Ayrılık...

549 30 27
                                    

Yine aynı şeyi yapmıştı tam uykumun derin yerindeyken birden kendimi iki kol arasında bulmuştum .
6 aydır çıkmamıza rağmen kalbim beni dinlemeyip kafasına göre atıyor.
Yoongi de benden farklı değil doğrusu sırtımı tıklatan bir kalbi var .Bu konuda kendimi yalnız hissetmiyorum .
Yoongi- yemek yiyelim artık~~
Böyle kelimelerin sonunu uzatınca dayanamıyorum ona
Ben- daha yeni uyanmadın mı?
Yoongi- ama ben acıktım
Ben- tamam ne yemek istersin?
Yoongi-ilk önce bir öpücük sonra yemek
Ben-her seferinde konuyu nasıl oraya getiriyosun anlamıyorum öpücüğü unut .Belki sonra
Yoongi-ama yaa hep böyle yapıyosun nolur bi kere hıh??
Ben-aman iyi bee ama yinede şimdi değil sonra
Biz böyle konuşurken çoktan mutfağa gelmiştik . Dolabı açıp baktım ama her zamanki gibi ne yapacağımı unutmuş boş boş dolaba bakarken arkamdan yoongi de gelip benimle aynı şeyleri yaparak bakıyordu . En sonunda artık iki yumurta alıp omlet yapmıştım.Bu arada yoongi de oturmuş beni izliyordu .
Omleti masaya koyarken telefonumun çaldığını farkettim. Koşarak telefonumu odamdan aldım.
Arayan annemdi. Ben annemi dinlerken yoongi de yanıma geldi bana bakıyordu. Ben annemin dediklerini sindirmeye çalışırken birden bedenim beni dinlemeyerek yere düşmüştüm .Yoongi bana doğru koşuyordu en son hatırladığım yoongi nin yüzüydü .
Bu karanlık beni korkutuyordu. Annemin dediği gibi yoongiyi bırakmalımıydım ama eğer bu onun için en iyi seçimse onun için bunu yapmalıyım.
Telefonda yoonginin eğitim için yurt dışına çıkmak zorunda olduğunu ögrenmek benim için çok zordu .Bunu belkide yoongiden önce öğrenmiş bile olabilirim.
-----------
Yavaş yavaş gözlerim açılıyordu . Etrafa baktım yoongi yoktu . Hastanedeydim. Ben yine bugün olanları düşünürken içeriye giren hemşireyle düşüncelerim bölündü. Ardından doktor girdi ve taburcu olabileceğimi söyleyerek çıktı tam hemşire de çıkıyordu ki durdurup buraya beni getiren kişinin nerde olduğunu sordum . Hemşire ise beni buraya getirdikten sonra çıktığını söyledi çok şaşırmıştım. Acaba gidecegini mi öğrenmişti.
Hastaneden çıkıp eve dogru yol aldım eve gelince şifreyi girip eve girdim garipti . Heryere baktım yoongi yoktu dolabı açmamla yerle birleşmem bir oldu tüm eşyaları gitmişti bu ev onundu ama eşyaları yoktu yoongiyi aradım ama telefonu kapalıydı. valizleri koyduğu bölüme baktım valizide yoktu .
Koşarak evden çıktım. Taksi aradım ama yoktu durağa kadar koştum bir otobüse binerek hava alanına gittim ama geç kalmıştım. Newyork uçağı kalkalı 10 dk olmuş . Ne yapacağımı bilmiyordum. beni nasıl bırakıp gitmişti . bir umut annesinin evine gittim ama doğruydu beni bırakıp gitmisti . hava kararmaya başlamıştı ilk buluştuğumuz parka gidip salıncaklardan birine oturmuş ağlarken birden onumde bir çift ayak ve birde valiz gördüm başımı hafifçe yukarıya kaldırdım bu oydu beni bırakıp gitti sanmıştım ama gitmemişti kalkıp boynuna atlamıştım. Belimde hissettigim ellerle beni bırakmayacağını anlamıştım gözümden akan yaşlar hızlanmıştı .
Ben bu haldeyken ona bunu nasıl yapardım onu asla bırakamazdım . Anladım ki oda beni asla bırakmazdı.

Birbirimizi ne kadar sevdigimizi kanıtlamak icin yapılmış bu komployu annelerimize ödetecektik artık evlenmemize de izin vermişlerdi. Bizi bundan sonra mutluluk bekliyordu . Birbirimizi asla bırakmayacağımıza soz verdik .
Eve geldik kapıyı actik ve her zamankinden daha fazla bir birimize bağlı bir şekilde eve girdik. Hayatımıza kaldığı yerden devam ettik.
Masada kalan omlete bakan bir adet yoongiye dayanamayıp söz verdiğim gibi bir öpücük verdim.

Yanlışlarım varsa çok özür dilerim bu benim ilk hikayem beğeni yüksek olursa belki uzun bir hikaye yazabilirim


Short love storyWhere stories live. Discover now