1.Kanser

90.2K 1.2K 143
                                    

Güneş: Anlayacağın babamın borçlarını bu haftasonuna kadar ödeyemeyemezsem eve haciz gelecek. Annemi de biliyorsun kaldıramaz böyle şeyleri. Haberi bile yok, ödedim sanıyor. Şimdi ortaya çıksa kalpten gider kadın.

Hande: Adam ölüp gideli yıllar oldu, derdi hala bitmedi. Canım bak biliyorsun başımızın üstünde yeriniz var. Seçkin de ister gerçekten. Gülsüm Teyzenin de bende yeri ayrı bilirsin.

Güneş: Sağol Hande, iyi ki varsın.

dedim elimdeki kahve bardağını hastahanenin kafeteryasında oturduğumuz masaya bırakırken. İçeri giren Zehra gözleriyle etrafı tarayıp beni bulunca "Güneş Hanım? Acilden giren bir hastamız var, kalp krizi." demesiyle yerimden kalkıp hızlı adımlarla acile gittim.

Hemşire Leyla: Myokard Enfarktus* gibi görünüyor. (*Myokard Enfarktus/MI/Kalp krizi)

Elini göğsüne koyan yaşlı adamın yanına gidip elini tuttum.
Hemşire Leyla: İsim Salim Ateşoğlu.

Bu isim bana bir yerden tanıdık gelsede şu an hayati bir durum vardı.
Güneş: Ayak kısmını kalp seviyesinden yükseğe getirin, 250 miligram aspirin verin bana.

Bana uzatılan aspirin koyulmuş tabağı alıp

Güneş: Salim Amca bunu çiğnemen lazım.

ve biraz doğrultup ilacı ağzına almasını sağladım.

Güneş: Tek başına mısın Salim Amca?

Salim Amca: T-torunum vardı.

Güneş: Peki ne zaman başladı?

Salim Amca: Yarım saat oldu.

Güneş: Göğsünde kaya gibi bir şey ya da baskı hissediyor musun?

Salim Amca: Ağrı var.

Güneş: Başka?

Salim Amca: Nefes darlığım var, öksürürken kan geliyor, ateşim çıkıyordu bazen, çok zayıfladım bu aralar kızım hep yorgun hissediyorum..

Güneş: Tamam Salim Amca dinlen sen şimdi arkadaşlarım gelip seni röntgene alacak.

ve beyaz önlüğümden kalemi alıp yatağın yanındaki komidinden de hasta formunu elime aldım. Hemşire Leyla yanıma gelince

Güneş: Myokard Enfarktus değil, daha ciddi bir durum var. Akciğer röntgeni alın. Tekrar kriz olursa 250 miligramlık aspirin kullanmasında sıkıntı olmaz.

ve acil tarafından çıktım. Kolumdan tutan adama döndüm.

Genç Adam: Dedem, dedem nasıl?

Güneş: İhmal edilmiş. Bu zamana kadar onca belirtiyi nasıl farketmezsiniz? Bu adam, ölümle savaşıyor.

diyerek sorusuna azarlayan sözlerimle cevap verdim. Aslında bunun yanlış olduğunu biliyordum, yine de bir tarafım bu ihtiyar adamın bu kadar zaman ihmal edilmiş olmasına dayanamıyordu.

Genç Adam: Ne? Ne diyorsun sen? Ne ölümü!

Güneş: Şimdilik emin değilim, ama bu bir kalp krizi değil. Daha kötü bir şey olabilir. Birkaç test yapacağız.

karşımdaki genç adam yıkılmış bir şekilde beni bırakıp içeri girmeye yeltendi. Ne yazık ki görevli kartı olmadan giremez, ne kadar da üzücü.

Güneş: Giremezsin. Onu düşünüyorsan girmemelisin de. Sakin ol, böyle bir faydan olmaz.

ve hastane koridorundan kapısında "Genel Cerrah Güneş Uymaz" yazan odaya girdim. Sandalyeme oturup notlarımı çıkardım.

Zorla GüzellikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin