Tarık Bey Korhan'a dişini geçirebilen nadir insanlardan biriydi. Sürpriz olarak öne sürdüğü bu tatile Korhan'ın karşı çıkma gibi bir şansı hiç olmamıştı. Gerçi o da Selen'le baş başa kalmak isterdi ama iş yoğunluğu çok fazlaydı. Ancak Tarık Bey işin başında olacağını söylediği için Korhan fazla itiraz edememişti. Bunun bir sebebi de Selen'in gözlerinde ki ışıltılardı. Nasıl mutlu olmayabilirdi ki Selen? Tarık Bey onlara bu tatili balayı olarak pazarladığı andan itibaren Selen'in kalp atışları bile değişmişti. Çünkü içinde kalan bir şeydi bu... Balayı... Onlar yapamamıştı. Babasının ölümün ardından henüz yastayken imzaları atan bir çift olarak normal bir sonuçtu bu. Ama artık bir engelleri yoktu! Yoktu ama... Keşke gitmeden evvel biraz daha zamanları olsaydı! Tarık Bey o kadar kısa bir zaman sonraya bilet almıştı ki Selen mecburen hızlı bir hazırlık içine girmiş hatta resmen panik yapmıştı. Ancak bu, tatil alışverişine engel olmuş muydu, tabii ki hayır! Çağla'yla beraber hemen birkaç mağazaya girip çıkmış ve birkaç şey almıştı kendisine ve Korhan'a... Tabii bunu yapmasa çok daha rahat bir şekilde hazırlanabilirdi ama olsun, mutluydu Selen!

__ Selen! Hadi canım, geç kalıyoruz, hadi!

Korhan'ın bağıran sesi üzerine Selen koşarak bahçeye çıkmış, kendini hızla arabaya atmıştı.

__ Geldim işte!

__ Nihayet, bas oğlum gaza!

Alper arabayı çalıştırırken Çağla arkasına dönmüş Selen'in üzgün halini seyrediyordu.

__ Hey... Yapma böyle, sadece on gün kadar ayrı kalacaksınız.

Kolaydı söylemesi... Selen ağlamaklı bir halde derin bir nefes almaya çalışarak omuzlarını kaldırdı.

__ Öyle de işte... Çok özleyeceğim ben kızımı!

__ Güzelim... O küçücük bir bebek, uçaklar da filan mahvolurdu. Üstelik bu bizim balayımız unuttun mu?

__ Olsun! Balayına bebekler gelemez diye bir kanun mu var canım?
Sanki Korhan üzülmemişti kızına son kez sarılıp öperken... Üzülmüştü, odadan çıkarken dönüp özellikle bir kez daha bakmış ve o şeker yüzünü bir kez daha çizmişti yüreğinin en derinine... Ama emir büyük yerden gelmişti! Ve kabul ediyordu, yalnız ve huzurlu olmaya gerçekten ihtiyaçları vardı. Yine de aklının kalmaması mümkün değildi, belki de erkenden dönüp gelirlerdi. O İstanbul'dayken Roma da çokta rahat ve mutlu gezemeyeceklerdi ancak aklında daha başka ve güzel bir plan vardı.

Selen'in ağlamamak için kendini sıkmaktan kızarmış olan o küçük burnuna kıyamayarak bir öpücük kondururken sevdiği kadını tamamen kollarının arasına çekmişti.

__ Üzülme bitanem... Bak gelince en kısa zaman da ailece kuş adasına gideceğiz, biliyorum ben Ecem bayılacak oraya!

__ Alperciğim, dedi Çağla o sırada arkadaşlarına özenmiş bir halde.

Görüyorsun değil mi, ne babalar var!

__ Merak etme canım! Senin de kapı gibi kocan var. O da sana böyle bir sürpriz hazırlayabilir.

Selen'in hüzünlü yüzü yavaşça gülümsemeye başlarken Korhan bir kolunu Alper'in oturduğu koltuğun arkasına yaslamıştı.

