one last time • styles

14

-Bölüm sadece biraz cinsellik içerir-

"Uhm, işe yarayacağından, emin misin?"

Kaçıkmışım gibi bakışlar fırlatan Calum'u görmezden gelip bacağımdaki eliyle hayali daireler çizen Colin'e döndüm. Beni dinlemiş gibi görünmüyordu, ama yinede konuşmak içini ağzını oynattı,

"Onları ayırmak için bunu yapman gerekiyorsa, yapmalısın bebeğim."

Yüzümde memnuniyet sonucu oluşmuş gülümsemeyle Colin'e baktıktan sonra kalkıp kucağına oturdum. Şu anda beni destekleyen tek kişi o olduğu için bir anda sevgi dolu şeyler hissetmiştim.

Ve, ah, şu içtiğim haplar beni biraz, şey, azgın yapıyordu. Tamam, söyledim işte.

Siz sormadan söyleyeyim, hala bakireyim.

Diğerleri saçma bir tezahürat yaparken gözlerimi devirip Colin'in boynuna kollarımı doladım. Açıkta kalan yere başımı eğim öpmeye başladığımda herkes çoşmuş gibiydi.

"Seni desteklemenin karşılığı bu olacağını bilseydim o şeyleri söylemezdim," Calum'un huysuzca konuşmasından sonra kafamı geriye atıp kahkaha attım. Colin uzanıp dudaklarıma yapışıp kucağındaki bedenimi hoplattı.

Biraz öpüştükten sonra geri çekildim, bakireliğim bana lazımdı.

"Bu kadar gösteri yeter çocuklar!"

Çantamı alıp bu eski mekandan çıkmak için hazırlandım. "Biriniz beni eve bırakın!" Diye seslendiğimde kılını kıpırdatan tek kişi her zaman ki gibi Calum'du. Ardından Violet'te kalktığında gülümsedim.

Evime kadar yürüdük, eğlenceli bir yürüyüştü. Kafamın içinde dumanlar varmış gibiydi çünkü, bilirsiniz, onlarla takılmaya başladığım zamandan beri kafam sürekli iyiydi.

Evime sağsalim giriş yaptığımda yaptığım ilk şey bolca kahve içmekti. Yarın sabah annem gelecekti, şu andan itibaren ayık olmak için on saatim vardı.

Yapmak zorunda olduğum şeylerin listesini çıkardığımda derin bir iç çektim. Ağlamak istiyorum! Bütün evi tek başıma temizleyecektim.

Yardım için çocukları çağırmak beni ürkütüyordu. Temizlik yerine parti yapmak ihtiyacım olan şey değildi.

Daha fazla oyalanmadan kendimi hızlı bir duşa attım, sonrasında ise temizlik geliyordu.

*

*

Tüm gece temizlik yapacağımı düşünmüştüm ama sadece üç buçuk saat sürmüştü. Yinede yorgun hissediyordum. Tüm içki şişelerini, likörlü çikolataları, ve haplarımı poşetleyip arka bahçeye kaldırdım. Annem görseydi beni öldürürdü.

Arka bahçeye uğramadığını biliyordum. İkimizde oraya sahipsizmiş gibi davranıyorduk, bu yüzden içim rahattı.

Saatin gece yarısını birkaç dakika geçtiğini gördüğümde yemek yeme fikrimi iptal ettim. Şimdi yersem sabah annemle yiyemezdim, ve annem kahvaltı aşamasını gerçekten çok önemsediği için beni azarlamasını istemiyordum.

Bir kere daha duşa girdim, üstümdeki kirli hissinden kurtulana kadar vücudumu yıkadım. Tuhaf ama, dudaklarımı yıkama ihtiyacı hissettim. Sanki birileriyle öpüşmüş olmamı belli edeceklermiş gibi.

Yatağıma girdiğimde, yastığın altındaki telefonumu farkettim. Bugün elime hiç almadığım için bakmak zorundaymışım gibi geliyordu.

Sadece bir mesaj vardı. Kimden olduğunu gördüğümde gözlerimi devirip okumadan sildim.