalktım. Namazımı kıldıktan sonra tekrar yattım.

Ben namazı kılan, Kur'an-ı Kerim okuyan bir kızım. erkekler için oramı buramı açmam. Yazda olsa uzun kollu giyerim, kıçımı gösterecek şeyler giymem, dar pantolonlar yada kısa pantolonlar giymem, kısa etekte giymem. Ayak bileğimi aşmıcak etekler pantolonlar giyerim. Üst olarak uzun kollu kıçımı ve önümü kapatacak şeyler giyerim. Kapanmak çok istedim ama nasip değil.

Alarmı saat 10'a kurmuştum ve şuan alarmım çalıyor. Kulağımın dahada sağar olmaması için alarmı kapattım. Uyku sersemliği yüzünden herşey bulanıktı ama odamın kapısında gözüme birşey takıldı. Kahretsin Can öyle dikilmiş beni izliyordu.

ARKADAŞLAR LÜTFEN BEĞENİN!!!EĞER BEĞENDİYSENİZ. SİZLERİ SEVİYORUM.

NEFRET.Where stories live. Discover now