__ Olmaz! Patronundan bir ay izin çıkmaz sana!

__ Ya Korhan!

__ Hiç kızma Çağla'cığım, senin bu kocan kıskanç! Eminim onunda aklında şimdi seninle Roma'ya gitmek vardır.

__ Yok daha neler... Değil mi Alper?

__ Kesinlikle sevgilim, sen ona bakma. Benim aklımda önce Roma sonra da Kuşadası var!

Hep birlikte iyice gülmeye başlarlarken Selen araya girmişti.

__ Bence çocukta yapın, böyle tam olmuyor!

__ Aşkım neden akıllarına sokuyorsun şimdi?
__ hiç işte! Vazgeçtim, havaalanına götürmüyorum sizi! Eve gidiyoruz, hanımla işimiz var!

__ Yaa Alper!

Selen'in gülmekten çenesi ağrımak üzereydi, deliydi bunlar! Bir araya ne zaman gelseler çocuk gibi oluyorlardı. Çağla ise Alper'in yüzsüzce gülen haline kızarmış bir şekilde tersçe bakmış ve Korhan arkada oturmasına rağmen bunu fark etmişti. Hiç kaçırır mıydı fırsatı?

__ Sen de hiç duracağın yeri bilmiyorsun canım!

__ Şuna bak! Sanki beni gaza getiren sen değilsin. Kesin Tarık Amca senden kurtulmak için bu tatil işine girdi.

Bu sözler üzerine Korhan'ın yüz ifadesi değişmişti çünkü en başından beri aklının hep bir kenarında o soru işareti vardı. Bu tatil nereden çıkmıştı ve aciliyeti neydi? Neden kendisini İstanbul'dan uzak tutmak istiyordu? İçgüdüleri babasının kendisine doğruyu söylemediğini fısıldıyordu. Bu işte başka bir şey vardı ve eninde sonunda her şey ortaya çıkacaktı. Ama beklemeye sabrı yoktu Korhan'ın... O yüzden şimdiden içeriden birini ayarlamıştı. İstanbul da olan ne varsa hepsini gün be gün öğrenecekti. Diğer türlü içinin rahat etmesi mümkün değildi.

Ve genel olarak şen şakrak geçen güzel bir yolculuğun ardından vakit uğurlamaya gelmişti.

__ İnince mutlaka haber verin tamam mı?

__ Merak etme Çağla'cığım, seni arayacağım.

__ Arayamaz, çünkü... Şu an itibariyle balayımız başlamıştır arkadaşlar!

__ Bence uçaktan inince başlasın, uçaktakiler de insan sonuçta.

Çağla ve Selen yüzlerini buruştururken aynı an da göz göze gelmişlerdi. Tamam, bu iki ergeni gerçekten birbirlerinden ayırma zamanı gelmişti!

__ Aramızda ki bazı arkadaşlar iyice cıvıtmadan biz en iyisi gidelim. Hadi aşkım!

Korhan sonunda ciddileşirken bir kolunu Selen'in beline dolamıştı.

__ Kendinize iyi bakın çocuklar...

__ Evet, sizi özleyeceğiz!

__ Eğlenmeden gelmeyin buraya...

Çağla ve Alper sarmaş dolaş bir halde oldukları yer de kalarak arkadaşlarının el ele kendilerinden uzaklaşmasını seyrettiler bir süre. Onlar için iyi olacaktı bu tatil, Çağla hafif bir iç çekerken başını kaldırarak kocasına gülümsedi.

__ Hadi gidelim sevgilim...

Alper Çağla'nın saçlarına bir öpücük kondurdu ve el ele çıkışa doğru sessizce yürümeye başladılar ama sadece birkaç adım sonra Alper'in adımları yavaşlamıştı kendiliğinden.

__ Ne oldu?

__ Hülya...

Hülya beş adım kadar ileri de, sol da duruyor ve kendilerini bekliyordu!


Canlarım, keyifli okumalarr :))

Kor GibiWhere stories live. Discover now